23 Eylül 2018 14:43

'Türkiye 2019’un ilk yarısında büyümede eksiyi görebilir'

Prof. Dr. Yaşar Uysal, '2001 krizinde vatandaşın kredileri ve kredi kartı borçlarının toplamı yaklaşık 4 milyar liraydı. Şimdi 520 milyar lira' dedi.

Fotoğraf: Ali Leylak/DHA

Paylaş

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen “Küresel Ekonomik Gelişmelerin Türkiye Ekonomisine Etkileri” başlıklı seminerde konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, Türkiye ekonomisinin büyüme hızında sert düşüşlerin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Yeni Ekonomi Programının da bunu kabul ettiğinin anlaşıldığını ifade eden Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, 2019 yılının birinci ve ikinci çeyreğinde Türkiye’nin büyüme rakamlarında eksiye düşebileceği öngörüsünde bulundu.

KAYNAKLAR TÜKETİME VE İNŞAATA GİTTİ

Prof. Dr. Uysal, Türkiye’nin 2003-2013 yılları arasında dünyada likidite bolluğunun yaşandığı dönemde Türkiye’ye gelen yabancı kaynakları verimli alanlara değil, gereğinden fazla tüketime ve inşaata kanalize ettiği için bu dış kaynakları geriye ödemeye imkan verecek geliri yaratamadığından dolayı bugün sorunlar yaşadığını kaydetti.

ENFLASYON HEDEFİ VE REEL FAİZ ÇELİŞKİSİ

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Programda 2021 yılı enflasyon hedefinin yüzde 6 açıklanmasına karşın Türkiye’nin kısa süre önce 10 yıllığına yüzde 20.7 faizle borçlandığını hatırlatan Uysal, “2021 yılı enflasyon hedefimiz yüzde 6 ise; yüzde 21 ile neden borçlandık? Neden daha kısa vadeli borçlanıp enflasyon ve faizler düştüğünde vadeyi uzatmayı tercih etmedik. Programın enflasyon hedefleri tutarsa ortalama yüzde 5 büyüyen bir ekonomi yüzde 16 düzeyindeki reel faizi nasıl ödeyecek. Ne yazık ki örtülü kur hedefi, cari açık ve işsizlik başta olmak üzere Yeni Ekonomik Programdaki bazı hedeflerin tutmadığını görebiliriz” diye konuştu.

YETERLİ DIŞ KAYNAK BULAMAYACAĞIMIZ BİR DÖNEME GİRDİK

“Dünya’dan ucuz ve bol dış kaynak bulamayacağımız bir döneme girdik” değerlendirmesinde bulunan Prof. Uysal, yarını okuyarak yani gelecek bilgisi ile karar verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Uysal, “Türkiye 1947 yılından beri dış ticaret açığı, 1972 yılından bu yana ise bütçe açığı veriyor. Türkiye’nin dış ticaret açığının geldiği düzey sürdürülebilir değil. İstikrarsız büyüme, yüksek işsizlik, yüksek enflasyon, yüksek cari açık gibi sorunlar aslında bir sonuçtur. Türkiye ekonomisinin mevcut üretim yapısı yenilenemez ve yarının ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde dönüştürülemezse 7-8 yılda bir kriz yaşamaya devam ederiz” dedi.

2001’E GÖRE KREDİ BORCU KATLANDI

Türkiye'devatandaşların tüketici kredileri ve kredi kartlarından dolayı bankalara olan borcunun 520 milyar TL’ye ulaştığı bilgisini veren Uysal, şöyle konuştu; “2001 krizinde vatandaşların tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarının toplamı yaklaşık 4 milyar liraydı. Döviz kurunun artışında en büyük rolü açık pozisyonu olan yerli girişimcilerin oynadığı anlaşılıyor. Zira yabancıların ülkeden çıkardığı kaynak oldukça sınırlı. Aslında, birçok ekonomistin de söylediği gibi, Merkez Bankası Temmuz ayında yüzde 2-3 gibi makul faiz artışı yapsaydı bugün dolar kuru bu düzeylere gelmeyebilirdi.” (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Hasta tutuklunun annesi: Oğlum ölürse hesabını kim verecek?

SONRAKİ HABER

Migros'ta eylem yapan Uyum Makro işçileri gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...