Suriye’ye karşı yeni güçler cephede

Ardından Amerikan üst düzey askeri yetkililerinin Türkiye’ye ziyaretleri geldi. Bu ziyaretlerde detayları açıklanmasa da ana gündemin Suriye olduğu biliniyor.
Bir diğer gelişme ise Suriye ordusundan ayrılan ve muhalefete katılan Manaf Talas’ın Ürdün’e gerçekleştirdiği gizli ziyaretti. Kendisine Fransızların tahsis ettiği özel uçakla Ürdün’e giden Talas’ın “Suriye muhalefetini Ürdün’de toparlamak amacıyla” bu ziyareti  gerçekleştirdiği yorumları yapılmıştı.
Ve en son Lübnan’da muhalefetteki 14 Mart Hareketinin lideri eski başbakanlardan Said Hariri’nin Fransa’dan yaptığı açıklamalar geldi. Suriye rejimiyle arası hiç de iyi olmayan Said Hariri açıktan “Suriye muhalefetine silah temin edilmesi çağrısında bulundu.
Suriye’nin uydu kanallarının bu dönemde kesilmesi ve ekonomik yaptırımları da bu listeye ekleyebiliriz.
Gelişmeleri alt alta topladığımızda Suriye’ye açılan cephenin yeniden ve eskilerin yanı sıra yeni güçlerle tanzim edildiği kesin. Fakat Hariri’nin son çağrısının diğerlerinden bir farkı var. Lübnan’ın Trablusşam kentinde çıkan çatışmalardan zaten Suriye’ye silah kaçırmak isteyen Hariri’ye bağlı güçler sorumlu tutuluyordu. Yapılan bu açık çağrının Lübnan’da da en az Suriye kadar karşılığı olacaktır. Lübnan halkı ve siyasi partiler zaten “muhalifleri destekleyenler” ile “Suriye rejimine destekleyenler” olarak bölünmüş durumda. Yakın zamanda gerçekleşen silahlı çatışmalar Lübnan’ın nasıl fitili ateşlenmeyi bekleyen bir bomba olduğunu ortaya çıkarmıştı. Böylesi bir gelişmenin başta Irak olmak üzere bütün bölgede çatışmaları körükleyeceği de açık.
Fransa’nın daha aktif bir rol üstlendiği görülen bu gelişmelerde açık olan, şimdiye kadar izlenen yolun farklı versiyonlarının izleneceği ve “Suriye sadece Suriye değildir” sözünü her adımda doğrulayarak krizin başta Ortadoğu bölgesi olmak üzere geniş bir coğrafyayı “etkisini arttırarak” içine alması.
Suriye meselesinde Mısır, Lübnan gibi cepheye sürülen her ülke, Türkiye örneğinde görüldüğü üzere, kendisi de krizlerle boğuşan bir ülke haline gelmekte. (Hatay/EVRENSEL)

HARİRİ’DEN SURİYE MUHALEFETİNE AÇIK DESTEK

Lübnan’ın bir önceki başbakanı ve 14 Mart Harekenin lideri Said Hariri, Suriye muhalefetine silah temin etme çağrısı yaptı. Hariri, Fransız gazetelerine geçen Çarşamba günü verdiği demeçte Suriye’deki rejimin bir an önce devrilmesi için uluslarararası toplumdan askeri müdahale istedi. Hariri, bu çatışmaların sonucunda Suriye rejiminin kaçınılmaz bir şekilde düşeceğini iddia etti.
Hariri, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kendi halkına yaptığını “soykırım” olarak nitelendirdi ve durdurulmasını istedi. “Esad’ın düşmesi geciktikçe, hasar çoğaldıkça çatışan taraflar arasında uzlaşmanın zorlaşacağı düşüncesinde olduğunu” ifade etti. Rejimin ülke üzerinde kontrolünü kaybettiğini ve devletin başarısız olduğunu iddia eden Hariri, sistem tarafından ileri sürülen iddialara aldanmama çağrısı yaptı ve Suriye halkının bu çatışmalardan kazanarak çıkacağını söyledi.
Hariri, “Fransa’nın Suriye’de önemli bir role sahip olduğunu söyledi ve tampon bölgeler oluşturabilmek için Fransa’nın müttefikleriyle beraber muhalefetin silah ihtiyacını karşılamak için çağrıda bulundu.
Diğer taraftan Hariri savaşın Lübnan’a bulaşmasından korkmadığını ifade ederken bunun Lübnan’da hiçbir partiye yarar sağlamayacağını söylemeyi de ihmal etmedi. Ancak “Suriye rejimi baskısını artırdıkça, Şam’ın çabaları yoğunlaştıkça Lübnan da beraberinde yıkılacaktır” ifadesini kullandı.
Lübnanlı eski bakan Mişel Samaha’nın tutuklanması olayıyla ilgiliyse Samaha sorununu Suriye tarafından uygulanan “savaş eylemi” olarak nitelendirdi.
Samaha, ağustos ayında Kuzey Lübnan’da eylem gerçekleştirmek amacıyla Suriye’den Lübnan’a patlayıcı kaçakçılığı yapmakla suçlanmıştı.
Said Hariri ve Dürzi lider Velit Canbulat bir süredir Fransa’da Fransız yetkililerle temalarda bulunuyor.