'Bu dava AKP’nin ileri demokrasisine örnek'
Emek Partisi Adana İl Başkanı Avukat Sevil Aracı Bek ile EMEP Adana İl Yöneticisi Avukat Tugay Bek hakkında açılan davanın son duruşması bugün görüldü. Duruşma öncesi nihai kararın çıkması beklenirken, mahkeme heyeti davayı 11 Aralık tarihine erteledi.Avukat Sevil Aracı Bek ve Avukat Tugay Bek hakkında, geçtiğimiz yıl m
Avukat Sevil Aracı Bek ve Avukat Tugay Bek hakkında, geçtiğimiz yıl mayıs ayında düzenlenen bir basın açıklamasına katıldıkları gerekçesiyle dava açılmıştı. Davanın bugünkü duruşması öncesi Özel Yetkili Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi önünde avukatlara destek olmak için bir basın açıklaması düzenlendi.
SELMA GÜRKAN DA ADANA’YA GELDİ
Açıklamaya Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, EMEP Ankara İl Başkanı İlke Işık Sağdıç, EMEP Adana, Mersin, Osmaniye il örgütlerinden yöneticiler, EMEP Tarsus ve Erzin ilçe örgütü üyeleri, ÇHD, KESK, DİSK, Adana Tabip Odası, TMMOB, İHD, TİHV, Alevi Kültür Dernekleri, PSAKD, Tuncelililer Derneği, ÖDP, DİP ve HDK üye ve temsilcileri de katılarak destek sundu.
AÇIKLAMAYI TAYLAN EKER OKUDU
Kurumlar adına basın açıklamasını okuyan ÇHD Adana Şube Başkanı Taylan Özgür Eker, arkadaşlarının katıldıkları basın açıklamasında Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesinin istendiğini vurguladı. Açılan davanın savunmanın sesini kısmaya yönelik olduğuna dikkat çeken Eker, 12 Eylül’ün yıl dönümünde görülen davanın 12 Eylül zihniyetinin hala iktidarda olduğunun açık bir göstergesi olduğuna dikkat çekti.
‘DAVANIN TAKİPÇİSİYİZ’
İleri demokrasi nutuklarının atıldığı bir ülkede avukatların yargılanmasının AKP ileri demokrasisini gösterdiğine değinen Eker, açılan dava karşısında emek, demokrasi ve barış savunucuları olarak davanın takipçisi olacaklarını dile getirdi. Eker, evrensel hukuk değerleri göz önüne alınarak arkadaşlarının beraat ettirilmesi gerektiğini söyledi.
AKP ÜLKEYİ BATAKLIĞA GÖTÜRÜYOR
Eker’in ardından söz alan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da AKP’inin ‘ileri demokrasisinde’ avukatlardan eğitimcilere, öğrencilerden akademisyenlere, gazetecilerden çevrecilere muhalefet eden kesimlerin susturulmaya çalışıldığını aktardı.
1980 12 Eylül’ünden 2012 12 Eylül’üne kişilerin değiştiğini, zihniyetin ise aynı kaldığını ifade eden Gürkan, düşünce ve ifadenin suç haline geldiğinin altını çizdi. Hükümetin uyguladığı politikalar ile ülkenin geleceğini bataklığa sürüklediğini dile getiren Gürkan, bu yolun dönülmez bir yol olduğunu belirtti. Türkiye’nin demokrasiye ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Gürkan, bunun için toplumun bütün kesimlerine görev düştüğünü kaydetti. Gürkan, yargının bağımsız bir şekilde hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Antikapitalist Müslümanlar adına söz alan Kadir Bal da, Pozantı’da yaşanan tecavüz vakalarından mağdur çocukların avukatlarının da, aynı zihniyet tarafından sözde terör suçlaması ile yargılandıklarını hatırlattı. Bal, bu davanın da takipçisi olacaklarını dile getirdi. (AdanaEVRENSEL)