KHK ile çıkarılan Ege işçileri mahkeme ile işe geri dönüyor

Metehan UD
İzmir

Kadroya geçiş sürecinde işten çıkarılan Ege Üniversitesi işçileri açtıkları davalar sonucunda işbaşı yapmaya başladı. Bölge İdare Daireleri işçiler için tek tek işçiler lehine yürütmeyi durdurma kararı verirken geride kalan az sayı da işçinin yakın zamanda işbaşı yapması bekleniyor.

Kamu kurumlarında çalışan taşeron işçiler için çıkarılan kanun hükmünde kararname ile birlikte ülke genelinde binlerce işçi Ege Üniversitesinde de 150'nin üzerinde işçi kadroya geçiş sürecinde güvenlik ve arşiv soruşturması kapsamında işten çıkarıldı. Üniversitenin farklı birimlerinde çalışan DİSK'e bağlı Genel-İş ile Hak-İş'e bağlı Hizmet-İş ve Öz Büro İş üyesi işçilerin karara karşı açmış olduğu ise sonuçlanmaya başladı.

Şimdiye kadar bir çok işçi yerel mahkeme işçiler için yürütmeyi durdurma kararı verirken yürütmeyi durdurma kararına karşı yapılan itirazlar ise yine işçilerin lehine sonuçlanıyor. Son olarak Genel-İş üyesi 3 işçi için dava İzmir Bölge İdare Dava Daireleri yürütmeyi durdurma kararı verdi. İşten çıkarılan 54 Genel-İş üyesi işçinin şimdiye kadar 42'si mahkeme kararı ile işbaşı yaparken geriye kalan 12 işçi için de benzer kararların çıkması bekleniyor. Hak-İş üyesi işçilerle ilgili sayıya dair bilgi yokken benzer durumun onlar için de geçerli. Hak-İş üyesi işçilerin de açmış olduğu davalar lehlerine sonuçlanıyor.

'ANAYASANIN HİZMETE GİRME MADDESİNE AYKIRI'

Bölge idare daireleri, idarenin verdiği kararların Anayasa'nın 70. maddesinde düzenlenen 'Hizmete Girme' ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde düzenlenen 'Devlet Memurluğuna Alınacak Kişilerde Aranan Genel Şartlar' maddelerine aykırı olduğunu aykırılık oluşturduğuna dair kanaat getirdi ve telefi güç zararlar doğurmaması için de yürütmeyi durdurma kararı verdi. İşçiler yaşadıkları maddi kayıpların karşılanıp karşılanmayacağı ise nihai kararın ardından kesinleşecek.

'GEREKÇELER AZİZ NESİNLİK'

Yakın zamanda işbaşı yapan Ege Üniversitesi Konservatuvar Bölümü Sekreteri Serpil Yaşar, eşinin önceki evliliğinden olan kızının katıldığı eylemler gerekçe gösterilerek işten çıkarılmış. Üstelik söz konusu eylemlerin gerçekleştiği esnada Serpil Yaşar, şimdiki eşiyle evli bile değil. Gerekçe gösterilen eylem 2002'de yaşanırken Yaşar 2012 yılında evleniyor. 6 ay sonra işine geri dönen Yaşar "Çok büyük mücadeleler verdik. Sınıf bilincini, mücadele edersek neler kazanabileceğimizi anladık. Yüreğim kırgın olarak mutluyum. Haksızlığa uğradık, çevremiz bizden uzaklaştı, 'terörist' damgası yedik. Buruk bir sevincim var. Sürekli emniyet başımızda idi, bir gün bile karşımızda muhatap bulamadık. Kendimizi savcılığa şikayet ettik, suçlu isek yargılayın, suçsuz isek işimizi geri verin dedik. Benim gerekçem ise dillere destan. Bütün gerekçeler Aziz Nesinlik ama benimki bir tık daha önde. Arkadaşlarım içeri girmeden tam sevinci yaşayamayacağız. Onların da döneceğine yürekten inanıyoruz" dedi.

'SUSSAYDIK HEM SUÇLU HEM İŞSİZ KALACAKTIK'

İşçilerin üyesi olduğu Genel-İş 7 Nolu Şubenin Sekreteri ve aynı zamanda işten çıkarılan işçilerden bir olan Özgür Genç ise şunları söyledi "Susmuş olsaydık şu anda arkadaşlarımız hem 'suçlu' hem de işsiz olarak yaşamaya devam edecekti. Kendilerini aklayamayacaklardı. Gerekçeler ise çok komedi idi. Üniversite 'sen bizimle çalışamazsın' dediği işçiler mahkeme kararı ile işbaşı yaptı. Mevcut iktidar kendinden olmayanlara açlığa mahkum etti. Biz burada sesimizi çıkardığımız için kamuoyu oluştu. Dışarıdaki arkadaşlarımız onurlarını korumak, suçsuzluklarını kanıtlamak ve çalışma haklarına sahip çıkmak için mücadele verdi. Bir kez daha hakkın verilmediğini alındığını ortaya koyduk. 

'KAPATILAN HASTANEDE DOĞUM YAPMAK'

31 Mart günü işten çıkarılan Ege Üniversitesi işçileri 94 gün boyunca rektörlük karşısında oturma eylemi yaptı. Oturma eylemi her hafta çarşamba günü devam ediyor. İşten çıkarmalar arasında "Kapatılan hastanede doğum yapmak veya tedavi olmak", "Kapatılan hastanede çocuğunun staj yapması", "Kapatılan okullarda, üniversitelerde çocuğunu (devlet desteğiyle veya burslu) okutmak", "Kapatılan kolejin futbol takımında çocuğunun maçlara çıkması", "Kapatılan üniversitede yüksek lisans yapmak", "Bank Asya’da hesabı olmak", "Kapatılan dershanelerde veya el konulan fabrikalarda (Kimisi İŞKUR aracılığıyla gönderildiği halde) işçi olarak çalışmak", "Çocuğunun Grup Yorum halk korosunda sahneye çıkması", "Annesinin Newroz'a katılması" gibi skandal gerekçeler bulunuyordu.