Post Empresyonistler İstanbul’da

Gülseren SÜDOR
Ressam 

İstanbul’da yaşayıp halen Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi Beş Kubbe Salonunda 6 Kasım’a kadar devam eden ‘Post Empresyonizm’ sergisini henüz gitmeyenler bu sergiye vakit ayırsın. Çünkü sanatı sevenler, sanatla meşgul olanlar, çocuklarına sanatı sevdirmeyi görev bilenler ve ülkemizde dünyanın tanınmış ressamlarının eserlerini bu kapsamda bir arada görmeyi bir rüya olarak kabul edenlere seslenmek istiyorum. ‘Post Empresyonizm’ son yılların İstanbul’da gerçekleşen en önemli sergilerden biridir.

Bu çok değerli eserlerin benzerlerini ancak dünyadaki farklı kıtalardaki çeşitli müzeleri gezerken görebilirsiniz. Bazıları artık koleksiyonerlerin kendi mekanların duvarlarına yerleştiği için çoktan görünmez olmuşlardır. Resmin dilini farklı kılmaya ve de zenginleştirmeye adayan, sanat tarihi açısından önemli, maddi ve manevi değeri çok yüksek, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden ressamların, 102 yapıtının sergilendiği ‘Post Empresyonizm’ sergisindeki eserlerin, İzmir’deki özel bir koleksiyonda bulunduğunu bilin ve mutlu olun.

LUCİEN ARKAS’IN KOLEKSİYONU

Arkas Holding yönetim kurulu başkanı Fransız asıllı, İzmir’de yaşayan bir Türkiye vatandaşı olan Lucien Arkas’ın, böylesine güçlü bir koleksiyonu yirmi yıl gibi kısa sürede bir araya getirip, meraklıları ile buluşturması çok anlamlı ve bizler için gurur verici bir eylemdir. Lucien Arkas doğup büyüdüğü topraklardan asla kopmadan, gerçek bir İzmirli olarak şehrin sosyal ve kültürel projelerine imzalar atarken, diğer yandan özel koleksiyonuna kattığı bine yakın sanat eserini halka açık sergileyebilmek için İzmir’de Arkas Sanat Merkezini kurdu.

2011 yılında açılan bu merkezin ilk sergisi yine ‘Post Empresyonizm’di. Ama aradan geçen yedi senede koleksiyonuna büyük bir emek ve maddi harcama ile birçok eşsiz eserler kazandırdı. Neden Post Empresyonizmin resimleriyle ilgilendiğine gelince; bu akımın sanatçılarının azimkar cüretkarlığı ile Avrupalı birçok sanatçıyı etkileri altına alıp 20. yüzyıl modern resminin kapılarını aralamış olmalarıdır. Ve bu yapıtlar Lucien Arkas’ın dikkatle ve özenle kurduğu koleksiyonu içinde bir tür yapı taşı görevi görürler.

POST EMPRESYONİSTLER NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Görsel sanatlarda post modern akımın oluşmasına neden ve nasıl gelindiğini anlamak için 19. yüzyılda İngiltere’den tüm kıta Avrupasına yayılan endüstri devriminin, yaşamın her alanının sosyal ve kültürel geleneklerini kökten değiştirmesi olarak bilmemiz gerekir. Fransa’da sanatçılar, 19. yüzyılın ortalarından itibaren akademik üretime karşı alternatif üretim çabalarına girişerek Empresyonizm (izlenimci) denen konudan ziyade anın ve doğanın gerçekliğini resmederken kullanılacak tonların önemli olduğu bir akıma öncülük ettiler.

Onlardan sonraki kuşak olan, Post Empresyonizm sanatçıları ise; resimsel kuralların bütününe açık bir akıma bağlı olmaktan ziyade imgesel (hayal-imaj) resim anlayışına sahipken, bir yandan da her biri teknik olarak farklı yöntemler kullandılar. 19. yüzyılın sonlarının ve yirminci yüzyıl başının Paris’inin sanatçılara sunduğu entelektüel ve sosyal ortamını da etkiyle bu çok anlamlı sergide eserleri bulunan sanatçıların, hemen hemen hepsi akademi kökenli ressamların atölyelerine gidip ders alırlarken tanışmışlardır. Ve hepsi sanayi ekonomisinin dışında kalıp, birlikte sergiler açarlarken, Post Empresyonistler olarak adlandırılmışlardır.

TEKNİK VE KONU BENZERLİĞİ ARAMAYIN

Post Empresyonistler bir sanatsal ekolün olmazsa olmaz, birbirine yakın veya nitelikteki yapısından ziyade, gelişen-değişen fikirlerle yeni teknikler deneyen ressamlar olduklarından; bu sergide izleyeceğiniz 102 adet eserde teknik ve konu benzerliği aramayın. Yalnızca 1880’lerden başlayıp 20 yıl boyunca resmin çizgi, renk, biçim gölge-derinlik elemanları ile noktacılık, konturculuk, intimizmcilik (Mahrem anları yansıtan), Fovizm (saf renkleri çok parlak olarak kullanan) gibi ekolleri yaratıp yirminci yüzyıl ve bu yüzyılın modern sanatının yolunu açan ressamlar olduklarını bilerek izleyin.