10 Ağustos 2018 23:10

Sağlık sorunum nedeniyle 25/2’den işten atıldım!

Gebze'de bulunan ve McDonald’s’a ekmek üreten Bimbo QSR fabrikasından bir işçi, işyerinde yaşadığı sorunları Evrensel'e yazdı.

Fotoğraf: Flickr

Paylaş

Metin TÜRKYILMAZ
Gebze

Merhaba, ben Gebze’de bulunan, McDonald’s’a hamburger ekmegi üreten, eski adı East Balt Gıda yeni adı Bimbo QSR olan fabrikada 10 aydır çalışan bir işçiydim. Yaklaşık 1 ay önce işlerin yoğunlaşmasından dolayı mesaiyle birlikte 12 saat çalışıyorduk. Öğle saatlerinde tansiyonum yükseldi, ambulansla hasteneye kaldırıldım ve sonrasında kontrollerim için doktora gittim. Bu arada işyerimdeki üretim müdürüne bilgisini verdim. Bende hipertansiyon olduğunu, bunun aileden geldiğini söyledim. Daha sonra insan kaynaklarıyla görüştük, insan kaynakları ‘Bunu bize daha önce neden bildirmedin, burası sıcak ortam, burada çalışamazsın’ diyerek yolları ayıracağımızı söyledi.

Aradan geçen günlerde siparişe göre çalıştığımız için bazen 12 saat bazen 9.5 saat çalıştırılıyorduk. Hatta bazen depoda yer kalmazsa izin veriyolar, verdikleri izin gününü de yaptığımız mesailerden kesiyolardı. Zaten ağır koşullarda çalışan Bimbo QSR işçileri bir de mesailerinden oluyorlar. İlerleyen günlerde fabrikadaki panoya gündüz 12 gece 8 saat çalışma olacağı bilgisi yazıldı. Ben de üretim müdürüne çıkıp havaların çok sıcak olduğunu, 12 saat çalışamayacağımı, hem şirketi hem de tansiyondan dolayı kendimi zor duruma sokmak istemediğimi, vardiya değiştirip gece 8 saat çalışmak istediğimi beyan ettim. Üretim müdürü bu durumun sürekli olamayacağını, şirketi zor duruma sokacağını söyledi.

Akşam vardiyasındaki arkadaşımla konuşup bir hafta vardiya değiştirdik. Sonraki hafta zaten kendi vardiyam gece olacağı için idare edeceğimi düşündüm. Bir hafta sonra üretim müdürü beni arayarak konuşmamız gerektiğini söyledi. Ben de sendikalı bir fabrika olduğu için temsilci arkadaşımı aradım onunla birlikte gidelim konuşalım dedim. Temsilci arkadaşla önce Tek Gıda-İş Sendikası Gebze Şubesine gittik. Şube başkanına durumu anlattık, şube başkanı fabrika genel müdürünün durumu kendisine bir hafta “Arkadaş yüksek tansiyon hastası, burası sıcak ortam çalışamaz, çıkaracağ” dediğini söyledi. Ben de şube başkanına ‘Çalışmak zorundayım, fabrikada benim durumumda başka arkadaşlar da var. Beni başka bir bölüme versinler” dedim. Şube başkanı “Haklısın, ben tekrar görüşeceğim” dedi.

Ertesi gün temsilci arkadaşla fabrikaya gittik. Fabrika yönetimi bizi toplantı odasına alarak bana iki seçenek sundular: Ya 10 aylık olmama rağmen tüm haklarımı vererek ya da 25/2’den (yüz kızartıcı suç) işten çıkarmak. Ben de “Sizin gönderdiğiniz hastaneden aldığım raporları size verdim. Beni başka bölüme verin, çalışmak istiyorum” dedim. “Doktorumuz senin burada çalışmanı onaylamıyor” dediklerinde ise “Doktorunuz 10 ay içersinde beni 1 defa bile muayene etmedi, neye göre çalışmamı onaylamıyor. Ben tekliflerinizi kabul etmiyorum” dedim. Onlar da 25/2’den atılırsam iş bulmayacağımı, hiçbir hak alamayacağımı beyan ederek beni 25/2’den kapının önüne koydular. Oysa beni başka bölümlerde çalıştırabilirlerdi. Benim gibi en az 6 arkadaşım var yüksek tansiyon hastası, onlar hâlâ çalışmaktalar.

Sendika şube başkanını arayayarak durumu anlattığımda hiçbir şey yapamacağını söyledi. Bana “Parayı al kendine başka iş ara” demesi hakikaten Türkiye’deki sendikaların ne durumda olduğunu bir kez daha gösterdi. Yani bir sendika bu kadar basit bir şeyden bir işçinin işten atılmasına ses çıkartamıyorsa sendikalar neden var? Bunun izahını işçelere nasıl yaparlar bilmiyorum. Oysa konuştuklarında mücadeleci olduklarını söylüyorlar. Mücadeleci bir şube başkanı böyle davranamaz. Bence bu kadar kolay olmamalı.

Otomasyon sistemde robotlaştırılmış insanlar haline geldik. 1 dakika banttan ayrılma şanşımız bulunmuyor. Tuvalete bile biri gelmeden gidemiyoruz. Bu halde olmamıza rağmen gıda işçileri olarak en düşük ücretlere, esnek ve güvensiz bir sistem içinde çalışmaya devam ediyoruz. İşçiler ve emekçiler birleşmeli, bu düzene dur demeli. Bugün beni yarın sizleri atacaklar. Ufak bir rahatsızlığınızda, hatta devlet doktorunun çalışabilirsin demesine rağmen işten atmalarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Şimdi iş arkadaşlarım bu yıl sonundaki toplu iş sözleşmesinden ne bekleyebilirsiniz merak ediyorum.

Her şey fabrikayı yöneten müdürün iki dudağı arasında kalmış. O ne isterse sendika kabul etmiş durumda. Ben hakkımı mahkemede arayacağım sonuna kadar. Ama sizler de şunu unutmayın, işçiler olarak sendikalardan çok kendi gücünüze güvenin. Birlik olun ve haksızlıklara boyun eğmeyin. Her fabrikada yaşanan sıkıntılar gibi burada da işçiye verilen değer ortadadır. Yemek servis kıyafet sorunları dağ gibi büyütülerek, maliyet yüksek denerek daha iyi iş bulamazsınız diyerek, esnek ve yoğun çalışmaya devem edeceksiniz. Ama birleşirseniz ne sendika ne de fabrika müdürünüz size karşı zalimce davranamaz. Yaşasın işçilerin birliği...

 

ÖNCEKİ HABER

Çocuk işçiliği nedir, kaç çocuk işçi var, çocuk işçiliği ile nasıl mücadele edilmeli?

SONRAKİ HABER

Toros: İklimdeki değişiklikler, mevsim kaymalarına sebep olabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...