İşçi ve emekçiler pek çok ilde barış için alanlara çıktı

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla pek çok ilde eylem ve etkinlikler düzenlendi. İstanbul'da İHD'nin barış zinciri polislerce engellendi.

01 Eylül 2018 10:27
Son Güncellenme Tarihi: 01 Eylül 2018 18:41
Paylaş

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yurdun pek çok ilinde eylem ve etkinlikler düzenlendi.

İHD’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla İstanbul Taksim’de oluşturmak istendiği insan zincirini polis engelledi. İstiklal Caddesi boyunca tüm yolları bariyerlerle kapatan polis Tünel Meydanı’na gelen kitleye engel olmaya çalıştı.

Keyfi engellemeye tepki gösteren İHD İstanbul Şube Bakanı Gülseren Yoleri, İHD’nin her yıl barış dileğiyle yaptığı insan zincirinin bu yıl yasaklandığını söyledi. “Yasak kararı barışa yapılmış bir saldırıdır” diyen Yoleri sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz bu tür yasaklarla karşılaşmak istemiyoruz, biz barış istiyoruz. Barış bütün hak ve özgürlüklerin teminatıdır. Barış talep etmekten hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğiz. Tüm dünyada bütün sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesini ve gerçek bir barışı istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.” Açıklamanın ardından İstiklal Caddesi’ne yürüyen kitleye polis eşlik etti.


BURSA'DA BARIŞA POLİS ABLUKASI

Bursa Demokrasi Güçleri kent meydanında bir araya geldi. Polis ablukası altında gerçekleştirilen basın açıklamasında Cumartesi Anneleri’ne dönük engelleme ve saldırılar da kınandı.

Bursa Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Yüksel Akgün; 1 Eylül’ün tarihçesini aktararak sürüp giden savaşlarda binlerce hayatın yok olduğuna ve doğanın tahrip edildiğine vurgu yaptı. Bugün de savaşa karar verenlerin faturayı yoksul emekçi halklara kestiğini vurgulayan Akgün, “Milliyetçi, şoven, ayrımcı, tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi siyasetin hakim siyaset haline getirilmesi için savaş, çatışma ve şiddet ortamı sürekli canlı tutuluyor. Binlerce insanımızın ölümüne, emeğimizin ürünü olan kaynakların onlarca yıldır devam eden savaşa aktarılmasına, doğanın ve yaşam alanlarımızın yok edilmesine yol açıyor” ifadelerini kullandı. Barış demenin nerdeyse yasaklandığını hatırlatan Yüksel Akgün, “‘Hepimiz aynı gemideyiz, batarsak hepimiz batarız’ diyenler, yıllardır hayata geçirdikleri sermaye yanlısı politikalarla yoksulluk ve sefalete ittikleri halktan daha fazla fedakarlık istiyorlar” dedi.

CUMARTESİ ANNELERİ’NE DESTEK

Geçtiğimiz hafta Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınlarına dönük uygulanan polis şiddetini de eleştiren Akgün, “Berfo Ana’ya verilen sözler yerine getirilmediği gibi şimdi failleri bulması gerekenler Cumartesi İnsanları’nın sesini kısma kararı aldı. Bu tutumunuzla anaları çocuklarını aramaktan vazgeçiremezsiniz. Bu masum ve insani eylemi çirkin sözlerinizle lekeleyemezsiniz, yasak diyerek ortadan kaldıramazsınız. Savaşların ve çatışmaların, ülkenin adım adım sürüklendiği krizin faturasının yoksul halka ve emekçilere yıkılmasına ve sömürünün artırılmasına karşı, ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya; demokrasiyi, laikliği, bağımsızlığı, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmaya devam edeceğiz” dedi.


KOCAELİ’DE BARIŞ TALEBİ: KORKMAYACAĞIZ, YILMAYACAĞIZ

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Kocaeli’de de Emek ve Demokrasi Bileşenlerinin çağrısıyla İzmit İnsan Hakları Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. Kocaeli Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Hicran Aydın, barış isteyenlerin sürgün edildiği, göz altına alındığı, okullardan iş yerlerinden ihraç edildiğini hatırlattı ve “Sesimiz bastırılmaya çalışılıyor. Ama bilsinler ki korkmayacağız yılmayacağız geri durmayacağız” dedi. Yıllardır ‘Aynı gemideyiz’ diyenlerin savaşın faturasını yoksul emekçi halka yıkmaya çalıştığına dikkat çeken Aydın, “Biz onlarla aynı gemide değiliz” diyerek sözlerini bitirdi.

Basın açıklamasını ise KESK Dönem Sözcüsü Ethem Kartal okudu. Kartal, “Savaşın kararlarını alan emperyalistler ve iş birlikçileri her geçen gün dünya halklarının üstüne binen yükü ağırlaştırıyor ve savaşın bütün faturasını halklara kesiyor. Yüzyıllardır süren bu çıkar ve kar amaçlı savaş politikaları açlığa, susuzluğa, insan hayatının hiçe sayılmasına, bebeklerin cansız bedenin karaya vurmasına, daha binlerce olaya sebep oluyor. Ama ne olursa olsun bizler barışı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.


MERSİN: BASKILARA KARŞI BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ile İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliğini Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirdi. Ortak basın metnin okuyan Eğitim Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, “Ne kadar bastırılmaya çalışılırsa çalışılsın barışı savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Muşlu, barışı, ülkede ön koşulsuz olarak herkes için talep etmenin, komşu ülke halkları başta olmak üzere tüm halklarla barış içinde yaşanmasını istemenin ve ülkemizde eşit, demokratik, özgür ve barış içinde yaşamak için mücadele etmenin insan olmanın şartı olduğunu ifade etti. AKP iktidarı için barışın milyonlarca emekçi ve muhalifin kendileri için yaratılan yeryüzü cehennemine ses çıkartmadan boyun eğmesi ve iktidarla bu koşullarda uyum içinde yaşaması olduğunu belirten Muşlu, “ABD ve emperyalistler için barış; yüz milyonlarca yoksulun kaderine razı edildiği, emperyalizm işbirlikçisi yerel iktidarlar aracılığıyla sömürü düzeninin devam ettirilmesidir” diye konuştu.

Muşlu, “Oysa emekçiler, kadınlar, ezilen halklar için barış, emeğin karşılığını alabilmektir. Halkların özgür ve eşit birlikteliğinin sağlandığı, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır, hakların kardeşliğidir. Sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hakim kılmaktır. ‘Çocuğun da hakları var’ diye bilmektir. Göçmenleri düşman görmemek, dayanışmayı büyütmektir” dedi.

Emek, meslek örgütleri ve demokrasi güçleri olarak Ortadoğu coğrafyasında ve Türkiye'de her şeye rağmen barışı savunmaya kararlı şekilde devam edeceklerini ifade eden Muşlu, “Savaşlarda, çatışmalarda yitirilen milyonlarca insanın anısı önünde saygıyla eğiliyor, emekçilerin ve ezilen halkların kendi halkları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize söz veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Yapılan basın açıklamasının ardından belgesel gösterimi, şiir dinletisi ve “Ortadoğu'da Savaş Antiemperyalizm, Barış ve Türkiye” başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.


İSKENDERUN: ÇATIŞMALAR SON BULSUN

İskenderun’da İHD’nin çağrısıyla bir araya gelen İskenderun Emek ve Demokrasisi güçleri, demokrasi, barış ve insan hakları arasında koparılamaz bir bağ bulunduğunu vurguladı.

İHD, HDP, EMEP, Eğitim Sen'in aralarında olduğu kurumlar, İskenderun Sosyal Tesisleri önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD İskenderun Şube Eş Başkanı Coşkun Selçuk, Türkiye’nin temel sorununun insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunu söyledi. Selçuk, bu temel sorununun en önemli halkasının da Kürt sorunu olduğunu dile getirdi.

Kalıcı barış için çatışma nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Selçuk, “Bunun için ilk yapılması gereken çatışmaların durması, sona erdirilmesi, diyalog yollarının açık tutulması, insan hakları ve demokrasi eksenli çözüm arayışlarına imkân sağlanmasıdır. Türkiye’nin yönetim sisteminin otoriterleştiği koşulların ortadan kaldırılarak, demokrasi ve insan haklarına dayalı yeni bir toplum sözleşmesi, barıştan ve barışı savunmaktan geçmektedir. İnsan hakları savunucuları olarak, ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için insan hakları mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.


BALIKESİR: DAİMA SAVAŞ POLİTİKALARININ KARŞISINDA OLACAĞIZ

Balıkesir’de 1 Eylül Dünya Barış Günü Burhaniye Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan kitlesel basın açıklaması ile kutlandı. Siyasi partiler ve sendikaların üye ve yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasını okuyan Leyla Küçükçetin savaş politikalarının daima karşısında olmaya ve barışı savunmaya devam edeceklerini söyledi. Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri ile dayanışmak için 15 dakikalık oturma eylemi yapmak isteyenlere polis izin vermeyince kitle el ele tutuşarak meydanda insan zinciri oluşturdu.

ALTINOLUK BARIŞA SES VERDİ

 

Altınoluk Cumhuriyet Meydanı'nda Demokrasi Platformunca gerçekleştirilen basın açıklamasıyla 1 Eylül Dünya Barış Gününde barışa ses verildi.

Demokrasi Platformunun hazırladığı basın açıklamasını Emek Partisi İlçe Yöneticisi Mehmet Tank okudu. Açıklamada savaşların kaynağının emperyalist sistem olduğu, günümüzde başta Ortadoğu olmak üzere bölgesel savaşlarla emperyalisler arası çıkar çatışmaların devam ettiği belirtildi. Suriye’de süren savaşa AKP hükümetinin de müdahil olduğu ve savaşın faturasının işçi ve emekçilere kesildiği vurgulandı.

İçerde ve dışarıda yaşanan savaşa karşı emek, barış, demokrasi, halk iktidarı için mücadele çağrısı yapılan açıklamada sırasında sık sık “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği” “Yaşasın barış, bıji aşiti' “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları atıldı.

Daha sonra Salim Yalçın tarafından Yannis Ritsos’un “Barış” şiiri okundu. Ardından elele tutuşan yaklaşık 250 kişilik kitle elele tutuşarak barış zinciri oluşturdu.


DERSİMLİLER: SAVAŞIN KAPSADIĞI ALAN BÜYÜMEKTEDİR

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Dünya Barış Günü kapsamında Seyit Rıza Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü de katıldı.

Platform adına açıklamayı yapan İHD Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, barışın egemen olduğu bir dünyada yaşamak istediklerini dile getirerek, "Türkiye'nin barış sorunu vardır. Kürt sorunu gibi temel bir sorunu dünyada örnekleri olduğu gibi müzakere ve diyalog yöntemleriyle çözmemiş bir ülkedir. Bu nedenle silahlı çatışmalar ülke içinde ve dışında devam etmektedir. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz yaşanan bu çatışmalı ortam göz ardı edilerek açıklanamaz" dedi.

İHD verilerini paylaşan Solmaz, "2015-2017 yılları arasında 4 bin 300 kişi yaşamını yitirmiş, 7 bin kişi yaralanmıştır. Bu tablo aynı zamanda ağır insan hakları ihlalininde göstergesidir. Yerlerinden zorla edilen 500 bin kişi bulunmaktadır. Başta Dersim olmak üzere çıkan yada çıkarılan orman yangınlarında canlılar yok edilmiştir. Kürt sorunu çözülmediği için sınır ötesindeki savaş, sınır içerisindeki operasyonlarla birleşmiştir. Kürt sorunu çözümsüz kaldığı sürece savaşın kapsadığı alan giderek büyümektedir. Bu insanı ve mali açıdan sürdürülebilir bir durum değildir. Kalıcı barış için çatışmaların durması, dialog yollarının açık tutulması insan hakları ve demokrasi eksenli çözüm anlayışlarına alan açılması gerekmektedir. 1 Eylül Bölgede barış ülkede demokrasi için dayanışma gösterdiğimiz gün olsun" diye konuştu.


ADANALILAR: BARIŞ, HALKLARIN MÜCADELESİ İLE GELECEK

 

Adana’da emek ve demokrasi güçleri 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Atatürk Parkı’nda bir araya geldi. Gökyüzüne beyaz balonlar bırakan vatandaşlar ülkede ve bölgede barışın bir an önce gelmesi gerektiğini haykırdı. Etkinliğe İHD, HDP, EMEP, TÖP-G, Mücadele Birliği, KESK'e bağlı sendikalar, ESP, ÖDP, Yeşiller ve Sol ve CHP üyeleri ile HDP Adana Milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Kemal Peköz ve HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş katıldı.

Erbane müzik dinletisi ve şarkılar eşliğinde halayların çekildiği etkinlikte konuşan İHD Adana Şube Başkanı İlhan Öngör,  savaşlarda milyonlarca insanın öldüğüne dikkat çekerek savaşların son bulmasını, özelikle Türkiye’nin çatışma sürecinden vazgeçip barış inşa etmesini gerektiğini ifade etti.

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, barıştan çok savaşlardan bahsedildiği günlerden geçildiğini belirterek küresel sermayenin içinde bulunduğu krizden çıkmak için emekçileri savaş vadettiğini söyledi. 1 Eylül Dünya Barış gününde Ortadoğu'da devam eden savaşlar olduğunu ifade eden Hatimoğulları, "Irakta'tan sonra şimdi de Suriye'de küresel güçlerin savaşında 1,5 milyon insan hayatını kaybetti milyonlarca insan göç etti. Yemen'de durum aynı. Coğrafyanın en çok kanayan yarası Filistin sorununu ve Kürt sorunu devam ediyor"dedi. Tüm savaş politikalarına karşı Kürt halkı hala barış dediğini ifade eden Hatimoğulları, "Vietnam savaşını ABD halkının yürüttüğü gösteriler bitirdi. Türkiye halklarının mücadelesi de Türkiye'de savaşı bitirir" dedi. İmralı tecridinin 3,5 yıldır devam ettiğini dile getiren Hatimoğulları, Türkiye ve Ortadoğu barışı için tecridin son bulmasını istedi. Cumartesi annelerinden de bahseden Hatimoğulları, "Sadece çocuklarının kemiklerimi arayan anneler karşı yürütülen operasyon ortadadır" diye konuştu.

'10 EKİM KATLIAMININ GERÇEK SORUMLULARI CEZA ALMALI'

Emek Partisi Adana İl Başkanı Sevil Aracı ise bir süredir barış diyince akıllara iyi şeylerin gelmediğini belirterek "Benim de aklıma 10 Ekim geliyor. Ankara Katliamı davasında göstermelik cezalar verildi. Asli sorumlular ceza verilmeden dosya kapatılmak istendi. Bir kez daha sesleniyoruz, biz katliamda sorumluluğu olanların hepsinin birden cezaya çarptırılmalarını istiyoruz" dedi. Barış Günü'nü layıkıyla kutlayacak bir durum olmadığını ifade eden Aracı, "Savaş politikası emekçilerin sırtına yıkılmaya çalışılıyor. Bölgede bulunan emperyalist güçlerin üsleri kapatılmalı. Barışı istiyoruz" dedi.

10 Ekim Ankara Katliamı'nda hayatını kaybeden Dilan Sarıkaya'nın annesi Nesligül Sarıkaya, sorumlular görevini yapmadığı için evlatlarını kaybettiklerini belirterek "Biz evlatlarımıza borçluyuz. Bu yüzden her mitingde alanda olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

'SAVAŞ SAĞLIK SORUNUDUR' DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ!

KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Seçil Sönmez de insanların dünyaya eşit geldiklerini ancak eşitsizliklerin ortaya çıktığını belirterek "Ülkelerin gelirleri eğitime harcansın, insanlar dostluğu sevgiyi öğrensinler. Bizler, annelerin çokları için göz yaşı dönmesin istiyoruz. Barış bizim geleceğimiz" dedi.

Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, savaşın halk sağlığı sorunu olduğunu bir kez daha vurguladıklarını belirterek "Savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz" dedi.

'SAVAŞTA OLAN VATANDAŞA OLUYOR'

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, içeride ve dışarıda yürütülen savaş politikası ile yönetenlerin kendi vatandaşlarına sorun yarattığını ifade etti. İnsanların barış dediği için 10 Ekim'de katledildiğini, barış akademisyenlerinin ihraç edildiğini, Cumartesi annelerinin eylemlerinin yasaklandığını ifade eden Beştaş, "Ama vazgeçirebildiler mi? Barış isteği her zaman vardı var olmaya devam edecek" dedi. Öcalan'ın barış için ciddi bir yol haritası sunduğunu ifade eden Beştaş, "Dolmabahçe'de heyetimizin de katıldığı bakanlar düzeyinde açıklamalar yapıldı. Şimdi Dolmabahçe'de verilen görüntü yok diyorlar. İnanacak mıyız? Neden tekrar savaşa başladınız? Çünkü iktidarınız devam ettirmek için içeride ve dışarıda savaşa sarıldınız" dedi.


ANTEPLİLER: BARIŞIN EGEMEN OLDUĞU BİR DÜNYA İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ

1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Antep’te bir araya gelen kurum temsilcileri ve yurttaşlar basın açıklaması düzenledi. İnsan Hakları Derneği’nin çağrısıyla gerçekleşen açıklamaya, siyasi parti ve sendikaların yanı sıra HDP Milletvekili Mahmut Toğrul da katıldı.

Kürt sorununun çözümü ve Suriye savaşının son bulması taleplerinin öne çıktığı açıklamayı İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Salman Yelgin okudu. Barış talebinin siyasi haklar kadar ekonomik ve sosyal haklarla da ilişkili olduğunu belirten Yelgin ‘’Dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgülüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz. İHD Türkiye’nin temel sorununun insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunun altını çizmiş ve bu temel sorunun en önemli halkasının da Kürt sorunu olduğu tespitinde bulunmuştur’’ dedi.

Ülke ekonomisindeki kötü gidişata da değinen Yelgin ‘’Ülke içinde ve dışında yürüttüğü askeri faaliyetlerin ekonomik maliyeti oldukça yüksektir ve bu Türkiye bütçesini zorlamaktadır’’ dedi.

Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı sınır dışı operasyonların da yaşandığını söyleyen İHD Şube Başkanı Salman Yelgin ‘’Türkiye’nin ülke içinde yürüttüğü operasyonlar, Cerablus-Azez bölgesinden sonra Suriye’nin Afrin bölgesine de müdahaleyle sonuçlanmıştır’’ ifadelerini kullandı.

Demokrasi ve insan haklarına giden yolun barıştan geçtiğine vurgu yapan Yelgin, son olarak ‘’Tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için insan hakları mücadelemizi sürdüreceğiz’’ sözlerini dile getirdi.


İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: BARIŞ İÇİN SÖZ VERİYORUZ

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önündeki açıklamada Yannis Ritsos'un 'Çocuğun Gördüğü Düştür Barış' şiirinin yazılı olduğu pankart ile 'Savaş Değil İş Aş Özgürlük İstiyoruz', 'Savaşa Değil Eğitime Bütçe' , 'Savaş örgütü NATO'dan Çıkılsın' yazan dövizler açıldı.

Kitle adına basın açıklamasını okuyan TMMOB Dönem Sözcüsü Melih Yalçın, ilk olarak AKP, ABD ve emperyalizm için 'barış' sözcüğünün anlamına değinerek "AKP iktidarı için 'Barış', milyonlarca emekçi ve muhalifin kendileri için yaratılan yeryüzü cehennemine ses çıkarmadan boyun eğmesi, iktidarla bu koşullarda uyum içinde yaşamasıdır. ABD ve emperyalizm için 'Barış' yüz milyonlarca yoksulun kaderine razı edildiği, emperyalizm işbirlikçisi yerel iktidarlar aracılığıyla sömürü düzeninin devam ettirilmesidir" dedi.

'BARIŞ, EMEKÇİLER İÇİN EMEĞİN KARŞILIĞINI ALABİLMEKTİR'

Emekçiler, kadınlar ve ezilen halklar için barış kelimesinin anlamına da anlatan  Yalçın şunları söyledi:

"Barış; emeğinin karşılığını alabilmektir. Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır. Halkların kardeşliğidir. Sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hakim kılmaktır. Ötekileştirmenin ortadan kalkmasıdır.  Derelerin özgür akmasıdır. Kadın erkek eşitliğidir. Çocuğun da hakları var diyebilmektir. Türcülüğü reddetmektir. Göçmenleri düşman görmemek, dayanışmayı büyütmektir".

'BARIŞI SAVUNMAYA KARARLIYIZ'

2018 dünyasında, Ortadoğu coğrafyasında Türkiye’de her şeye rağmen barışı savunmaya kararlı olduklarının vurgulayan Yalçın "Barışı yaşadığımız ülkede ön koşulsuz olarak herkes için talep etmek, komşu ülke halkları başta olmak üzere tüm halklarla barış içinde yaşanmasını istemek ve kendi ülkemizde eşit, demokratik, özgür ve barış içinde yaşamak için mücadele etmek insan olmanın şartıdır. Barış, uğruna mücadele edilmesi gereken, kazanılması gereken politik bir mücadele başlığıdır. Savaşlarda, çatışmalarda yitirilen milyonlarca insanın anısı önünde saygıyla eğiliyor, emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize söz veriyoruz" dedi.


MALATYALILAR: BARIŞ, İNSAN HAKKIDIR, BARIŞ İSTİYORUZ!

Malatya’da İHD tarafından saat 18.00’de yapılan basın açıklamasına HDP, EMEP, KESK, Emekli-Sen, PSAKD, Alevi Eşit Yurttaşlık Derneği ve ÇAD katıldı.

Yaptığı açıklamada barışın bir insan hakkı olduğunu belirten İHD Malatya Şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu, “Barış talebinin medeni ve siyasi haklarla olduğu kadar ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla da ilgisi bulunmaktadır” dedi. “Türkiye çoğulcu etnik, dilsel, dinsel ve kültürel dokuya sahiptir. İnsanı ve doğayı temel alacak bir bakış açısı, hukuksal düzenlemelerinde bu çoğulcu dokuyu hak temelli olarak yansıtması gerekir” diyen Öztürkoğlu, “Herkes farklı, herkes eşit” sloganının altını çizdi.

Türkiye’nin bir barış sorunu olduğuna değinen Öztürkoğlu, “Kürt sorununun çözümsüz kalması durumunda, savaşın kapladığı alan giderek büyümektedir. Bunun insani ve mali açıdan sürdürülebilir bir yanı yoktur” dedi. Kalıcı barış için çatışma nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Öztürkoğlu, "Bunun için ilk yapılması gereken çatışmaların durması, diyalog yollarının açık tutulması, insan hakları ve demokrasi eksenli çözüm arayışlarına imkân sağlanmasıdır” ifadelerini kullandı.

Gönül Öztürkoğlu’nun ardından İHD MYK üyesi Servet Akbudak konuştu. Acil barış talebine değinen Akbudak, barış mücadelesinden hiçbir koşulda vazgeçilemeyeceğini vurguladı.

Konuşmaların ardından barış adına güvercinler uçuruldu.


LÜLEBURGAZLILAR: BARIŞ YAŞAMDIR, BEREKETTİR, HUZURDUR

1 Eylül Dünya Barış Günü, Lüleburgaz’da Üçgen Park’ta kutlandı. Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu çağrısıyla yapılan kutlamaya, siyasi partiler, sendikalar, kadın örgütleri ve vatandaşlar katıldı. Lüleburgaz Kadın Platformu’ndan Aysel Balkan Tan açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte, basın açıklamasını CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Bülent Metin okudu.

Şiirlerin okunduğu, halayların çekildiği anma etkinliğinde, ‘savaşa hayır, barış hemen şimdi’, anaların gözyaşı, katilleri boğacak’, ‘ABD Ortadoğu’dan defol’ sloganları atıldı.

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Barış yaşamdır, huzurdur, berekettir... Toprağa kan, gözyaşı, ceset yerine, ‘hayat’ ekmekse güzel ve doğru olan: Kötülüğün görkemini paylaşıp pekiştirmemeli, umutsuzluğu bir alışkanlık haline getirmemeli insanoğlu!.. Barışı daim kılmalı tüm yeryüzünde."


SAMSUN'DA BARIŞ TALEBİ HAYKIRILDI

Samsun’da Dünya Barış gününde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin çağrısıyla İstiklal Caddesi Süleymaniye Geçidi’nde basın açıklaması düzenlenerek barış talebi haykırıldı.Açıklamaya sendikalar, siyasi partiler ve derneklerin yönetici ve üyeleri ile yurttaşlar katıldı.

KESK dönem sözcüsü Yılmaz Tuluk’un okuduğu açıklamada "Dünya Barış Günü'nün ilan edilmesinin üzerinden 79 yıl geçmesine rağmen emperyalistler savaştan kan dökmekten barbarlıktan vazgeçmiyor, dünyayı kana bulama ya devam ediyorlar" denildi.

 

"Savaşı onlar çıkarıyor, bedelini halklar ödüyor" denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Çünkü onlar savaştan, savaş ortamının sunduğu sömürüden besleniyorlar. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de savaşların darbelerin ve ekonomik krizlerin bedelini yoksul haklarımız ve emekçiler ödemeye devam ediyor. Kürt sorununun eşit haklara dayalı, barışçı ve demokratik bir temelde çözüm yolunun kapatılması, çatışmaların artarak devam etmesine ve gençlerimizin birer birer toprağa düşmesine, yıllardır kanayan yaranın daha da derinleşmesine sebep oluyor.

Hükümet, bütün vatandaşların her türlü hak ve adalet talebini Cumartesi Anneleri'nin 700 haftadır sürdürdükleri adalet arayışına yaptığı gibi devletin bütün aygıtlarını kullanılarak saldırıp bastırmaya çalışıyor.

Hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacımız var. Hangi milletten, dinden olursak olalım hepimiz adaletin eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünyaya özlem duyuyoruz. Bu özleme kavuşmanın yolu savaş ve çatışmadan değil barış ve kardeşlikten geçiyor. Tüm emekçileri barış mücadelesinde omuz omuza olmaya barışa ses vermeye çağırıyoruz."

 


KAYSERİ'DE 1 EYLÜL'DE BARIŞ BALONLARI UÇURULDU

Kayseri'de Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Gününde bir araya geldi. Etkinlikte "Savaşa hayır, barış hemen şimdi!", "İş Barış Özgürlük", "Yaşasın 1 Eylül Dünya Barışı" sloganları atıldı.

Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan SES Kayseri Şube başkanı Orhan Karakaya, "Emperyalist devletler ve iş birlikçileri kendilerine bağlı kukla yönetimleri, vekalet savaşları adı altında maşa olarak kullanırken kardeşi kardeşe kırdırıyor, sınırları yeniden çiziyorlar. Eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha yok ediliyor" dedi.

"Savaşları zenginler çıkarıyor, bedelini biz yoksullar ödüyoruz" diyen Karakaya açıklamasını söyle sürdürdü:

"Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölen hep yoksul emekçi çocukları oluyor. Savaşların, darbelerin ve ekonomik krizlerin bedelini yoksul halkımız ve emekçiler ödemeye devam ediyor. 1 Eylül Dünya Barış gününde fedakarlık isteyenlere sesleniyoruz. Aynı gemide değiliz!"

Birlik çağrısı yapan Karakaya konuşmasına şöyle devam etti:

"Geleceğimize sahip çıkmak, demokrasi, bağımsızlığı ve özgürlüğü savunmaktan başka çaremiz yoktur. Kutuplastirici bir sekilde bizleri yönetmeye çalışanlara karşı inadına barış inadına kardeşlik diyoruz!"

"Barış istiyoruz!" yazılı balonların uçurulmasının ardından basın açıklaması sona erdi. (Kayseri/EVRENSEL)

(HABER MERKEZİ)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Ne söyledim sana ki vurdun kapıyı gittin

SONRAKİ HABER

HDP'li vekilden bakanlığa Metin Duran çağrısı: Serbest bırakılsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...