13 Ekim 2018 10:02

Cumartesi Anneleri yine engellendi: Sadece adalet istiyoruz

Cumartesi Anneleri 707. haftalarında da Galarasaray Meydanı'na çıkarılmadı. Polis bu kez İHD binası önünde açıklama yapılmasına izin verdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Zorla kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması için 707 haftadır adalet talebini tekrarlayan Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Meydanı’na çıkarılmadı. 

Gözaltında kaybedilen yakınları için 23 yıldır adalet mücadelesini sürdüren Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda toplanmaları, 700. hafta oturumunda Beyoğlu Kaymakamı tarafından yasaklanmıştı. Yasağın ardından her hafta İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde toplanıp Galatasaray Meydanı’na yürümeye çalışan kayıp yakınları, bu hafta da polis engeliyle karşılaştı. Meydana çıkamadıkları için İHD İstanbul Şubesi önünde açıklama yapmak isteyen aileler geçtiğimiz haftaya kadar yolu kapattıkları gerekçesiyle polis şiddetine maruz kalıyordu. Geçtiğimiz haftaki eylemde HDP Milletvekili Hüda Kaya da polis şiddetine maruz kalmıştı. HDP’li Kaya’nın polis tarafından darbedildiği görüntüler kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’na çıkmasına izin vermeyen polis, bu kez dernek önünde açıklama yapılmasına izin verdi.

‘HAKİKAT VE ADALET TALEBİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

CHP ve HDP Milletvekilleri ile KESK, DİSK, TMMOB ve avukat gruplarının destek verdiği 707. hafta basın açıklamasını zorla kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okudu. “Hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz” diyen Tosun, gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Abdulkerim Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın gözaltında kaybedilişlerinin 23. yılında cezasızlıkla kapatılan davalarının yeniden açılmasını talep etti. 

TANIK BEYANLARINA RAĞMEN BERAAT ETTİLER

27 Ekim 1995’te Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Hakkari Yüksekova Komando Taburuna bağlı askerler, Yüksekova’nın Ağaçlı Köyü'ne baskın yaptı. Baskın sırasında köylülere ağır şiddet uygulayan askerler köyden ayrılırken işkenceden ayakta duramayan 73 yaşındaki Abdulkerim Şemsettin Yurtseven’i, köye odun toplamak için gelen 18 yaşındaki Mikdat Özeken’i ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ı gözaltına alarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburuna götürdü. Olay Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarında şu şekilde yer aldı: “Sanık Yurdakul’un komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş adlı köylüleri dövmüş, yaşlı olan Yurtseven yediği tekmeler sonucu ölmüştür. Bunu gören Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek öldürülmesi kararı vermiştir. İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır. Aynı çukura gömülen köylülerin cesedi köpekler tarafından çıkarılınca, köylülerin cesetleri bu kez taburun yakınlarından geçen çaya atılmıştır.” Tanık beyanlarına, suça iştirak edenlerin itiraflarına ve olayın geçtiği TBMM Susurluk Raporu’na rağmen açılan dava 12 Kasım 1999’da delil yetersizliği gerekçesiyle kesin beraat hükmü ile sonuçlandı. Ailelerin yaptığı temyiz başvurusu Yargıtayca reddedildi ve 2 Nisan 2001’de beraat kararı onaylandı. AİHM‘e taşınan dava 18 Aralık 2003’de sonuçlandı. AKP hükümeti AİHM’e yaptığı savunmada suçu kabul ederek, tazminat ödeme yoluna gitti. 

‘BİZ ADALET İSTEDİK’

Açıklamanın ardından 28 Temmuz 1993’te gözaltında kaybedilen Özgür Gündem Gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe söz aldı. Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçemeyeceklerini söyleyen Tepe, “Benim oğlum Özgür Gündem gazetesi muhabiriydi. PKK’nin kaçırdığını söylediler. Benim oğlumu Türk İntikam Tugayı kaçırdı. Oğlumla beraber 28 Özgür Gündem çalışanı kaybedildi. Bunları PKK mi kaçırdı? Failleri şimdiye kadar neden bulunmadı? Biz adalet istedik. Biz çocuklarımızın katilleri yargılansın dedik slogan dahi atmadık sessizce oturuyorduk. Bu baskı niye?​” dedi. 

‘KİMSE ÖLMESİN BARIŞ, ADALET OLSUN’

Cenazesi 1996'da kaybedilen Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya da “Barış istiyoruz. Herkes gelsin bize destek versin. Kimse ölmesin. Ne polis ne asker kimse ölmesin istiyoruz” diye seslendi. Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, yargıya ve milletvekillerine seslenerek, “Ben devlete güvendim. Oğlumu karakola götürdüm. Buna rağmen oğlum kaybedildi. Barış, adalet olsun yeter artık! Bizi polisle karşı karşıya getirmeyin” dedi.  Emine Erdoğan’a hitaben konuşan Yıldız, “Emine hanım bir annedir. Diyor ki güçlü olan haklı olandır. Benden daha güçlüsü var mı? Ben çocuğumun kemiklerini sızlatmayacağım" diye konuştu. Zorla kaybedilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Fatma Kırbayır da, “Adalet yerini bulana kadar ben buradayım. Öldürdünüz, yitirdiniz bari kemiklerimizi verin.” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Almanya’da eyalet seçimi: Bavyera’da siyasi deprem bekleniyor

SONRAKİ HABER

Evrensel’e akreditasyon reddi, Almanya Federal Parlamentosunda 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...