13 Eylül 2012 07:13

Geriye kaldı yüzde 90!

“Harçlar kaldırılsın diyorlardı, bağırıp çağırıyorlardı, kaldırdık işte harçları…” hükümet sözcülerinin 1. öğretim ve açıktan öğretim harçlarının kaldırılmasını desteklerken söyledikleri sözü okuduk az önce.” Parasız eğitim gerçek oldu.” dediler &o

Geriye kaldı yüzde 90!
Paylaş
Elif Ergin

“Harçlar kaldırılsın diyorlardı, bağırıp çağırıyorlardı, kaldırdık işte harçları…” hükümet sözcülerinin 1. öğretim ve açıktan öğretim harçlarının kaldırılmasını desteklerken söyledikleri sözü okuduk az önce.” Parasız eğitim gerçek oldu.” dediler öyle mi oldu gerçekten? Eğitim parasız mı artık? Üniversiteler sermayenin hizmetkarı haline getirilmiş, teknik okullara kurulan teknokentler artmış, kampuskart uygulamaları ile öğrenciler banka müşterileri haline getirilmişken parasız eğitim gerçek mi oldu şimdi?

Parasız eğitimi nasıl tanımladığımızla alakalı bir durum bu. Parasız eğitim bir öğrencinin okul hayatı boyunca devlet tarafından desteklenmesi, barınma ulaşım yemek gibi temel ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması anlamına gelir. Her türlü temel ihtiyaçların karşılanmasında devletin elini çektiği, öğrenciler için parasız yatılı eğitim olanağı gibi sosyal devlet uygulamalarını sona erdiren, bu tür kamusal hizmetleri piyasalaştıran liberal politikalar güdümünde yaşıyoruz. Ekonomi politikasının böylesine net ve keskin olduğu bir dönemde tabiî ki ‘harçları kaldırdık parasız eğitimi gerçekleştirdik’ sözleri de çok komik kalıyor.

 Türkiye’de üniversite öğrencilerinin %60 ı memleketlerinden başka illerde okullara gidiyor. Ve bu öğrencilerin öncelikli sorunu da barınma sorununu çözmek oluyor. Üniversitelerin kayıt dönemindeyiz. Yani binlerce öğrenci imkanları doğrultusunda okul kazandıkları şehirde hayatlarını nasıl sürdüreceklerinin derdinde. Nerede kalacak? Yol parası ne kadar olacak? Ne yiyecek? Kitaplarını nasıl alacak? Sokaklarda yatamayacağımıza göre en öncelikli sorun barınma oluyor. ÖSYM’nin verdiği 2011-2012 yılı verilerinde, geçtiğimiz dönem 4.353.542 üniversite öğrencisinin okuduğu görülüyor. Türkiye’de ise 2012 yılı itibariyle 303 tane yurt bulunuyor. Buna karşılık 3946 tane ise özel yurt bulunuyor. Bu yurtlar tabii ki kapasiteyi karşılamıyor verilerden de anladığımız gibi. Bu yurtlarda kalan öğrencilerin içinde olduğu koşullar da olabileceğinin en asgari durumu oluyor. Baskıcı yurt yönetimleri tarafından baskı altında tutuluyorlar, giriş çıkış saatlerinde etüt odalarına, banyoların hijyeninden yemeğe kadar birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Okula gidene dek ve kampus içinde de attıkları her adımın para olduğu, yetersiz ve dengesiz beslendikleri koşullarda barınma sorunu da eklenince öğrencilerin sağlıklı, insanca yaşam sürmeleri imkansız hale geliyor. Parasız eğitim talebi de buradan doğuyor ya işte, insanca sağlıklı bir şekilde yaşam sürdürerek okumak, bilim üretmek istiyoruz diyoruz ancak bu talebimize karşılık ne buluyoruz? Sosyal devlet olmaktan çoktan çıkmış bir devlet, neo liberal politikalar, bizleri banka müşterisine dönüştüren uygulamalar, üzerimizden kar yaratmaya çalışan sermayedarlar…

Üniversite yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla bir diğer problem de ortaya çıkmış oldu. Eğitimsen Genel Merkezi’nin yayımladığı rapora göre; 721 bin 925 kontenjanı olan lisans ve ön lisans programından 80 bin 228’ini boş kaldı. Bu verilerin bize gösterdiği ise yükseköğretim planlamasının ne kadar da harikulade(!) yapıldığıdır. Yayımlanan raporlar temel fen bilimlerinde büyük boşluklar bulunduğunu bu bölümlerin tercih edilmediğini kısacası çökmüş olduğunu ortaya koyuyor. Artık meslek seçimimizi de en yakın vadede nasıl para kazanabileceğimiz; yani sermayedarların ne olmamızı istiyorlarsa onu olduğumuz bir eğitim politikasıyla yaşıyoruz. Üniversite kürsülerinden eğitimini aldığımız şey halk için nasıl bilim üreteceğimiz değil şirketleri nasıl kara geçireceğimiz oluyor. Kampüslerimizde karşılaştığımız uygulamalarla da zaten daha öğrenciyken bu duruma alıştırılmaya çalışıyoruz. Öğrenim ücretleri 1. Öğretim ve açıktan eğitim öğrencileri için kaldırılıyor ancak üniversitelerin esas fon sağladığı ikinci öğretim harçları kaldırılmıyor. Paraları varsa okusunlar deniyor. Oysa birçok ikinciöğretim öğrencisi hem yaşamlarını sürdürülebilmek hem eğitim giderlerini karşılayabilmek için gündüz çalışıp akşam derslere giriyor. Birçoğu harcını ödeyemediği için okulu bırakmak zorunda kalıyor.

Üniversite öğrencileri olarak hem barınma sorunumuzu çözmek, ulaşım zamları gündemdeyken okula gidecek yol parası bulmak, beslenmek kısacası yaşamımızı sürdürmek için sürekli mücadele etmek durumundayız.

 Ha bu arada hükümet parasız eğitim diyordu değil mi? Harçları kaldırmıştı hani? Bu arada o harçların ücreti tüm harcamalarımızın yalnızca %10 luk kısmına denk geliyor. Geriye kalan %90 lık kısmı nasıl çözeceğiz? Üniversiteler kayıt dönemindeyken binlerce öğrenci %90 lık ksımdaki harcamalar için kara kara düşünüyor, aileler de tabii. Parasız eğitim talebimizin en yakıcı dönemindeyiz. Sermayedarların ve onların temsilcisi AKP hükümetinin neoliberal politikalarına karşı, hepimiz, sadece üniversite öğrencileri olarak değil, ailelerimizle, lise öğrencileriyle, parasız eğitim isteyen tüm kesimlerle alanlarda olmalı sesimizi yükseltmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Düşleri çalınan çocuklar ve onların barış eli

SONRAKİ HABER

Parasız eğitim bu mu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...