27 Temmuz 2018 07:24
Son Güncellenme Tarihi: 27 Temmuz 2018 09:34

Halkın bütçesi kira, gıda, ulaşıma gidiyor; eğitim ve sağlık en sonda

TÜİK'in 2017 hanehalkı bütçe araştırmasına göre, konut ve kira harcaması ile gıda ve ulaşım harcamaları başı çekiyor. Eğitim ve sağlık son sıralarda.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hanehalkı bütçe araştırmasının 2017 yılı sonuçlarına göre; hanehalkları bütçelerinden en fazla payı yüzde 24.7 konut ve kira harcamasına ayırdı. İkinci sırayı yüzde 19.7 ile gıda ve alkolsüz içecekler, üçüncü sırayı da yüzde 18.7 ile ulaşım aldı. Düşük gelirli haneler, yüksek gelirlilere göre gıdaya iki kat daha fazla pay ayırdı. Gelirde en düşük yüzde 20 grubuna girenlerin gelirinin yüzde 31.9’u kira ve konut, yüzde 28.6’sı gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına gitti. Araştırmaya göre hanehalkları en düşük payı eğitim ve sağlığa ayırdı.

EN DÜŞÜK PAY EĞİTİM VE SAĞLIĞA

TÜİK araştırmasının verileri şöyle:

- Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 24.7 ile konut ve kira harcamaları alırken, ikinci sırayı yüzde 19.7 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları aldı.

- Toplam tüketim harcamalarında en düşük payı alan harcama grupları ise yüzde 2.2 ile sağlık ve yüzde 2.3 ile eğitim hizmetleri oldu.

- Hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplanan eşdeğer kişi başına aylık ortalama tüketim harcaması 2016 yılında 1642 lira iken 2017 yılında 1854 lira olarak tahmin edildi.

EN FAZLA ULAŞIM HARCAMASI ARTTI

Toplam harcamalardaki payı en fazla artan grup ulaştırma oldu. Ulaştırma harcamalarının payı bir önceki yıla göre 0.5 puanlık artışla yüzde 18.2’den yüzde 18.7’ye yükseldi.

Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının payı yüzde 19.5’ten yüzde 19.7’ye, çeşitli mal ve hizmet harcamalarının payı yüzde 4.2’den yüzde 4.4’e, sağlık harcamalarının payı yüzde 2.0’dan yüzde 2.2’ye, alkollü içecekler, sigara ve tütün grubunun payı ise yüzde 4.4’ten yüzde 4.5’e yükseldi.

Diğer taraftan, konut ve kira harcamalarının toplam harcamalardaki payı bir önceki yıla göre 0.5 puanlık düşüşle yüzde 25.2’den yüzde 24.7’ye geriledi.

Ayrıca, haberleşme harcamalarının payı yüzde 3.7’den yüzde 3.4’e, lokanta ve otel harcamalarının payı yüzde 6.4’ten yüzde 6.2’ye, giyim ve ayakkabı harcamalarının payı yüzde 5.2’den yüzde 5.0’a, eğlence ve kültür harcamalarının payı ise yüzde 2.8'den yüzde 2.7'ye düştü.

Mobilya ve ev eşyaları (yüzde 6.3), eğitim hizmetleri (yüzde 2.3) harcamalarının payı 2017 yılında da değişmedi.

YOKSUL ZENGİNE GÖRE GIDAYA İKİ KAT PAY AYIRDI

Gelire göre sıralı yüzde 20’lik gruplar itibarıyla tüketim harcamalarının 2017 yılındaki dağılımına bakıldığında, en düşük gelir grubu olan birinci yüzde 20’lik grupta yer alan hanehalkları;

- Konut ve kira harcamalarına yüzde 31.9,

- Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 28.6,

- Ulaştırma harcamalarına yüzde 10.2 ve mobilya ve ev eşya harcamalarına yüzde 5.7 pay ayırdı.

En yüksek gelir grubu olan beşinci yüzde 20’lik grupta yer alan hanehalkları ise;

- Ulaştırma harcamalarına yüzde 23.9,

- Konut ve kira harcamalarına yüzde 20.9,

- Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 14.6,

- Lokanta ve otel harcamalarına yüzde 7.1 pay ayırdı.

GELİR KAYNAĞINA GÖRE HARCAMA ORANLARI

Temel gelir kaynağı maaş, ücret, yevmiye geliri olan hanehalkları:

- Konut ve kira harcamalarına yüzde 23.2,

- Ulaştırma harcamalarına yüzde 19.5 ve,

- gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 18.2 pay ayırdı,

Müteşebbis geliri olan hanehalkları:

- Ulaştırma harcamalarına yüzde 23.7,

- Konut ve kira harcamalarına yüzde 20.8,

- Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına ise yüzde 18.8 pay ayırdı.

Gelir kaynağı gayrimenkul ve menkul kıymet geliri olanlar:

- Konut ve kira harcamalarına yüzde 29.2,

- Ulaştırma harcamalarına yüzde 18.5,

- Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 14.6,

Emekliler:

- Konut ve kira harcamalarına yüzde 30,

- Gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına yüzde 25.7,

- Ulaştırma harcamalarına yüzde 12.8 pay ayırdı.

ENFLASYON HESABINDA KONUT YÜZDE 14.85 PAY TUTUYOR

2018 yılı TÜFE ana grup ağırlık seti ve oranları şöyle:

- Gıda ve alkolsüz içecekler 23.03

- Alkollü içecekler ve tütün 5.14

- Giyim ve ayakkabı 7.21

- Konut 14.85

- Ev eşyası 7.66

- Sağlık 2.64

- Ulaştırma 17.47

- Haberleşme 3.91

- Eğlence ve kültür 3.39

- Eğitim 2.67

- Lokanta ve oteller 7.27

- Çeşitli mal ve hizmetler 4.76

‘İNSANLARI BİR ÇATI ALTINDA YAŞAYIP, KARNINI DOYURMAK DIŞINDA BİR ŞEY YAPAMAZ HALE GETİRDİLER’

Akademisyen Özgür Müftüoğlu: En yüksek harcamalar konut, barınma, gıda ve ulaşım. Bunlar temel harcamalar. Özellikle barınma ve gıda olmazsa olmaz harcamalar. Kentsel dönüşüm gibi yanlış politikalar nedeniyle kentlerle üretim alanlarının mesafesi açıldığı için ulaşım da hane halkı üzerine biniyor.

Barınma ve ulaşım devlet tarafından sağlanması gereken, sosyal devletin finanse etmesi gereken giderler. Ama hane halkı üzerine yüklenmiş durumda. Barınacak bir yerde kalıp, karnını doyurup, ulaşıma harcayınca geriye insanı insan yapan eğitim, sağlık, sanat ve kültürel harcamalar yaparak, insanın kendini geliştirebileceği bir gelir kalmıyor. Emekçilerin, yoksul geniş kesimlerin en temel insani faaliyetlerden bile uzak kaldığını gösteriyor. Bu durum ekonomi politikaların emekçilerin üzerindeki, toplumsal yaşam içindeki yansımasıdır. Karnını doyurup, bir çatı altında kalmaktan başka bir şey yapamayan insanlar haline getiriyor yurttaşları.

Özellikle gıda önümüzdeki günlerde Türkiye’de daha çok problem olacak. Çünkü dışarıdan ithal eder duruma geldik. Sürekli bir devalüasyonla ekonominiz sarsılıyor. Temel gıda maddelerinin fiyatları, en son yüzde 15 zam yapılacağı açıklanan ekmekte olduğu gibi, daha da artacaktır. Yani bugün yaşanan yoksullaşma ve yoksunlaşmanın derinleşeceği, sosyal problem haline geleceği görülüyor. Bu yaşanırken devletin sosyal harcamaları yapması gerekir. Çünkü bu ibare halen Anayasada var. Devletin sosyal harcamalar yoluyla ulaşım, gıda, kira, eğitim ve sağlığı karşılaması gerekir. Topladığı vergilerle bunun finanse etmesi gerekir.

Ama Bakan Albayrak’ın son yaptığı “kamuda tasarruf” açıklaması bunun tam tersinin yapılacağını gösteriyor. Kamudan tasarruf dendiğinde, aslında kamunun topluma yansıdığı yerden tasarruf diyorlar. Yani bürokrasiye iki tane araç eksik alınması değil; sağlık, eğitim harcamalarının azalması, ücretlerin azalması anlamına geliyor.

ÜLKENİN TÜM VARLIĞI, TAŞI TOPRAĞI SERMAYEYE AÇILIYOR

Aslında ortada bir tasarruf da yok. Çünkü diğer yandan tüm kamusal alanı ve gelirlerini sermayeye açıyor. Sadece bütçe de değil, işsizlik sigortası fonu, varlık fonu gibi tüm kaynakları, ülkenin taşını toprağını, havasını suyunu sermayeye açıyor. Hükümet kamu kaynaklarını inanılmaz bir şekilde ulusal ve yabancı sermayeye açıyor. Üretken bir ekonomik faaliyet üzerinden değil, inşaat üzerinden yapılan harcamaları karşılamaya çalışıyor. Ülke bu nedenle borçlandı ve taahhütler altına girdi. Bunları ödemekte zorlanır hale geldi. Borçları karşılayabilmek için IMF ile yeni görüşmelerin yapıldığı söyleniyor. Çin’den ya da diğer Asya ülkelerinden kaynaklar bulmaya çalışıyorlar. Bunun karşılığı olarak da Türkiye doğası yok edilen, sermayeye tamamen peşkeş çekilen, nefes alınamaz, tarımı tamamen değersizleştirilen ve suyu içilemez bir ülke haline getiriyor. Verilen taahhütlerle ülkenin geleceği ipotek altına alınıyor. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Galatasaray, Club Africain'i 1-0 yendi

SONRAKİ HABER

Heybeliada'da alkollü mekanlara tehdit mektupları gönderildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...