13 Temmuz 2018 11:05

Soma’dan sonra Davutpaşa’da da skandal karar

Davutpaşa'da 21 kişinin hayatını kaybettiği, 115 kişinin yaralandığı patlamanın davasında mahkeme, Yargıtayın cezaları azaltma kararını kabul etti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Davutpaşa'da 21 kişinin hayatını kaybettiği, 115 kişinin de yaralandığı maytap atölyesi patlaması davanın ikinci duruşmasında mahkeme heyeti, Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin cezaları azaltma kararını kabul etti. Sanıklar “taksirle ölüme sebebiyet vermekten”ten değil, “görevi kötüye kullanmak”tan yargılanacak. Ailelerin avukatlarından Özlem Özkan kararı şöyle yorumladı: “Görevi kötüye kullanmak demek cezasızlık demek.”

Davutpaşa’da 31 Ocak 2008 tarihinde yaşanan patlamaya ilişkin Yargıtay’ın bozma kararını ardından yeniden başlayan davanın ikinci duruşması Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile patlamada yaralananlar da duruşmaya "Müşteki" sıfatıyla katıldı. Duruşmada, tutuksuz sanıklar dönemin İmar ve Şehircilik Müdürü  Hatice Küçükakyüz, dönemin Zeytinburnu Belediyesi Ruhsat ve Denetleme Müdürü Rüstem Tekin, dönemin Zabıta Müdürü Feruz Kutsal ve dönemin İmar ve Şehircilik Müdürleri  Şevket Yıldırım ile taraf avukatları hazır bulundu.

MAHKEME BAŞKANI İLE AVUKATLAR ARASINDA TARTIŞMA

Taraflar duruşma salonuna alınmadan önce mahkeme başkanı Yılmaz Alp'in Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin bozma ilamını kabul etmesine avukatlar itiraz etti. Katılan avukatları, mahkeme heyetinin kararı tarafların duruşma salonunda hazır edilmediğini belirterek, mahkeme heyetinin tutumuna tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Alp, katılan avukatlara, "Dinleyeceksiniz. Duyacaksınız, duyacaksınız, dinleyeceksiniz" sözleri ile bağırdı. Avukat Özlem Özkan mahkeme başkanına "Siz duruşma başlamadan zaptı yazmışsınız" dedi. Mahkeme Başkanı Alp bunun üzerine "İthamda bulunmayın" dedi. Avukatlar ile mahkeme başkanı Alp arasındaki tartışma bir süre daha devam etti. 

Avukatların itirazı sonrasında mahkeme başkanı, taraflardan duruşmaya katılanların isimlerini tutanağa geçirdi. 

'KARARINIZIN ARKASINDA DURUN'

Avukatların ardından söz alan mağdur İdris Çabuk, mağdur olduğunu dile getirerek, "Beni dinlemek zorundasınız. Daha önceki gün Çorlu'daki tren kazasında 24 kişi öldü. Vereceğiniz her olumsuz karar ile günde 24 insanın ölümünün altında imzanız olmuş olacak" dedi. 

Yargıtay bozma ilanına karşı beyanın alınmadığını ve beyanda bulunmak istediğini söyleyen mağdur Dilan Oruç, "Ben babamı kaybettiğimde 14 yaşındaydım,  dava 10 yıldır devam etmektedir. Daha önce verilen mahkeme kararının arkasında durulmasını istiyorum" dedi ve iki küçük çocuğunun bulunduğunu belirterek duruşma salonundan ayrıldı. 

Duruşmada hazır bulunan sanıklar Rüstem Tekin, Hatice Küçükakyüz ve Şevket Yıldırım’a,  CMK'nin 231 maddesi soruldu.  Sanıklar,  Mahkumiyet kararı verilecek olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiklerini söyledi.

Tarafların süre talebini kabul eden mahkeme heyeti, duruşmayı 18 Ekim günü saat 14:00 erteledi.

'HUKUKUN KATLEDİLMESİ GİBİ'

Dava sonrası konuşan mağdurların avukatlarından Özlem Özkan, Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin bozma ilamının mahkeme heyeti tarafından kabul edilmesine ilişkin, "Taksirle ölüme sebebiyetten verilen cezayı ortadan kaldırdı.Görevi ihmalden bozma kararı verdi. 21 kişi öldü, bunların hepsinin ne kadar sorumlu olduğu bilirkişi raporunda yazıyor. 21 kişinin ölümünden sorumlu oldukları yazıyor ama sadece görevi ihmal etmişlerdir. Hukukun katledilmesi gibi bir şey. Görevi kötüye kullanmak demek cezasızlık demek. Mahkeme kendi kararında bile direnmedi. Bir sonraki celse karara bağlayacak" diye konuştu.

ADALET ARAYAN İŞÇİ AİLELERİ: TÜM SORUMLULARIN YARGILANMASINI İSTİYORUZ

Yargıtayın bozma kararının ardından Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma öncesi Adalet Arayan İşçi Aileleri basın açıklaması gerçekleştirdi. Yargıtay kararı üzerine görülen ikinci duruşma öncesi açıklama yapan aileler, mahkemeyi verdiği kararda direnmeye, ceza almayan sorumlulara da ceza vermeye çağırdı.

Adliye önünde “Davutpaşa’yı unutmadık, unutturmayacağız” pankartı açan aileler adına açıklamayı patlamada hayatını kaybeden Hüseyin Tayranoğlu’nun eşi Fadime Tayranoğlu yaptı.

Yerel mahkeme kararını cezaları az buldukları için temyiz ettiklerini ancak Yargıtayın cezaları daha da azalttığını vurgulayan Tayranoğlu, "Aileleri ve vekilleri olarak verilen cezaları yeterli bulmadık. Belediye Başkanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bölge Müdürü hakkında verilen beraat kararını kabul etmeyerek mahkeme kararını temyiz ettik. Yargıtay, Başsavcılığının düzenlendiği tebliğnamede ailelerin ve vekillerinin temyiz istekleri yerinde görülerek Zeytinburnu Belediye Başkanı ve Çalışma Sosyal Güvenlik İl Müdürü'ne beraat kararı verilmesinde isabet olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulması istendi" dedi.

Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 20 Ekim 2017’de karar verdiğini aktaran Tayranoğlu, “Aileler ile vekillerin temyiz taleplerini ve Yargıtay Başsavcılığının tebliğnamede belirttiği hususları göz ardı ederek kısmen bozma kısmen onama kararı verdi. Buna göre bina sahiplerinin cezaları onandı. Belediye yetkililerinin aldıkları cezalarının düşürülmesi,   belediye yetkililerinde 5 yıl ceza alan bir sanığın suçu, taksirle ölüme sebebiyet vermeden görevi kötüye kullanmaya çevrilerek vasfı değiştirildi. Suç için zaman aşımı süresinin dolmuş olma gerekçesiyle düşürülmesi, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ile İstanbul Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bölge Müdürü Atakan Tanış hakkında verilen beraat kararının onaylanması, İSKİ ve BEDAŞ yöneticileri hakkında ise dava açılması gerektiği şeklinde karar verildi” diye konuştu.

Tayranoğlu, Yargıtay kararında yer alan zaman aşımı gerekçesine karşı ailelerin ve vekillerin yaşam hakkının ihlali  nedeniyle Anayasa Mahkemesine başvurduğunu ve sonucu beklediklerini belirtti.

Yargıtay kararından sonra ikinci duruşmanın görüldüğünü söyleyen Tayranoğlu, devam etti:

“Aileleri ve vekilleri olarak yetersiz bulsak da Yargıtay kararına karşı yerel mahkemenin önceki kararına, özellikle belediye yetkilileri ile vermiş olduğu kararında direnmesini talep ediyoruz. Davetimiz, vicdanım var, insanım diyen herkesedir. Bütün sorumluların yargılanmasını istiyoruz.” 

ÖNCEKİ HABER

Çeşme Boğaz Adası’nda mahsur kalan 34 mülteci kurtarıldı 

SONRAKİ HABER

Engin Altay'dan İnce'ye yanıt: Karar benim değildir, onundur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...