22 Eylül 2018 23:45

'Saray’da yaşayan yoksulluğu nereden bilsin!'

Erdoğan’ın 'Kriz yok, giderek güçleniyoruz. Halkımız maniple ediliyor' sözlerini Derince Öğretmenler Mahallesinde yaşayan yurttaşlara sorduk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kübra LAZ
Mert SAMYELİ
Kocaeli

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kriz yok, giderek güçleniyoruz. Halkımız maniple ediliyor” şeklindeki sözlerini Derince Öğretmenler Mahallesinde yaşayan yurttaşlara sorduk. Öğretmenler Mahallesi işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı bir mahalle. Konuştuğumuz emekçilerin büyük kısmı ekonomideki gidişatın çok kötü olduğunu belirtirken, “Saraylarda yaşayanların bunu görmemesi normal” diyorlar.

Perihan Koç, Erdoğan’a “Bizim gibi yaşasın biraz. Onlar oturdukları yerden görmüyorlar galiba” diye sesleniyor. Bütün harcamalardan kısmak durumunda kaldıklarını, çocukların okul masraflarını karşılayamadıklarını söyleyen Koç, “Evde eşim ve oğlum çalışıyor, ancak oğlumun da çalıştığı yer kapanacak. Bir şekilde bu zamların düşmesi gerekiyor. İndirimlerin olması lazım. Faturalar çok yüksek geliyor. Nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum sürekli. Çocuğun üstü kirleniyor kızıyoruz, çünkü deterjan pahalı. Bu yüzden çözümü yüksek makamlardaki insanlarda görüyorum. Kendimizi sağlık olsun diye avutuyoruz, ama bu şekilde sağlık da kalmadı artık” diyor. Bu durumun nasıl düzeleceğine dair bir fikri olup olmadığını sorduğumuzda ise “Nasıl düzelir hiç bilmiyorum ama zamları kim çıkarıyorsa onların düzeltmesi lazım. Biz daha fazla fedakarlık edemeyiz artık” diye yanıtlıyor.  

ALIN TERİMİZDE GÖZLERİ VAR

Sokaklarda seyyar sebze meyve satan Cengiz, ekonomik zorluklardan dolayı lisedeyken okulu bırakmak zorunda kalmış. “Recep Tayyip Erdoğan’a söylemek istediklerim var, artık piyasanın halini düzeltmeli. Bütün gün bağırıyorum, kimse gelip bir şey almıyor. Pazara göre oldukça ucuza alıp satıyorum sürümden kazanabilmek için, ancak insanların alacak durumu yok. Biz burada hırsızlık yapmıyoruz alın terimizle para kazanıyoruz onda bile gözleri var” diye konuşuyor.

Asgari ücretle çalışan Resul, “Merkette bir gün 10 TL olan şey ertesi gün bakıyoruz 15 TL, zamları artık takip edemez duruma geldik. Domatesin kilosu olmuş 7 lira, bu bile kriz olduğunu gösteriyor” diyerek, Erdoğan’ın sözlerine tepki gösteriyor: “Onların keyfi yerinde ama bize kimse sormuyor nasıl geçiniyorsun diye. Onların tuvalete gittikleri para ile biz bir ay geçinmek zorunda kalıyoruz!”

KRİZ ONLARI ETKİLEMİYOR Kİ...

Fabrika İşçisi Okan Karagöz de krizin her alanda hissedilir olduğunu düşünüyor. “Erdoğan aslında söylediklerinde haklı, çünkü kriz onu etkilemiyor. Zengin giderek zenginleşiyor biz de giderek fakirleşiyoruz. Aramızda uçurum var... Onlar 500 liralık peynir yiyor, biz 15 TL veremiyoruz” diyen Okan Karagöz’e göre çözüm birlik olup sokağa çıkmakta. “Benim istediğim kendimizin ekip kendimizin yediği, dışa bağımlı olmayan bir sistem” diyor.

İnşaat sektöründe çalışan Necmettin, “Krizin en çok hissedildiği yerlerden biri olduğunu” belirtiyor. “Kriz oldukça belirgin, çok ciddi bir durgunluk var. Patron krediler yüksek olduğu için daire satamıyor. İnsanların alım gücü olmadığı için onlar da alamıyor. 200 bin olan daireler şu an da 400 bin. İnşaat sektöründen ziyade, ben duruma bireysel değil toplumsal olarak bakıyorum ve toplumun durumunu hiç iyi görmüyorum” diyen Necmettin, Cumhurbaşkanının açıklamalarıyla ilgili ise şöyle diyor: “Görüşlerine saygı duyuyorum. Bu da elbet düzelecek diyorum. 2000’de bir kriz yaşadık, düzeldi. Bunun da ona benzediğini düşünüyorum.”

Ayda 1500 TL aldığını, henüz bekar olduğu için krizi çok hissetmediğini söyleyen Furkan’a göre “Evli olsa 2 bin 500’den aşağısı asla yetmez!” Sonuna kadar Erdoğan’ın arkasında olduğunu ifade eden Furkan, “Türk milleti aç kalır susuz kalır ama devletsiz kalmaz diyorum.  Ben de bu devletin arkasında olacağım, o yüzden zamlardan şikayetçi değilim. Eğer hak yiyorlarsa da öteki tarafta haberleşiriz” diye konuşuyor.

DEMOKRASİYE İHTİYACIMIZ VAR

Emine Oğuz da ülkede ciddi bir kriz olduğunu düşünenlerden. Bunu pazar fiyatlarından görmenin mümkün olduğunu belirten Oğuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle ilgili ise şöyle diyor: “Saray’da bir kriz olmadığı için Erdoğan’ın görmemesi ve bu şekilde konuşuyor olması çok normal. Biz ise dışarıda kriz ile mücadele ediyoruz. Çözümü de bizden bekleniyor ve hiç kolay olmayacak çünkü sistem bozuk.” Oğuz ayrıca, başkanlık sisteminin kesinlikle değişmesi gerektiğini düşünüyor, “Ülke olarak demokrasiye ihtiyacımız var” diyor.

Eşi Kerem Oğuz da “Tayyip Erdoğan da sarayda doğup büyümedi. Ama Saray’daki hayat artık onu etkiledi ve dışarıdaki hayatı göremiyor” diye konuşuyor. Yaşanan sorunların ancak üretimle çözülebileceğini savunan Oğuz, şöyle devam ediyor: “Ülkemizin çok kötü şartlarda olduğunu düşünüyorum. Hata ve eksiklikler var, ancak bizim de fedakarlık yapmamız gerekiyor, bu sıkıntılar bitene kadar. Aynı zamanda insanlık hakları ve işçinin hakları da verilmeli. Benim asıl kızdığım şey bu kadar fedakarlık yapmamıza rağmen özgürlüklerimizin kısıtlanıyor olması. Bizim artık Avrupa koşullarına gelmemiz gerekiyor ve düşüncelerimizi özgürce söyleyebilmeliyiz.”

ÖNCEKİ HABER

Ulaştırma Bakanlığı: Tarafsız ve şeffaf değerlendirme yapılamıyor

SONRAKİ HABER

‘Kuzenim yazmış’ virüsü: DM’ler yanlış kişiye gidebilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...