14 Temmuz 2018 23:35

‘Türk korku edebiyatı, Türk korku sinemasına göre çok iyi bir durumda’

Yazar ve Eleştirmen Gizem Şimşek Kaya, Türkiye yerli korku sineması ve kendisinin çalışmaları hakkında Evrensel'e değerlendirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Barkın Orhan Kalamış

Mütemadiyen yeni filmlerle gündeme gelen Türk korku sinemasında, artık o eski gişe rakamlarının yerinde yeller esiyor. Son dönemdeki filmlerin büyük bir kısmını ise, hususi olarak sinemada izlememişseniz, vizyondan kalktığı an izleme şansınız hiçbir şekilde yok! Ancak bir kişi var ki, sizin adını bile duymadığınız pek çok filmi vizyona girer girmez izliyor. Yetmiyor, analizini de yapıyor ve ortaya, Türk korku sineması takipçileri için başucu eser niteliğinde çalışmalar çıkıyor. 2016’da yayımlanan “Sinemada Korku ve Din” ile 2017’de yayımlanan “Türk Korku Sineması Kronolojisi (1914-2015)” kitaplarının ardından bu yıl da “Türk Korku Sineması Kronolojisi – II. Cilt (2016-2017)” kitabını da okurla buluşturan Gizem Şimşek Kaya ile yerli korku sineması ve kendisinin çalışmaları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sinemada Korku ve Din, Türk Korku Sineması Kronolojisi (1914-2015) ve şimdi de Türk Korku Sineması Kronolojisi – II (2016-2017). 2016’dan bu yana, her yıla bir kitaba denk geliyor. Nasıl başladı bu serüven?

Her şey toz bulutuyla başladı demek isterdim ancak öyle olmadı. Ben doktora çalışmam olan ilk kitabımı 2012 yılında tamamlamıştım ancak yayınevi bulmak, çalışmanızın değerli olduğunu birilerine inandırmak pek kolay olmuyor. “Türk korku sineması” üzerine tek tük çalışmalar vardı o dönemde ancak 2014 yılındaki filmlerdeki ivmeyle “Türk korku sineması” üzerine herkes bir şeyler yazmaya başladı. Ben ise çalışmamı bastıracak yer peşindeydim. Sonunda çalışmama Pales Yayınları sahip çıktı ve basıldı. Kitap basılırken tabii çalışma 2012 verileriyle basıldığı için herkes “Bu kadar yeni film var neden onları da eklemedin?​” dediler ancak eklemeye kalksam kitap basılamayacak kadar uzayacaktı ve ben içinden çıkamayacaktım. İlk kitabı destekleyecek şekilde ama aynı şeyleri yazmadan yapabileceğim bir çözüm yolu aradım; onun önerisi de annemden geldi: Tablolar. Böylelikle art arda kitaplar çıkmaya başladı.

Türk Korku Sineması Kronolojisi’nin ikinci cildinde de ilk ciltteki gibi vizyona giren ve giremeyen tüm filmlerin yanı sıra tablolar var. Ki bu tablolar aslında çok ilginç. Fikir olarak nasıl ortaya çıktı ve hangi kapsamlarda tablolar var? Biraz bahsedebilir misiniz?

Bu fikir biraz önce de değindiğim gibi annemden geldi. Ben görsel olarak herkesin işine yarayacak, bir araştırma yaparken kolaylık sağlayacak, karşılaştırma olanağı verecek bir yol bulmak istiyordum. Sinemada Korku ve Din’de de tablolar var ama daha az. Türk Korku Sineması Kronolojisi’nin ise akademik kısmı, tablolar. Korku unsuru olarak ne kullanılmış ya da filmde çocuk oyuncu var mı? Tarihi mekanlar kullanılmış mı ya da hangi mekanlar kullanılmış? Hangisinde cami var hangisinde kilise? Halk inançlarının hangileri filmlere ne şekilde dahil edilmiş? Tablolar neredeyse filmlerin röntgenini önünüze koyacak şekilde tasarlandı. Yani bir şekilde filmi izleyemediyseniz bile diğer filmlerle karşılaştırmasını yapabilirsiniz tablolar sayesinde.

Klasik bir soru vardır hani, evdeki kitapların sayıca çok olduklarını düşünürlerse “Hepsini okudun mu?​” diye sorarlar… Adet yerini bulsun: “Kronolojide yer alan filmlerin hepsini izlediniz mi?​”

Evet hepsini izledim. İlk ciltte yer alan filmlerin bir kısmını birkaç kez izledim hem de. Tablolar bu çoklu izlemeler sonrasında şekillenmeye başladı. İkinci ciltteki filmleri ise sinemada izleyip eleştirilerini yazmaya özen gösterdim. 2015 yılından bu yana gösterime giren Türk korku filmlerinin düzenli olarak eleştirilerini de yazmaya gayret ediyorum.

Edebiyat uyarlamalarını sermaye sinemalarında çok sık gözlemlememize rağmen Türkiye’de, hele hele Türk korku sinemasında, pek göremiyoruz. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

Tamamen düşük bütçe çabası. Eğer bir kitabı sinemaya uyarlamak istiyorsanız hem yayınevine hem de yazara belli bir telif ödemeniz gerekecek. Zaten gişede bini göremeyecekseniz sizce değer mi? Bu nedenle de genellikle senaryo yazımına çok da hakim olmayan biri yazıyor senaryoyu, en azından gişede batıyorlar ama dükkanı kapatmak zorunda kalmıyorlar.

Sizce Türkiye’de korku edebiyatı ne durumda?

Türk korku edebiyatı, Türk korku sinemasına göre çok iyi bir durumda. Neredeyse tüm eserleri takip etmeye özen gösteriyorum. Yaratıcı eserler var. Son yıllarda Hiç Yayıncılık bu bağlamda dikkatimi çekiyor. Kötü eserler de var aralarda tabii ama üretim bir hayli yoğun. Nitelikli çalışmalar kötülerin arasından rahatlıkla sıyrılıyor.

Türk korku sinemasına dair hem akademik çerçevede hem de sinema eleştirileri bağlamında düzenli üretimde bulunan tek kişi olarak size “uzman” diyebiliriz pekala. Konunun uzmanı olarak, son dönem Türk korku edebiyatından tavsiye edebileceğiniz üç kitap hangileridir?

Övgü Sayan’ın 13 Sikke’si, Mahir Ünsal Eriş’in Öbürküler’i, Hakan Dedeoğlu’nun Tırnova 1883: Rumeli Kâbusu kitaplarını keyifle okudum.

Türk Korku Sineması Kronolojisi’ne dönelim. İki kitapta toplam 95 film yer alıyor. Bu rakama korku komedi türündeki filmler dahil değil… Okuyucular kronolojinin ikinci cildinde tam olarak neleri bulacak?

2016-2017 yıllarında gösterime giren filmlerin birçoğunun DVD’si çıkmadı, televizyonlara satılmadı dolayısıyla sinemada izleme şansınız olmadıysa kaçırdınız. İlk cilttekiler DVD olarak ya da internette bulabileceğiniz filmlerin hem listesini sunuyordu hem de analizlerini yapabilmeniz için kolaylık sağlıyordu. İkinci cilt ise sinemada kaçırdığınız filmleri de incelemenizi, fikir sahibi olabilmenizi sağlıyor. İlk ciltte olduğu gibi ikinci ciltte de Korcan Evin’in korku sineması yönetmenleriyle gerçekleştirdiği birkaç röportajı bulunuyor.

‘HERKES KİTABI CİNDEN İBARET SANIYOR’

Sinemada Korku ve Din kitabınızın alt başlığında “2000 sonrası Amerikan ve Türk filmlerinde cin unsurunun çözümlemesi” ibaresi yer alıyor. Kitapta sadece cin unsuru mu ele alındı peki?

Evet, bu konuda benim çok hatam var. Tam çalışmanın adını yazarak risk aldım ve herkes kitabı cinden ibaret sanıyor. Ama hayır. Sinemada Korku ve Din’in içerisinde evet cin var ama gösterge bilim, korku sinemasının gelişimi, sanat dallarında korku türünün kullanım şekilleri, Amerikan sinemasının propaganda yöntemleri gibi daha birçok konu ve alt başlık inceleniyor.

‘KORKU SİNEMASININ ESKİ GİŞESİ YOK’

Türk korku sineması için şöyle bir klişe düşünce var: “Rahat 300 bin gişesi var!” Oysa bazı analizlere bakıldığında, ki sizin kitaplarınızda tüm filmlerin gişe rakamları var, işin pek öyle olmadığı görülüyor. Son dönemdeki gişe rakamlarının düşüşlerini neye bağlıyorsunuz?

Alper Mestçi ya da Hasan Karacadağ çekmediyse maalesef şu anki durumda rahat 300 bin gişesi olmuyor filmin. İlk zamanlar Türk korkuseverler henüz doyuma ulaşmamışken bu durum böyleydi ve yıl 2014’tü. Ancak son yıllarda çok sayıda düşük bütçeli ve kalitesiz korku filmleri de vizyona girdiği için gişe rakamları oldukça düştü. Örneğin bu seneki rakamlar bin ile 30 bin arasında. Alper Mestçi ve Özgür Bakar’ın filmleri dışında gösterime girmiş filmlerin büyük bir kısmı gişede başarısız oldu.

ÖNCEKİ HABER

EMEP eski il başkanına sosyal medya davası!

SONRAKİ HABER

Su alan akaryakıt tankerinden yardım çağrısı yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...