05 Eylül 2018 13:31

Genel İş'ten sosyal güvenlik sistemi raporu: Yoksul güvenceden yoksun

Genel İş tarafından hazırlanan rapora göre nüfusunun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 15, sosyal güvenlik sisteminin dışında.

Fotoğraf: Cumhur Daş/EVRENSEL

Paylaş

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının yayımladığı rapor, Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin durumunu ortaya koyuyor. Rapora göre nüfusunun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 15’lik bir kısım sosyal güvenlik sisteminin dışında. Çalışan her 10 kişiden 3’ü sosyal güvenceden yoksun! Türkiye’de 3 milyondan fazla hane sosyal yardım alıyor. İşsizlik sigortasına başvuran 10 işsizden yalnızca 3’ü işsizlik sigortasından faydalanıyor.

Rapora göre bu sorunların altında şu nedenler yatıyor:

Devlet katkısının yetersizliği, kayıt dışı istihdamdan doğan prim kaçakları, çalışanlar ile emekliler arasındaki dengesizlik, emeklilikten yararlanma koşullarının ağırlaştırılmış olması, emeklilik ve genel sağlık sigortasının piyasaya açılmasıyla sisteminin kamu hizmeti niteliğini gittikçe yitirmesi toplanan sosyal güvenlik primlerinin ve SGK kaynaklarının amacı dışında kullanılması...

Sosyal güvenliğin, hiçbir ayrım yapılmadan herkesin hakkı olduğu belirtilen raporda “Ülkemizdeki duruma bakıldığında ise sosyal güvenlik sistemimizin bu amacı yeterince gerçekleştiremediği görülmektedir. Sosyal güvenlik ‘reformu’nun temel gerekçelerinden biri olarak sunulan herkesin sosyal güvenceye kavuşturulacağı söylemine rağmen nüfusun en yoksul kesimini oluşturan yüzde 14.77’lik kesimi sosyal güvenceden yoksundur.”

ÇALIŞAN 10 KİŞİDEN 3’ÜNÜN GÜVENCESİ YOK

Sosyal güvenlik sisteminden yararlanamayanların çoğunu kayıt dışı çalışanlar oluşturuyor. 2017 yılında toplam istihdamın yüzde 34’ü yani her 10 kişiden 3’ü kayıt dışı çalıştı. İşteki durumuna göre kayıt dışı çalışmanın en yaygın olduğu kesim ise ücretsiz aile işçiliği, kendi hesabına çalışanlardan ve ücretlilerden oluştu. Kayıt dışı istihdamın en yaygın olduğu kesim düşük gelirli ya da asgari geçim düzeyinin altında yaşayan yoksul kesimler olarak gerçekleşti. Cinsiyet ve yaşa göre kayıt dışı istihdama bakıldığında, kadınlar ve gençlerin sosyal güvenceden yoksun olarak çalıştığı görüldü.

Sosyal güvenlik sisteminin iyi işleyebilmesinde kamu harcamalarının oldukça önemli bir payı olduğu belirtilen raporda, “Ancak Türkiye’de sosyal güvenlik harcamalarının toplam kamu harcamaları içerisindeki payı düşüktür. Türkiye’de sosyal güvenlik harcamalarının GSYİH oranı yüzde 13.5 iken OECD üye ülke ortalaması yüzde 21’dir” denildi.

EMEKLİLERE AYRILAN PAY DİĞER ÜLKELERE GÖRE DÜŞÜK!

Türkiye’de emeklilik sisteminin, sosyal devlet politikası olarak sosyal güvenlik sistemi içinde ve kamu hizmeti olarak düzenlendiğine dikkat çekilen raporda, “Sosyal güvenlik sisteminde ‘reform’ olarak nitelendirilen düzenlemelerde emeklilerin sistem içindeki payının fazlalığı üzerinde durulmuş ve emekli olmak için gerekli olan yaş ve prim şartı arttırılmış, kamusal emeklilik sisteminin yanı sıra bireysel emeklilik sistemi de önce gönüllü sonra zorunlu olmak üzere çalışanlara alternatif olarak sunulmuştur. Sistem içinde emeklilere ayrılan payın fazlalığı görüşünün aksine emekliler için yapılan harcamalarda Türkiye, OECD üye ülke ortalamalarının da altındadır” ifadeleri yer aldı.

10 İŞSİZDEN 3’Ü İŞSİZLİK SİGORTASINDAN FAYDALANABİLİYOR

Devletin prim desteği sağladığı tek sigorta kolu olan işsizlik sigortasının amacına uygun kullanılmadığı belirtilen raporda, “İşsizlik sigortasından faydalanan kişi sayısı az, faydalanma süresi kısa ve sigorta kapsamında alınan ücret düşüktür. Bunun en temel nedeni işsizlik sigortasının amacı dışında kullanılmasıdır. Özellikle fon ihtiyacı olan her alan için işsizlik sigortasının kullanılması sigortanın amacı olan işsizlik maaşının ikincil planda kalmasına neden olmuştur. İşsizlik sigortasından faydalanmak için başvuran her 10 işsizden yalnızca 3’ü işsizlik sigortasından faydalanabilmektedir” denildi.

Sosyal güvenlik hakkını gerçekleştirmek için var olan Sosyal Güvenlik Kurumunun uzun yıllardır süren kalıcı sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Genel-İş, raporunda şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizdeki gelir dağılımında yaşanan bozukluk dikkate alındığında devletin en büyük harcama kalemlerinden birisinin sosyal güvenlik olması ve milli gelir içinde en fazla harcama yapılması gereken hizmetler arasında sosyal güvenlik olması gerekir. Bu gerekliliğin tam aksinin yapılarak siyaset tercihlerinin başka harcamaları öne çıkarması toplumun emekçi kesimlerinden sermayeye kaynak aktarımı, gelir dağılımın yoksullar ve emekçi kesimler aleyhine daha fazla bozulması anlamına gelir. Bu nedenle de kabul edilebilir değildir.”

SORUN SOSYAL DEVLETİN YOKLUĞU

Raporda Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin önemli sorunlarından birine de dikkat çekildi: Sürekli bütçe açığı vermesi. Sosyal devletin yerleşik olduğu ülkelerde sosyal güvenlik sisteminde bütçe açığı değil yurttaşın gereksinimi olan sosyal güvenlik hizmetinin niteliğinin sorgulandığı ifade edilen raporda, “Sosyal Güvenlik Kurumunun mali sorunlarını büyüten, sunulan hizmetleri niteliksizleştiren yönetim sorunları devlet kurumlarının hesaplarını denetlemekle görevli Sayıştay raporuna da yansımıştır” denildi. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Yeni Şafak muhabiri: Resmi görevliler yanlış yaptı, İdlib'de sıkıştık

SONRAKİ HABER

Bankacılık sektörü bu yıl 4 milyar dolar kar etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...