05 Ekim 2018 00:15

‘Ne gezmesi, sana mis gibi bir çay demleyeyim balkonda oturur, içeriz'

Ford Otosan işçisi 'Kriz diyenlere inanmayın, manipülasyondur' sözlerine tepki gösteriyor.

Fotoğraf: Land Rover MENA/Flickr (CC BY 2.0)

Paylaş

Arzu ERKAN
Kocaeli

Tofaş’ın Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) Bursa fabrikasında ‘yurt içi pazarda yaşanan daralma’ gerekçesiyle Ekim ayı içerisinde üretime 9 gün ara vereceğini açıklaması otomotiv sektöründe çalışan işçiler arasındaki tedirginliği artırdı. Temmuz ayında üretime 3 gün ara verilen Koç Holding’e bağlı Ford Otosan Yeniköy Fabrikasında günlük üretim adedi 210’dan 160’a düşürülürken, kimi işçilerin Gölcük fabrikasına gönderileceği yönünde bilgiler olduğunu paylaşan işçiler işten çıkarmaların yaşanabileceği endişesi taşıyor. Gölcük fabrikasında henüz üretimde aksamalar yaşanmasa da tüm bu gelişmeler işçilerce yakından takip ediliyor.

Peki ekonomik kriz, artan geçim sıkıntısı, işçilerin içine sürüklendiği dar boğaz tek başına işten atmalar ya da üretim duruşları yaşandığında mı gündem olmalı? Yine Koç Holding’e bağlı TÜPRAŞ’tan sonra Türkiye’nin en büyük ikinci işletmesinde çalışan işçilerin yaşam koşulları nasıl?

Bu sorulara yanıtı 8 yıldır Ford Otosan Gölcük fabrikasında çalışan bir işçi arkadaşla aradık. İşten atılma kaygısı ile ismine R diyeceğimiz işçi, Karadenizli, fabrikada sayıları hiç de azımsanmayacak gurbetçi işçilerden biri. Henüz 1 yıl olmuş evleneli. Kendisini dindar olarak tanımlamasa da vakit namazlarını da, cuma namazını da kaçırmamaya özen gösteriyor. Bundan önceki tüm seçimlerde MHP’ye oy veren işçi R, referandumda hayır oyu vermiş ve 24 Haziran seçimlerinde “tek adam yönetimine” karşı çıktığı için en güçlü aday olarak gördüğü Muharrem İnce’yi desteklemiş. Erdoğan’ın “Kriz mriz diyenlere sakın inanmayın, bunlar manipülasyondur” sözlerine tepki gösteren işçi R, “O yüzden mi bu kadar işyeri konkordato ilan etti, her yerde işten atmalar, üretim duruşları var?​” diye soruyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  açıklamalarının ardından Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den de “Ekonomik kriz yok, olay psikolojik” yönlü değerlendirmeler geldi. Ne diyorsunuz bu açıklamalara?

İşçi R: “Tek kelime ile bizimle alay ediyorlar diyorum. Kriz yok da o yüzden Yeniköy fabrikası Temmuz ayında 3 gün durdu. Günlük üretim düşürüldü. Arkadaşları Gölcük’e gönderiyorlar. İşte TOFAŞ’ta 9 gün duracakmış. Kriz var mı yok mu anlamak için sadece Kocaeli’ye bakmak bile yeterli. Yıldız Entegre 25 gün üretimi durdurdu. Elimsan 300 işçi attı. Fabrikada lastik fabrikaları da duracakmış diye söylentiler var. Herkes tedirgin, herkes işten çıkarmaların başlamasından endişe ediyor. Bizim orada Gölcük’te şimdilik üretimde düşüş yok. Aksine cumartesi günleri fazla mesai yapıyoruz. Ama herkesin kafasında önümüzdeki aylarda ne olacak sorusu var.

Neden bu noktaya gelindi peki? Hükümetin iddia ettiği gibi dövizdeki yükseliş Türkiye’nin büyümesini istemeyenlerin oyunu mu? Bir ekonomik savaş içinde miyiz?

İşçi R: (Gülümseyerek) Böyle olduğunu düşünen AKP’li arkadaşlar var evet ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Ben Karadenizliyim. Geçim kaynağımız fındık. Benzine, akaryakıta gelen zam belimizi büktü. Dolar yükseldikçe zam geldi. Giderler arttı. Elimize geçecek üç kuruşta pula döndü. Bizi bu kadar bağımlı hale getiren, tarımı bitiren bu hükümet değil mi? Her şey ithal, üretim ithal ürünlerle yapılıyor. Yeniköy’ün duruşunun gerekçesi bile yurt dışından gelen şanzımanın eksikliğiydi. Dolar arttı. Her şey arttı. Her şey ateş pahası. Ben bu söylemlerin kendi suçlarını gizlemek için yapıldığını düşünüyorum.

AKP’ye oy veren işçiler ekonomik kriz ve dolardaki yükselişi dış güçlere bağlıyor dedin. Hükümet açıkladığı Yeni Ekonomik Programda bile büyüme hedeflerini küçültüp, enflasyon hedefini yükseltirken, kamu ihaleleri iptal edilirken, tasarruf tedbirleri gündeme gelmişken hâlâ böyle mi düşünüyorlar?

İşçi R: Evet hâlâ hükümeti savunanlar, tüm bunların Erdoğan’ı devirmek için yapıldığını söyleyenler var. Bizim fabrikanın büyük çoğunluğu AKP’ye oy veren arkadaşlar. Büyük kısmı bu tartışmalarda artık sessiz kalmayı tercih ediyor. Geçim sıkıntısı ve pahalılıktan şikayet edenlerin sayısı arttı. Mesela 3 dönemdir AKP’ye oy veren bir arkadaş Varlık Fonu’nun başına Erdoğan’ın geçmesi ve damadını vekil olarak atamasının ardından “Bu ne ya hanedanlık mı kuruyor!” diyerek AKP’ye oy vermeyeceğini söyledi. Kriz arttıkça bu çıkışların artacağını düşünüyorum.

8 yıldır Ford Otosan’da çalışıyorsun. Bize biraz da yaşam koşullarını anlatır mısın?

İşçi R: Saat ücretim 13 lira 40 kuruş. İnanın çıplak maaşımı bilmiyorum. Yılda 4 ikramiye, yakacak, AGİ hepsi maaşın içinde. Vallahi kimse çıplak maaşını bilmiyor. Geçen gün bir arkadaşımız ‘oturdum hiç üşenmedim hesapladım biz yan haklar hariç 1950 lira maaş alıyoruz’ dedi. Her ay 20 saat fazla mesai yapıyorum. Geçen ay yıllık izin ve bayram tatili nedeniyle fazla mesai yapamadım. Sanırım 10 saat ancak yapmışımdır. Elime geçen para 2 bin 700 lira oldu. Eşim çalışmıyor. İki kişi bu para ile nasıl geçinsin ki?

Evet bende tam olarak onu sormak istiyorum. İki kişi bu para ile nasıl geçiniyorsunuz? Nasıl bir sosyal hayatınız var?

İşçi R: Kalem kalem söyleyeyim o zaman. Hâlâ ev eşyalarının taksidini ödüyorum. Birkaç ay kaldı. 1000 lira o. Evlenirken hem eşimin, hem de benim ailem çok ısrar etti. “Başınızı sokacak bir eviniz olsun” dediler. “Kira öder gibi ödersiniz taksitleri” dediler. Bankadan kredi çekerek ev aldık bizde. Şimdi her ay 1000 lira da ona ödüyoruz. Etti mi 2000 lira. Kredi kartına her ay 500 lira. Elde kaldı 200 lira. Ne yapacaksın ay sonunu getirebilmek için yine kredi kartına yükleneceksin. Pazara gitmeyip, marketten alacaksın. Derler ya, boşa koydum olmadı, doluya koydum almadı. Elektrik, su, doğal gaz faturası duruyor. Dişimizi sıkalım avansa kadar 200 lira ile idare edelim dedim olmadı. Mecbur yüzümü kızartıp annemi aradım. Bir emekli maaşı var kadının. “Anne bu ay bana gönder, durumum yok” dedim. Bizim durumumuz tam olarak bu işte.

Peki ya sosyal hayat?

İşçi R: (Yine yüzünde bir gülümseme) Ne sosyal hayatı be abla. Bazen akrabaların, arkadaşların evine gidiyoruz. Bazen de onlar bize geliyor hepsi bu. Geçen iş çıkışı eve gittiğimde eşim ‘Çıkalım biraz dolaşalım’ dedi. Yeni evliyiz tabi ki gezmek, dolaşmak istiyor. Bir AVM’ye gitsek, gezip dolaşsak bir dükkanda gözü kalacak. Hani bir şeyler yemesen bile bir kahve, bir çay da içersin değil mi? Nereden baksan 50-60 lira en az. Cepte para yok. Dedim ki “Boşver canım. Ben şimdi sana mis gibi bir çay demlerim. Balkonda oturur, içeriz.” Yani demem o ki en basit şeyler bile bizim için lüks.

Bu tablonun değişmesi için ne talep ediyorsun?

İşçi R: Fabrikada konuşuluyor Siemens, Şişecam işçilerine eylül ayında ek zam yapıldığını açıklamış. Bizde de eylül ayında geriye dönük enflasyon oranında zam yapıldı. Yüzde 10.35. Sendika bunu öyle bir duyuruyor ki sanki zafer kazanmış. Yüzde 10 zam yapsan ne olur her ürüne gelen zam en az yüzde 40. Üstelik vergi dilimine girmişiz. O yüzde 10, benim cebime girmeden uçup gitmiş. Gerçekten yaşayamaz hale geldik. Kredi kartına yüklen yüklen nereye kadar! Borç gırtlağı aştı. Maaşımıza adam akıllı bir iyileştirme yapılmasını istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Hayvanlara yönelik şiddet ve istismarı Meclis’e taşındı

SONRAKİ HABER

Bursa'da 13 ton balığa el konuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...