09 Eylül 2012 09:46

Dışı da içi gibi boş olmayan bir dünyadan süzülen ‘Dolu’

Türkiye’de özellikle son yıllarda hazırlanan müzik albümleri, estetikten nasiplenen, yaratıcılığın çok boyutlu kulvarında ilerleyen düzenlemeleriyle dikkatleri üzerlerine çekmişlerdir.Serdar Ateşer, Fuat Saka gibi, “icracı”lıkta kayda değer bir noktaya gelen isimlerin düzenlemelerine imzalarını attıkları m&uu

Dışı da içi gibi boş olmayan  bir dünyadan süzülen ‘Dolu’
Paylaş
Mehmet Akif Ertaş

Serdar Ateşer, Fuat Saka gibi, “icracı”lıkta kayda değer bir noktaya gelen isimlerin düzenlemelerine imzalarını attıkları müzik albümleri; o albümlerde seslendirilen ezgilerin, kullanılan enstrümanların ve albümlere can veren vokallerin, aşama kaydeden düzenleme ile dinleyiciyle can ciğer kuzu sarması olmasına yardımcı olmuştur.
Hüseyin Turan’ın Doğaç Müzik ve Esen Müzik ortaklığı ile 2012’de çıkardığı sekizinci albümü “Dolu”da yer alan ezgilerin düzenlemelerine adını yazdıran Mehmethan Dişbudak da estetiğin ve çok boyutlu yaratıcılığın izini sürdüğü için albüm, öncelikle düzenlemeleriyle dinleyicisini bir ziyafete davet etmiştir.
Ege Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü’nden tanıdığı arkadaşlarıyla kurduğu “Grup Laçin” den ayrıldıktan sonra çıkardığı ilk albümünden itibaren Turan’ın çalışmaları, iyi niyetle ilerleyen ancak, iyi niyetini, yeterli donanımla zenginleştiremeyen bir ismi dinleyiciyle buluşturmuştur.
Albümlerdeki donanım sorunu, doğal olarak ezgilere de yansımış, ritmik olmayanları ışık hızıyla söyleme gayretindeki Turan, belleklere kazınamayacak işler ortaya çıkarmıştır.               2004 yılında Seyhan Müzik etiketi ile çıkardığı “Hoş Geldin” ile sorunlarından kurtulduğunun müjdesini veren Turan,  aynı firmanın ürünü olan ve 2005 yılında raflarda yer bulan  “Kilit” ile daha sağlam ilerleyeceği bir yola girmiştir.
İyi niyetiyle eğildiği Anadolu folklorunun kodlarını çözme çabasındaki bu çalışmasının ardından gelen ve farklı bir şirketin etiketini taşımayan 2007 tarihli “Adı Karanfil” ve 2010 doğumlu “Leyla Nefesi”, 2012’de sergileyeceği performansın zeminini hazırlamışlardır.
 “Dolu”, Turan’ın, “yorumculuk” ile “icracılık” arasında artık bocalamayan bir vokal olduğunu gösteren bir albümdür. Ritmik olan ezgilerde de koşturma dönemini nihayete erdiren Turan, ezgileri, dinleyicinin kulağına itinayla nakışlamıştır.                                                           
İroni yüklü ritmik ezgilere biraz daha fazla yer vererek göz dolduran albüm, “Kadın Ağızlı Türkü”ye kota uygulayarak dinleyiciyi üzmüştür çünkü dinleyici Turan’ın bu tarz ezgileri daha rahat bir şekilde söylediğini tecrübe etmiştir.
Güray Hafiftaş gibi, “popülist” hezeyanı değil, istikrarlı adımı tercih eden bir elektro bağlama virtüözünün yanında; İsmail Derker, Zeynel Demir, Eyüp Hamiş, Erol Parlak, Göksun Çavdar, İsmail Soyberk, Erdem Sökmen gibi isimlerin de katkı sundukları albüm, müzikler-arasında bir seyahat gerçekleştirirken de estetiğe ve çok yönlü yaratıcılığa, düzenleme sayesinde gölge düşürmemiştir.
2012’de gözlerini hayata yuman Devran Baba’nın ve mizahın kilometre taşlarından Aziz Nesin’in kulaklara aşina cümleleri ile toplumsal mesajını, kaş yaparken göz çıkarmadan vererek ve Neşet Ertaş ve Yavuz Top gibi emektarları da unutmayan, Fuzuli’yi asırlar öncesinden bugüne taşıyarak dinleyicisini kendisine sabitleyen “Dolu”; dışı da içi gibi boş olmayan bir dünyayı, estetiğin ve çok boyutlu yaratıcılığın devre dışında bırakılmaması temennisiyle  hediye etmiştir.
    
Hüseyin Turan
 “Dolu”
Doğaç Müzik& Esen Müzik
[email protected]

ÖNCEKİ HABER

Stevıe Wonder konseri için geri sayım başladı

SONRAKİ HABER

Yıkımlar ekimde başlayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa