22 Ekim 2018 12:24

İşkence davasında 'CD kayboldu' iddiası

Antalya’da Çağrı Danışman’ın işkence ile öldürüldüğü iddiasıyla 22 polis hakkında açılan davada delil olabilecek CD'nin kaybolduğu iddia edildi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Antalya’da şizofreni hastası Çağrı Danışman’ın işkence yapılarak öldürüldüğü iddiasıyla 22 polis hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Duruşmada, Danışman’ın öldürülmeden önce elinde silah bulunmadığını gösteren 4 numaralı CD’nin kaybolduğu iddia edildi.

Muratpaşa ilçesi Turgut Reis Caddesi’nde, 4 Ekim 2012 günü akşam saatlerinde, şüpheli bir kişinin dolaştığı ihbar edildi. İddiaya göre ihbar üzerine olay yerine geçen motorlu polis ekibine, şizofreni hastası Çağrı Danışman tarafından ateş açıldı. Polis Memuru Mehmet Çolak hayatını kaybederken meslektaşı Fatih Dinç ise devrilen motosikletin altında kaldı. Çolak’ın tabancasını da alarak otomobille kaçan Danışman, cezaevi kavşağında barikat kuran polis memurları Abdullah Bülbül ve Mustafa Kılınç’ı da öldürdü. Fatih Mahallesi’nde vurularak yakalanan Danışman, sağlık görevlilerince ambulansla hastaneye götürülürken yolda yaşamını yitirdi. Çağrı Danışman’ın ailesi, oğullarının yakalandıktan sonra dövülüp işkence yapılarak öldürüldüğü iddiasıyla şikayetçi oldu. Şikayet üzerine operasyona katılan 22 polis hakkında "kasten öldürme" ve "kendini savunamayacak kişiye işkence yapma" suçlarından dava açıldı. Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıkların avukatları ile müşteki Melek Danışman ve avukatı Münip Ermiş katıldı. Avukat Ermiş, 4 numaralı CD’de müvekkilinin oğlunun elinde silah bulunmadığına dair görüntüler olduğuna dikkat çekerek “Maalesef bu CD kayıp. Bulunmasını istiyoruz” dedi. Mahkeme heyeti, duruşmayı karara bağlamak üzere erteledi.

ANNE: TÜFEK, OĞLUMUN ELİNDE DEĞİL ARABADA

Çağrı Danışman’ın annesi Melek Danışman da adliye çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Oğlunun ilk olayın meydana geldiği yerde polislerle bilinmeyen nedenle tartıştığını ve 1 polisin öldüğünü belirten Melek Danışman, “İkinci olayın meydana geldiği yerde oğlum arabadan fırsatını bulup yaralı bir şekilde kaçıyor. Tali yola girerken oradaki MOBESE kamerasının görüş açısına giriyor. Oradaki esnaftan bazıları oğlumun elinde 2 silah, bazıları da 1 silah olduğunu söylüyor. Polisin biri ise oğlumun elinde tüfek de olduğunu belirtiyor. Ancak olay yeri inceleme raporlarında tüfeğin arabada olduğu açıkça yazıyor. Yani tüfek 1 kez kullanılmış. Oğlum 2 buçuk saat mahalle arasında saklanıyor; ama o kadar çok kan kaybediyor ki saklandığı yer kan gölüne dönüyor” diye konuştu. Oğlunun, tahminen kan kaybından öleceğini anladığı anda bulunduğu yerden çıkıp sokak arasına girdiğini kaydeden Danışman, “Daha sonra çocuğu linç ediyorlar. Burnunu, çenesini, alnını, omzunu, kolunu, dişlerini kırıyorlar. Alt üst damağını patlatıyorlar sonrasında üstünde bir sürü polis bekliyor. Sağlık ekipleri geliyor ve oğlumu ambulansa alıyor. Ambulansa bir de polis biniyor. 20 kilometre hızla hastaneye getiriyorlar. Bizde takometreler var, sonra da yolda öldü diyorlar" dedi. (Antalya/DHA)

ÖNCEKİ HABER

Endonezya’da deprem ve tsunamide hayatını yitirenlerin sayısı artıyor

SONRAKİ HABER

Kriz derinleşiyor, önlemler yetersiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...