Adalet saraylarında çalışanlar adalet talep ediyor
Büro Emekçileri Sendikası yeni adli yıla ilişkin yaptığı açıklamada, yargı emekçilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesini istedi.

Fotoğraf: Evrensel
KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) yeni adli yıla ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sendika genel merkezinde yapılan açıklamada konuşan BES Genel Başkanı Serpil Akpınar, 24 Haziran seçimleri sonrasında devletin baştan aşağıya yeniden düzenlenmesinin başladığı bir süreçte adli yılın açıldığını söyledi. Türkiye’de yargı bağımsızlığının 2010 ve 2017 anayasa değişiklikleriyle daha da tartışmalı hale geldiğini belirten Akpınar, “Adalet Bakanlığının her bir üyesinin atamasının direkt olarak Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığı bir yargının, bağımsızlığa hizmet ettiğini söylemek oldukça zordur. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak yerine Cumhurbaşkanının verdiği beyanlara uyulduğunu tedirginlikle izliyoruz. Bu durumda da yargının bağımsızlığının arttığından çok, aksine idareye olan bağlılığın arttığını görüyoruz” dedi.
ANGARYA VE İŞTEN ATILMA KORKUSU RUTİN HALE GELDİ
Yargı emekçilerinin öncelikle yoğun iş yükü ve idari baskı altında ezildiğini ifade eden Akpınar, yargı emekçilerinin sorunlarının yapılan adalet saraylarının büyüklüğüyle yarışır hale geldiğini söyledi. Akpınar, yargı alanındaki tüm olumsuzluklara rağmen, hakim, savcı, mübaşir, zabıt kâtibi, yazı işleri müdürü, sosyal hizmet uzmanı, teknisyen, 4/B’li, taşeron işçi, hep birlikte adalet hizmeti üretiyor. Ancak, adliye binalarında aynı çatı altında, hakim ve savcılarla diğer yargı emekçileri arasında sınıfsal bir fark gibi yaşanan ayrımcılık, keyfi yönetim, kuralsız çalışma, horlanma, aşağılanma, itibarsızlaştırma vb. mobbing uygulamaları çalışma hayatını adeta cehenneme çeviriyor. Alındığı gün biten maaşlar, her geçen gün artan dava sayısına karşı azalan/eksik personelle hizmet vermeye çalışmak, bunca iş yüküne rağmen en küçük hatada disiplin soruşturması tehdidiyle karşılaşmak, kurumun ‘diğerleri’ muamelesi yapılarak, yaşanan her olumsuz olayda, hatada ilk gözden çıkarılan olmak, yargı emekçilerinin rutini haline getirilmiştir” diye konuştu.
90 PUAN ALIYOR AMA MÜLAKATTA ELENİYOR
Görevde yükselme sınavlarındaki mülakat uygulamasının ise adalet binalarında yaşanan en görünür adaletsizliklerden birisi haline geldiğini vurgulayan Akpınar, girdiği üç yazılı sınavda da 85-90 puan alan bir yargı emekçisinin mülakat denilen torpil çarkında elendiğine dikkat çekti. Akpınar, açlık sınırına yakın ücretler, olumsuz çalışma koşulları, iş güvencesinin ortadan kaldırılarak bir gecede KHK ile işinden edilme endişesi vb. nedenlerle kamu emekçilerinin ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak kıskaç altına alındığını söyledi. Bu kıskacın kamu emekçilerini her geçen gün intihara sürüklediğini belirten Akpınar, OHAL boyunca yayınlanan KHK’lerle işlerinden atılan kamu emekçilerinden 56’sının intihar ederek yaşamlarına son verdiğini söyledi.
YARGI EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİ
Açıklamada yargı emekçilerinin talepleri şu şekilde sıralandı:
♦ Yargı emekçilerine insanca yaşayacakları bir ücret için derhal ek zam verilmelidir.
♦ Ankara, İstanbul ve İzmir illeriyle sınırlı olmak üzere ödenen yol ücretleri, tüm yargı emekçilerine ödenmelidir.
♦ Zabıt katibi yargı emekçilerine VHKİ kadrosu verilmelidir.
♦ Mübaşir yargı emekçileri genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir.
♦ Disiplin soruşturması yönünden 2802 sayılı yasanın ilgili hükümleri kapsamından çıkarılarak yargı emekçilerinin de 657 sayılı yasa kapsamında disiplin soruşturmasına tabi tutulması konularında düzenleme yapılmalıdır.
♦ Fazla mesai ücretleri genişletilerek tüm yargı emekçilerine ödenmesi sağlanmalıdır.
♦ Atama ve görevde yükselmelerde mülakat değil, liyakat esas alınmalıdır.
♦ Artan iş yüküne karşın yeteri kadar personel alımı yapılmalıdır. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et