17 Eylül 2012 05:45

Dershaneler kimin için kaldırılıyor?

Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamayla 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren özel dershaneleri kaldıracaklarını açıkladı. Başbakan aynı konuşma içinde “Okullar kurun, biz de sizden hizmet alımı yapalım. Bedeli neyse verelim” ifadesini kullanarak, asıl amaçlarının özel dershane

Dershaneler kimin için kaldırılıyor?
Paylaş
Erkan Aydoğanoğlu

10 yıllık AKP iktidarı döneminde özel dershane sayısı 2 kat artarken, AKP her fırsatta özel okullara yönelik teşvik politikaları geliştirmek için olmadık yollar denedi. Özel okullara vergi teşvikleri ve çeşitli kalemlerde indirimler yapıldı. Yoksul öğrencilerin özel okul masraflarının devlet tarafından karşılanması girişimleri Eğitim Sen’in çabalarıyla yargıdan döndü. AKP, sermaye sınıfının en kararlı savunucusu olduğunu göstermek için, kamu kaynaklarını sadece eğitimde değil, her alanda özele aktarmak için bütün imkanlarını seferber etti.

DERSHANELER ÖZEL OKUL OLACAK

Kamusal eğitim ve okullara yeterli bütçe ayrılması ile ilgili herhangi talepler gündeme geldiğinde “kaynak yok” denirken, kuruluş ve işleyişi açısından “para kazanmayı” amaçlayan birer işletme olan özel okullar, doğrudan ya da dolaylı yollarla sürekli olarak desteklendi.
Türkiye’de halen yüzde 3 olan özel okulların oranını yüzde 10’a çıkarmayı hedefleyen AKP hükümeti, eğitimdeki “stratejik hedefleri”ni de buna göre belirlemiş durumda. Milli Eğitim Strateji Raporu’nda 2014 yılına kadar dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi zaten açıkça belirtilmişti. Başbakan’ın 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren özel dershanelerin kaldırılacağına ilişkin açıklamaları bu nedenle sürpriz değil. Hatta buna AKP hükümeti, aynı raporda meslek liselerinin eğitimdeki ağırlığını arttırıp (yüzde 65’e çıkarıp) ardından özel sektöre devredilmesi çalışmaları başlatıldı.

ÖZEL OKULLAR VE DERSHANELERİN SAYISI

Türkiye’de 2012 itibariyle 3 bin 453 özel okulöncesi eğitim kurumu, 1247 özel anaokulu, 931 özel ilköğretim okulu, 885 özel lise bulunuyor. 1930 yılında, çoğu azınlık okulu olmak üzere, 300 kadar özel okul varken, 2012 yılında bu sayı 6 bin 500’ü aştı. 1930 yılında özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 30 bin civarındayken, bugün özel okullarda okuyanların sayısı 583 bin.
Özel dershanelerin durumu daha da dikkat çekici. 10 yıllık AKP iktidarı boyunca Türkiye’de özel dershane sayısı 2 bin 122’den, 3 bin 961’e çıktı. 2002 yılında dershanelere giden öğrenci sayısı 606 bin 522 iken, 2012’de 1 milyon 219 bin 472’ye yükseldi. Özel dershanelerde çalışan öğretmen sayısı ise 19 bin 881’den, 50 bin 163’e yükseldi.
AKP Hükümeti döneminde dershanelerin sayısı yaklaşık iki kat artarken, teşviklerin de etkisiyle özel okullara giden öğrencilerin sayısı 223 binden 583 bine yükseldi. Bugün özel okullarda çalışan öğretmen sayısı, 20 bini okul öncesi eğitim kurumlarına olmak üzere 72 bin.   

GERÇEK ÇÖZÜM BELLİ

Kamu okullarının kendi kaderine terk edilerek, özel okulların desteklenmesi girişimleri, doğrudan kamu kaynakları üzerinde söz sahibi olan sermaye hükümetlerinin tercihlerinden kaynaklanıyor. Kaynakların kimin için, nasıl kullanılacağı sorunu farklı ekonomik sistemlerde, egemen olan sınıfın tercihleri doğrultusunda gerçekleşir. Dolayısıyla bir ekonomide egemen güçlerin (kapitalizmde sermayenin) tercihleri, kaynakların kimler için kullanılacağını belirleyen en temel faktörlerden birisidir.
Anayasa’nın 47. maddesi “kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir” diyor. AKP hükümeti, bugüne kadar gündeme getirdiği benzer pek çok yasal düzenlemede olduğu gibi, dershanelerin kapatılması ve özel okulların desteklenmesi konusunda yapacağı yasal çalışmalarda da kamu yararı gözettiğini iddia edecek ve özel okullara bu bahaneyle kamu kaynaklarını aktaracak. Eğer hükümet gerçekten kamu yararını gözetiyorsa, kamu kaynaklarını özel okullara aktarmak yerine, bu okulları devletleştirerek herkese eşit, parasız ve kamusal eğitim anlayışını hayata geçirmeli.  


DERSHANELERİN KAPATILMASININ GERÇEK GEREKÇELERİ

AKP hükümetinin her icraatını temsil ettiği sermaye kesimlerinin istek ve beklentileri doğrultusunda hayata geçirmeye çalıştığı biliniyor.
Kamusal kaynakların eğitimin ticarileştirilmesi ve her geçen gün daha fazla oranda piyasalaştırılması için özel sermaye kesimlerine aktarılmaya çalışılıyor. Oysa yapılması gereken, kamusal kaynakların yine kamusal bir hak olan eğitim için, özel çıkarlar değil, kamusal yararlar gözetilerek değerlendirilmesi ve sadece eğitimde değil, bütün alanlarda kamu harcamalarının payının arttırılması. “Dershaneleri kapatacağız” söylemleri ile asıl amacın özel öğretimi özendirmek ve özel okulları doğrudan kamu kaynaklarıyla desteklemek olduğu bütün açıklığı ile ortada.
Hükümetin bu alanda yaptıklarını yapacaklarının teminatı olarak değerlendirirsek, hepsi “kar etmek” amacıyla kurulmuş ve birer “işletme” olan, çok az sayıda istisna dışında çoğu zaman kontenjanlarını bile dolduramayan, kimi çevrelerce değişik amaçlarla kurulmuş vakıf ve cemaatlere bağlı özel okulların desteklemeye çalıştıklarını görmemek mümkün değil.

DERSHANELERiN YÜZDE 6.6’SI ÖZEL OKUL STANDARTI TAŞIYOR

Başbakan tarafından özel dershanelerin kapatılması gündeme getirildiğinde Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye genelinde fiziki şartları ”Özel Öğretim  Kurumları Standartlar Yönergesi”nde belirtilen şartlara ve özel okul olmaya uygun özel dershanelerin tespiti için valiliklere resmi yazı gönderdi.
Yapılan çalışma sonucunda özel okul olabilecek dershanelerin sayısı tespit edildi. İllerden gelen bilgilere göre, Türkiye genelinde faaliyet gösteren  3 bin 961 dershaneden, sadece 263’ü (yüzde 6.63’ü) özel okul olabilecek durumda.
Buna karşılık fiziki koşulları nedeniyle özel okula uygun olmayan dershanelerin  sayısı 3 bin 698. Başbakan “özel dershaneler kendisini özel okula çevirsin biz onlardan hizmet alalım” diyedursun, bu koşullara uygun dershanelerin sayısı son derece sınırlı.


EĞİTİMDE GİZLİ VE AÇIK ÖZELLEŞTİRME

Eğitim Enternasyonali’nin yayınladığı raporlara göre, eğitimde piyasalaştırma uygulamaları “gizli ve açık özelleştirme” olmak üzere iki şekilde gerçekleşiyor. Benimsenen yöntemler arasında, öğrencilerden alınan “katkı payı” gibi uygulamaların yanı sıra, AKP Hükümetinin 10 yıldır yaptığı gibi özel okulların çeşitli yollarda teşvik edilmesi, toplam okullar içerisindeki özel okul payının arttırılması gibi yöntemler en yaygın uygulamalar arasında.
Türkiye’de “gizli özelleştirme”, bir yandan devlet okullarında eğitimin niteliğini bilinçli olarak düşürüp, özel okulların öne çıkarılması şeklinde ortaya çıkarken, diğer taraftan eğitimin kamusal finansmanından çok, halkın eğitimin finansmandaki payının arttırılması şeklinde karşımıza çıkıyor.
AKP iktidarı döneminde eğitimde özelleştirme uygulamaları büyük hız kazandı ve devletin kamusal eğitimin finansmanındaki gerçek payı her yıl gerilerken, halkın eğitim harcamalarına cebinden yaptığı harcamalar sürekli arttı.
Devletin elinde, derslik ve okul yapacak kaynaklar varken bunları özel okullara destek amacıyla kullanılmak istemesi, eğitimin açık özelleştirilmesini teşvik ettiği kadar, özel okullarda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma koşulları ile karşı karşıya kalan eğitim emekçileri açısından da ciddi sorunları beraberinde getirdi.
Özel okullarda ve dershanelerdeki eğitim emekçileri iş güvencesi, çalışma koşulları ve ücret güvencesi açısından en olumsuz koşullarda çalışıyorlar. Özel okul ve dershane öğretmenlerinin mesleki ve duygusal tükenmişlik düzeyleri, kamuda çalışan kadrolu öğretmenlere göre daha yüksek. Dershane öğretmenlerinin sözleşmeleri dönemsel yapılıyor ve bu nedenle dershane öğretmenleri yılın belli aylarında işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalıyorlar.


Özel Dershaneler, Öğretmen ve Öğrenci Sayıları

Yıllar    Özel DershaneSayısı    Öğretmen Sayısı    Öğrenci Sayısı
2002–2003    2.122    19.881    606.522
2003–2004    2.568    23.730    668.673
2004–2005    2.984    30.537    784.565
2005–2006    3.928    41.031    925.299
2006–2007    3.986    47.621    1.071.827
2007–2008    4.031    48.855    1.122.861
2008–2009    4.262    51.916    1.178.943
2009–2010    4.193    50.432    1.174.860
2010–2011    4.099    50.209    1.234.738
2011–2012    3.961    50.163    1.219.472

Kaynak: MEB Örgün Eğitim İstatistiklerinden derlenmiştir

*Çalışma Ekonomisi Doktoru

ÖNCEKİ HABER

Depremzedenin prefabriğini de yıkıyorlar

SONRAKİ HABER

4+4+4 eğitimi bugün başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...