‘İşçiler artık bu sömürü sistemini de sorgulamalı’

Tekirdağ’da patronun hak gasplarına karşı örgütlenme mücadelesi veren Aygün Alüminyum işçileri, düzenledikleri toplantıyla ekonomide yaşanan durgunluk ve örgütlenme sürecini değerlendirdi. Emek Partisi (EMEP) Çorlu İlçe Örgütünde gerçekleştirilen toplantıya katılan işçiler, birliklerini daha da sağlamlaştırma kararı aldı. Toplantıda konuşan EMEP GYK Üyesi Sabri Topçu, yıllar içinde bir çok başbakan gelip gittiğini ama ekonomik olarak patronların büyüdüğü, işçilerin küçüldüğü tablonun hiç değişmediğini vurgulayarak “Bu sistem işçilerin emeği ve kanı üzerinden yükseliyor. İşçiler artık sistemi sorgulamalılar. Buna ancak işçiler dur diyebilir” dedi.

Cuma akşamı iş çıkışında gerçekleştirilen toplantıya EMEP GYK Üyeleri Sabri Topçu ve Tuncay Sağıroğlu da katıldı. Toplantıyı açan Tuncay Sağıroğlu, işçilerin yıllardır düşük ücretle en ağır koşullarda çalıştırıldığını, patronların ise kârlarına kâr kattığını söyledi. “O dönemlerde işçileri düşünmeyenler şimdi ‘Aynı gemideyiz, batarsak hepimiz batarız’ deyip işçileri fedakarlık yapmaya çağırıyorlar. Düzen partilerinden iktidar partisi sorunu dış güçlere, muhalefettekiler ise sadece AKP’nin kötü yönetimine bağlıyor. Sonuç olarak hep sermayeyi kurtaracak formüller üretiyorlar” diyen Sağıroğlu, işçilerin daha iyi yaşayabilmek için birleşip mücadele etmekten başka yolu olmadığına dikkat çekti. İşçilerin, işten atmaların yasaklanması, enflasyon ve temel tüketim mallarına yapılan zamlardan dolayı eriyen ücretlere ek zam yapılması, işçiler üzerindeki vergilerin kaldırılarak sermayenin sermaye kesimine getirilmesi talepleriyle mücadele etmesi gerektiğini ifade eden Sağıroğlu, “Aygün işçileri bu kötü gidişe karşı sendikada örgütlenerek bir yola girdi. Bu yolda başarılı olmanın yolu işçilerin birliğinin güçlenmesi ve taleplerinin arkasında kararlı bir şekilde durmasından geçer”dedi.

BİZİ FAZLA MESAİYE MUHTAÇ BIRAKTILAR

Aygün’de çalışan ve daha önce değişik fabrikalarda işçilik yapmış bir işçi “Şimdiye kadar biz zaten geçinemiyorduk. Sürekli kredi kartlarına yükleniyorduk. Aldığımız maaş bankaya gidiyordu. Ancak fazla mesai parası ile hayatımızı sürdürüyorduk. Bizi fazla mesaiye muhtaç bıraktılar. Şimdi işler de durgun ve fazla mesai olmuyor. Ücretler yetmiyor. Çoğumuz asgari ücret ile çalışıyoruz. Ücretler mutlaka yenilenmeli” dedi.

İŞLER DURGUN PATRON OCAK AYINI İŞARET EDİYOR

Fabrika içinde işlerin durgun olduğunu belirten işçiler yeni projelerin alındığını ama işlerin ocak ayında başlayabileceğini belirtiyorlar. Sürekli yurt dışından iş alan Aygün’ün dolardaki yükselmeden etkilenmediğini, hatta kazançlı da çıkacağını söyleyen bir işçi “Fabrika müdürünün pazartesi günü yaptığı toplantıda ocak ayına kadar kendilerine müsaade edilmesini, ocaktan sonra işlerin düzeleceğini söylüyor. Ama bizim talebimizin karşılanıp karşılanmayacağından hiç bahsetmiyor” diye konuştu.

Başka bir işçi ise şunları dile getirdi: “Şu an işler olmadığından fabrika yönetimi ilk başlarda olduğu gibi işçilere çok karışmıyor. Ama işler açıldığında da önünde hiçbir engel görmek istemeyebilir. Bunun için işçiler üzerinde baskıları arttırabilirler. Bunun için hazırlıklı olmalıyız. Artık hiçbir arkadaşımızı feda etmemeliyiz. Bunun için birliğimizi daha sağlamlaştırmalıyız. Ama diğer taraftan da sendikayı da sıkıştırmalıyız.”

ASLOLAN İŞÇİLERİN MÜCADELESİDİR

Son sözü alan EMEP GYK Üyesi Sabri Topçu, yıllardır işçilik ve sendikacılık hayatında yaşadığı deneyleri aktardı. “Benim gençlik dönemimde işçiler bir veya iki işyeri değiştirirdi. Buralardan emekli oluyordu. Şimdi bir fabrikada ancak iki yıl çalışılıyor. Emeklilik nerede ise hayal oldu. Biz bir ay tek bir ay çift maaş alırdık. Mesai diye bir şey bilmezdik. Sekiz saat çalışarak bu günden daha iyi yaşardık. Şimdi kölelik koşulları geldi. Yıllar içinde işçiler hep kaybederken patronlar ise büyüdü. Patronlar işçilerin sırtından kârlarına kâr kattı. Bu süre içinde bir çok başbakan değişti ama bu tablo hiç değişmedi. İşçiler artık sistemi sorgulamalılar. Bu sistem işçilerin emeği ve kanı üzerinden yükseliyor. Buna ancak işçiler dur diyebilir. Bunun için her fabrikada işçiler birliklerini kurmalı. Sizlerin sendika mücadelesini başarıya ulaştırması için birlik ve mücadele lazım. Mücadele olmadan hak alınmaz” diyen Topçu, işçilerin sendikayı da zorlaması gerektiğini vurguladı. Topçu, “Her şey sendikaya bırakılamaz. Bu ekmek işçilerin ekmeği. Sendikalar önemli ama asıl olan işçilerin birliği ve mücadelesidir” dedi.

BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRMEK HER ZAMANKİNDEN ÖNEMLİ

Haziran ayından bu yana Türk Metal’de örgütlenmeye çalışan işçiler, örgütlenmeyi başarıya ulaştırmak için neler yapılması gerektiğini de tartıştı. Çoğunluk sağlandıktan sonra itiraz eden patronun itirazını geri alması için eylemler yapan işçiler, bayramdan sonra bir durgunluk yaşadıklarını dile getirdiler. “Ocak ayında yapılması gereken zam hazirana sarkıtıldı o zaman da komik bir rakam açıklandı. Bunun üzerine isyan ettik. Üç gün içinde örgütlendik. İlk dönemler sendika da kapıya daha kalabalık geliyordu. Şimdi işler rutine dönünce işçilerde bir gevşeme başladı. Üye olduk bundan sonra sendika halletsin anlayışı gelişiyor. Bunu engellemek lazım. Bu ekmek bizim ekmeğimiz. Bir an önce işçiyi yeniden canlandıracak bir şeyler yapmalıyız. Ama sendika da pek oralı olmuyor. Gelişmelerden doğru dürüst haber alamıyoruz” Diyen bir başka işçi, fabrika içinde birliği güçlendirmenin her zamankinden daha önemli olduğunu söyledi. (Çorlu/EVRENSEL)