13 Eylül 2018 12:08

‘Kriz yönetimi’ krizde!

Akademisyenler Ümit Akçay ve Yahya Madra, iktidarın krizi yönetmekte zorlandığına dikkat çekti.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Sedat YILMAZ

Ekonomik kriz ve döviz fiyatlarının yükselmesi A’dan Z’ye her sektörde zam üstüne zam yapılmakta. Fahiş zamlara karşılık hükümet sıklıkla ‘müdahale edildi’ açıklamalarında bulunuyor. Gün yok ki, “Et fiyatlarına müdahale”, “Süt fiyatlarına müdahale”, “Yem fiyatlarına müdahale”, “Un fiyatlarına müdahale”, “Patates, soğan fiyatlarına müdahale” gibi haberler olmasın.

Hükümetin sıklıkla müdahalede bulunma zorunluluğunu ve bu müdahalelerin ne anlama geldiğini değerlendiren Berlin Üniversitesinden Doç.Dr. Ümit Akçay ve Amerika New Jersey eyaletinde bulunan Drew Üniversitesi Öğretim Üyesi Yahya Madra, iktidarın krizi yönetmekte zorlandığına dikkat çekti.

‘YERİNE NE KONULACAĞININ YANITI YOK’

Müdahalenin olmadığı bir piyasa ekonomisinin olmadığına dikkat çeken Doç.Dr. Ümit Akçay, “Ancak, bunu söylerken, son dönemde işaret ettiğiniz müdahalelerin bazı özel yanları var, onu da belirtmek gerek. Sıklığı giderek artan müdahaleler, birikim modeli krizinin etkilerini yönetme amaçlı. Özellikle 2013 sonrasında, ekonomi yönetiminin bir doğrultu sorunu yaşadığını görüyoruz. Zamanın Ekonomi Bakanı Ali Babacan, ‘Otomatik pilottan manuel yönetime geçiyoruz’ dediğinden beri, ‘kriz yönetiminin krizi’ aşamasındayız. Çünkü tıkanan ekonomik modelin yerine ne konulacağı sorusunun yanıtı iktidar tarafından henüz verilebilmiş değil. Bu dağınıklığın, zaman zaman birbiri ile çekişen kararları ve müdahaleleri görmemizin nedenlerinden biri de bu. Tabii bu sorunun çözümü teknik değil siyasi bir konu” olduğunu dile getirdi.

‘SORUNLARI ERTELEMENİN MADDİ ZEMİNİ DARALDI’

Müdahalelerin çözüm olup olmadığın sorusunu da yanıtlayan Akçay, şöyle devam etti: “Birikim modelindeki kriz çözülene kadar, yapılan bu tekil müdahalelerin çözüm olması mümkün değil. 2013’ten itibaren üçüncü kez şu andaki darboğazla, yani bir stagflasyonist kriz riski ile karşılaşıyoruz. Bunun anlamı şu: mevcut yönetime 16 yıldır iktidar getiren büyüme modeli, son beş yıldır, önceden işlediği gibi işlemiyor. Zaten son beş yıldır yaşanan siyasi gelişmeleri göz önüne aldığımızda bu açık bir şekilde görülebilir. Önceki iki darboğazda, farklı nedenlerle sorunlar ertelenebilmişti. İlk kez bu sefer, sorunları ertelemenin maddi zeminin daraldığı bir dönemden geçiyoruz. O nedenle, müdahalelerin giderek sıklaşması, sorunların daha da yoğunlaştığının bir işareti olarak görülebilir.”

‘ASIL SORU TEŞVİK VE DESTEKLER KİMLERE DAĞITILACAK’

Erdoğan yönetimindeki yeni rejimin elinde kalan tek aygıtın kamu harcamalarına, fiyatlara müdahale ve zam yapanlara çıkışmak olduğuna dikkat çeken Yahya Madra ise, “Dövizdeki düşüşün fiyatlara yansımasını önlemeye çalışıyorlar gibi gözüküyor. Bu sürecin iki sonucu olacak gibi gözüküyor. Birincisi önümüzdeki dönemde borç yükü kamuya aktarılacak, çünkü sonuçta eldeki tek alet görece olarak daha iyi durumdaki kamu bütçesi ki bu da en son artık faiz-dışı açık vermeye başladı. İkincisi de ithal girdiyle iç pazara üretim yapan (yani döviz kazanmayan) sermaye büyük ölçüde tasfiye olacak ve bu sektörlerde sermayenin yoğunlaşmasına tanık olacağız. Tabii bir de bu süreçte destek ve teşviklerin kimlere dağıtılacağı sorusu var. O da rejimin elinde sermayeyi kendine daha da sıkı bağlamak için önemli bir araç olacak” diye belirtti.

Madra, krizin yönetilmesi kolay olmayan bir süreç olduğuna dikkat çekti. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Tekli eğitime geçildi, okulun yarısı köhne binaya sürüldü

SONRAKİ HABER

Sınırda bekletilen şoförler: Daha ne kadar bekleyeceğiz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...