22 Eylül 2018 11:25

İtibarından tasarruf etmeyenler, İsmail Devrim ile ‘aynı gemide’ mi? 

Çağrı Sarı yazdı: Halka ‘kriz psikolojik’ diyenler, Yeni Ekonomi Programını anlatırken kriz yok ‘muş’ gibi takınmamızı istiyordu.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Çağrı Sarı

Bu ülkenin anne babaları yeryüzünün en şanssız anne babası belki de...

Yetmeyen ücretler içinde, işten çıkarılma tehditleri altında çocuğunuza alacağınız o bayramlık ayakkabıyı düşünürsünüz... Susarsınız... Güvenliği olmayan işlere mahkum kalmışsınızdır, ayın sonunu getirememenin derdi tasası yüklenmiştir yorgun omzunuza, harçlıkları azalttığınız için kahrolurken susarsınız... İstediğiniz çocuğunuza iyi bir gelecek sağlamaktır halbuki... 

İşsizsinizdir ya da...

Bir ay, beş ay, bir yıl... Takvim sürekli işler, dün bugünün aynısı... Her gittiğiniz kapı yüzünüze kapanıyordur, eşe dosta haber salmışsınızdır ama telefonunuz sessizdir. Bir süre sonra evde sorulan ‘bugün iş bulabildin mi’ sorusu yerini sessizliğe bırakmıştır... Kira birikmiştir, tencere kaynamıyordur... TÜİK’in işsizlik verisinin bir rakamıysanız, bir süre sonra rakam bile değilsinizdir artık. “İş aramaktan vazgeçti” hanesine yazılmıştır adınız. Sessizleşirsiniz... 

***

Bu ülkenin anne babaları yeryüzünün en şanssız anne babası belki de... 

İsmail Devrim, Muharrem Taş, Emine Akçay gibi... 

***

İsmail Devrim... 

Dünden beri kalbimize saplanan oku ah ederek çıkarmaya çalışıyoruz. Bir babanın oğluna alamadığı pantolon için intihar etmesinin gerçekliği altında ezilirken, babanın oğlunun mecburi ihtiyacı karşısında çaresizliğini hissedemeyen cenaha, krizin psikolojik olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Sosyal medyada, nefret cümleleri peş peşe dizilirken, böyle bir ölüm biçiminin nasıl olur da algı yönetme girişimi/ hükümeti yıpratma çabasına dönüştürülebildiğini anlamaya çalışıyoruz. 

Televizyonlar krizin aslında tamamen psikolojik olduğunu söylese de ortada duran gerçekliğin altında eziliyoruz. “Dün bir baba, oğluna okul pantolonunu alamadığı için intihar etti”

Hangi nefret kalıbına sığar ki bu ölüm, ya da hangi umut dolu program”ın satır arasında gizlidir İsmail Devrim’in çaresizliği... 

Emine Akçay...

Emine de bu ülkenin ‘şanssız’ annesi(ydi)... 6 yıl önce 26 yaşındaydı Emine. Bir yıldır işsizdi, 8 aydır kirasını ödeyemiyordu, iki çocuğu vardı. Dayanamadı. Çocukları üşümesin diye saç kurutma makinesini açtı... Sonra yan odaya geçti... 

Emine de tıpkı İsmail gibi dayanamamıştı. Emine’nin ölümü ne zaman gündeme gelse yine o bildik söylem başladı: Hükümeti yıpratma çabası!

Muharrem Taş...
En ağır yükü taşıyan baba... 2014 yılıydı. 3 yaşındaydı çocuğu Van’ın bir köyünde hastalanmış ve hayatını kaybetmişti. Baba Taş, oğlunun cansız bedenini bir çuvala koyarak saatlerce sırtında taşımıştı. Koskoca devlet, dizi dizi uçaklara sahip devlet Muharrem Taş’ın evladı için bir ambulans uçak göndermemişti. Bugün ‘devletin itibarından tasarruf olmaz’ diyen medya, o gün de bu ölümün tamamen mizansen olduğunu yazmıştı! Sonra hükümetin yıpratılmaya çalışıldığının!

***

İsmail Devrim’in ölüm haberi Urfa’da bir işsiz gencin ‘açım’ diyerek kendini yakma haberinin üzerine geldi. Kocaeli’den Türkiye’nin dört bir yanına yayılan bu yas, ‘açım’ çığlığı ile buluşuyordu. Üstelik ‘algı yaratılmaya çalışılıyor’ diyenler, çocuğuna okul harçlığı veremeyenlere, bu kışı nasıl geçireceklerini düşünenlere, krizin de ‘psikolojik algı’ olduğuna iknaya çabalıyordu.

İsmail’in, Emine’nin senin, benim adını bile bilmediğimiz kokteyller ile Saray lobilerinde itibarından ödün vermeyenler, halka tasarruf edin” derken, koleksiyona yeni uçak dahil ediliyordu. 

Halka ‘kriz psikolojik’ diyenler, Yeni Ekonomi Programını anlatırken kriz yok ‘muş’ gibi takınmamızı istiyordu. Geleceğimiz için işsizlik vaadedenler, bunu umut dolu program olarak sunuyordu.

Belki de İsmail’in ekranında ‘umut dolu program’ açıklanırken, oğlu İsmail’e okulda pantolonsuzluk nedeniyle başına gelenleri anlatıyordu. 

Ama itibarından tasarruf etmeyenler, İsmail Devrim ile “aynı gemide” olduğumuzu söylüyordu. 

Geride milyonlarca işsiz kaldı... Yetmeyen aylıkların çaresizliği içinde köşesine çekilmiş, sessizleşmiş milyonlarca anne baba... Babasının çaresizliğini uzaktan seyreden milyonlarca çocuk...

İsmail öldü. 

Bir çocuk yoksulluktan dolayı babasını kaybetti. Bütün gemiler batsın.

Batan gemideki yoksulu o uçağınızla kurtarmayacaksınız çünkü! 

ÖNCEKİ HABER

Yeni Ulus Kent Meydanı projesine tepki: 'Kent merkezini katleder'

SONRAKİ HABER

Kayyımdan satılık: Belediyenin taşınmazları satışa çıkarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...