Karaburun'da demokrasi mücadelesi ve yerel seçimler tartışıldı

Karaburun Bilim Kongresi 4.gününde de ‘Ne Yapmalı’ tartışmalarını sürdürdü. “Türkiye'de Demokrasi Mücadelesi” başlıklı oturumda “En geniş demokrasi cephesi birlikteliği” tartışıldı. Oturum İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Funda Obuz'un başkanlığında gerçekleşti.

‘İŞÇİLER DEMOKRASİYİ SENDİKALARINDA GÖRMELİ’

KESK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Elif Çuhadar, “Var olan demokrasi tartışması, hangi egemen kesimin demokrasiyi elinde tuttuğuyla alakalıdır. Burjuva demokrasisi emekçi ve işçiler için bir çeşit diktatörlüktür. Bu demokrasi verilen hak ve özgürlükleri geri aldıkça gittikçe gericileşen, faşizan bir demokrasiye döner” dedi. Talebin halk demokrasisi olması gerektiğini vurgulayan Çuhadar, geniş emekçi yığınlarının mücadelesini hızlandırma açısından sendikaların iç demokrasisinin önemli bir araç olduğunu belirtti. Çuhadar, “Karar alma süreçlerinde emekçilerin en geniş katılımını sağlamalı ve geniş bir mücadele ağı kurulmalı” diyerek sendikal demokrasinin önemi dikkat çekti.

‘ASGARİ TEMELDE BULUŞULMALI’

TTB’nin demokrasi mücadelesinin bir aracı olduğunu ifade eden Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz da “Yerel seçimlere kadar ülkenin dört bir yanını saracak, sürekliliği olan ve güçlenen bir demokrasi ve mücadele programına ihtiyacımız var. Ve bu program sadece DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’yle sınırlı kalmadan en geniş birliktelikte olmalıdır” dedi. TMMOB İzmir İKK Sözcüsü Melih Yalçın da “Bugün demokrasi mücadelesinde şu an ittifak halinde olan sendikalar ve meslek örgütlerinin yanı ısıra bunların dışında ne kadar meslek örgütü varsa asgari bir temelde buluşmalı. Bu tarz birliktelikler, Türkiye'nin muhalif kesimlerini daha rahat bir araya getiren  lokomotiflerdir” ifadelerini kullandı. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent, Türkiye’nin içinde bulunduğu dönüşüm sürecinin 2010 Anayasa değişikliği referandumundan itibaren başladığını belirterek,  “Kitleyi ikna edecek stratejilerin belirlenmesi gerekiyor” dedi. Oturumun soru cevap kısmında ise tartışmaların yoğunlaştığı noktaları sendikaların içinde bulunduğu durum ve sendikal demokrasi oluşturdu.

YEREL SEÇİMLER DE TARTIŞILDI

13 Karaburun Bilim Kongresi’nin son oturumlarından biri Prof. Dr. Cem Terzi’nin başkanlığında yapılan ‘Yerel Seçimlere Doğru’ iken oturumun katılımcıları HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay ve ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Prof. Dr. H. Tarık Şengül oldu.

Yerel seçimlerin Erdoğan rejimin son etabı olduğunu söyleyen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, “Yerel seçime giderken Bahçeli ve Erdoğan ittifakı yerel yönetimlerin mali-idari özerkliğine kısmen müdahale edecekler. Çünkü yerel yönetimlerin özerkliğiyle, merkezi tek adam rejimi bir paradoks oluşturuyor” dedi. Yerel yönetimlerin doğrudan demokrasiyle yönetilmesi gerektiğini savunan Kubilay, yerellerin özgünlüklerini dikkate alan,demokratik ilkeler çerçevesinde oluşturulacak esnek işbirliklerine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. H. Tarık Şengül ise geçtiğimiz seçimlerin oy dağılımlarına ait bir analizle sunumuna başladı. Türkiye seçimlerinin kutuplaştığını ve yerel seçimlerinde bu kutuplaşma içinde gerçekleşeceğini öngören Şengül “Ekonomik kriz dışında sağda ciddi yarılmalar ve problemler yok. Ama sol açısından durum daha karışık. Özellikle CHP’nin geniş bir kitlesi HDP’yle ittifak durumundan tedirgin yine aynı zamanda CHP’nin muhafazakarlıkla olan ilişkisi de bir handikap yaratıyor” diye konuştu. Kent ve şehir planlaması üzerine çalışmalar yürüten Tarık Şengül, yerel yönetimler için mevcut iktidarın  uygulamaları ve anlayışının dışında, HDP ve CHP’den de halkçı, ranttan uzak örnek modeller ortaya konulmadığına dikkat çekti. Şengül son olarak, ülkedeki partilerin siyasi söylemlerde iktidara karşı çok net saflar koyarken, yerel yönetimler gibi, ekonomik bölünmelerde tutumlarının belirsizleştiğinden bahsetti. (İzmir/EVRENSEL)