06 Ağustos 2018 14:07

Beçin antik kenti UNESCO daimi listesine girme yolunda

Beçin Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş: Beçin antik kenti UNESCO’ya adaydır.

Fotoğraf: Durmuş Genç/AA

Paylaş

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne 2012’de alınan antik kentte düzenli olarak kazı çalışmaları yürütülerek birçok eser gün yüzüne çıkarılırken, ayakta kalan tarihi yapılar da restore edilerek turizme kazandırılıyor. Beçin Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş, yaptığı açıklamada, antik kentin tarihinin milattan önce 2 binlere kadar uzandığını ancak asıl önemini Menteşe Beyliği döneminde kazandığını vurguladı.

Muğla'daki antik kentte kazıların başladığı 1974’ten bu yana bol miktarda sikke ve seramik bulunduğunu ifade eden Pektaş, son olarak Prof. Dr. Rahmi Hüseyin Ünal başkanlığındaki kazı ekibinin, 2000 yılında ortaya çıkardığı binlerce sikkenin, Osmanlı’nın önemli defineleri arasında yer aldığını kaydetti.

‘KENDİNİ KORUYABİLEN NADİR ÖRNEKLERDEN’

Beçin’in Türk-İslam dönemi yerleşiminde önemli merkezlerden olduğunu belirten Pektaş, “Beçin 14 ve 15’inci yüzyılda kurulup, gelişip kendini koruyabilen nadir örneklerden bir tanesi. Yapılan kazı çalışmaları, definesiyle, Beçin Kalesi Anadolu Türk sanatı için çok önemli ipuçları veren bir yer.” dedi. Pektaş, Beçin şehri ve kalesini, Menteşeoğulları’nın başkent olarak seçtiğini, Kurucusu Ahmet Gazi’nin de türbesinin bulunduğu bir bölge olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Beçin, 1330’lardan itibaren Menteşe Beyliği’nin başkentliğini yapmıştır. Orta Çağ’da, iç kalenin yanı sıra dış surlarla çevrili sur içi kısım ve dış surlarla çevrili mahalleleriyle büyük bir kent konumundadır. Zaman içinde kazılar devam ettikçe yeni yapılar ortaya çıkarılacak.”

HEDEF UNESCO KALICI LİSTESİ

Kentin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne 2012 yılında alındığını hatırlatan Pektaş, şunları dile getirdi: “Beçin antik kentinin en önemli özelliklerinden birisi de flora ve faunasıdır. Beçin antik kenti, sadece tarihi yapılarıyla değil bitki ve hayvan çeşitliliğiyle de UNESCO’ya adaydır. Bu nedenle UNESCO daimi listesi için çalışmalar yürütüyoruz. Bununla ilgili de bir alan yönetimi planı hazırlıyoruz.” 

‘SAYISAL ANLAMDA BULUNAN EN BÜYÜK DEFİNE’

Antik kentte 2000 yılında yürütülen kazı çalışmalarında, iki katlı konak olarak kullanıldığı belirlenen yapının tahıl ambarında 1.5 metre derinlikte bulunan defineye değinen Pektaş, definenin, Türkiye’deki izinli kazılarda şimdiye kadar elde edilen Osmanlı dönemine ait en büyük define olduğuna dikkati çekerek, “2000 yılında yürütülen kazı çalışmalarında yaklaşık 61 bin adet sikkeden oluşan büyük bir define ortaya çıkarıldı. 16. yüzyıl sonu 17. yüzyıl ortalarına kadar giden bir döneme tarihlenen bu define, Türkiye’deki arkeolojik kazılarda sayısal anlamda bulunan en büyük define. Define, yürütülen çalışmaların ardından Milas Müzesi’nde korumaya alındı.” diye konuştu. 

BEÇİN KALESİ İHTİŞAMINI KORUYOR

Tarihi kaynaklarda, Milas-Ören yolunda ilçe merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan antik kentteki kalenin Bizans döneminde yapıldığı, inşaatında çevresindeki antik yapıların taşlarından yararlanıldığı belirtiliyor. Yöreye hakim olan Menteşeoğulları döneminde ise kalenin onarılarak kullanıldığı ifade ediliyor. Kayalık bir tepe üzerinde bulunan kaleye merdivenle çıkılıyor. Kesme taş ve moloz taştan yapılan kalenin kule ve burçları, sağlam durumda bulunuyor. Girişi büyük bir kule şeklinde olan, çift surlarla korunaklı bir görünümdeki kalenin güneyindeki surlar, günümüze oldukça iyi bir durumda gelebilmiş. (Muğla/AA)

ÖNCEKİ HABER

Google Haritalar, Dünya'yı artık küre olarak gösteriyor

SONRAKİ HABER

Müzik-Sen: Sanatçılar belirsiz bir geleceğe sürüklenmektedir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...