04 Temmuz 2018 23:05

Aynadaki opera: La Traviata

Avrupa’da büyük başarı kazanan soprano Burcu Uyar’ın başrolünü oynadığı La Traviata, İstanbul Opera Festivali’nde sahnelendi.

Fotoğraf: La Traviata basın bülteni

Paylaş

Özlem ERTAN

İtalyan Besteci Giuseppe Verdi’nin en sevilen operalarından La Traviata, güzel ama talihsiz bir kadının, Marie Duplessis’in gerçek öyküsünü anlatır. 1847’de, henüz 23 yaşındayken veremden ölen Marie Duplessis, Paris’te yaşamış ve pek çok zengin, ünlü erkeğin sevgilisi olmuştu. Bir partide karşılaştığı Yazar Alexandre Dumas Fils ile de aşk yaşayan kadın, muhtemelen çok sevmişti onu. Çünkü diğer sevgililerinin aksine ondan para almıyordu.

Alexandre Dumas Fils, Marie Duplessis’in hayatından ve onunla yaşadığı aşktan yola çıkarak meşhur Kamelyalı Kadın romanını kaleme aldı. Çok sevilmesi üzerine de kendi romanını oyunlaştırdı. İzlediği oyundan çok etkilenen Giuseppe Verdi ise Marie Duplessis’in öyküsünü opera sahnesine taşımaya karar verdi. İşte meşhur La Traviata operası böyle doğdu. Marie Duplessis’in, Kamelyalı Kadın romanında Marguerite Gautier’e dönüşen adı, La Traviata’da Violetta Valery oldu.

GÖRKEMLİ BİR SAHNE

Operayla ilgilenmeyenlerin bile reklam filmlerinde kullanılan Libiamo Libiamo düetiyle bildiği La Traviata, 3 ve 4 Temmuz akşamı, 9. İstanbul Uluslararası Opera Festivali kapsamında, Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluştu. Üstelik de Macerata Opera Festivali’nin görkemli prodüksiyonuyla ve uluslararası alanda tanınmış, önemli solistlerin yorumuyla. Yönetmenliğini Henning Brockhous’un yaptığı eser, aynalardan oluşan dekoruyla bir hayli etkileyici. Sahnenin tabanını boydan boya kaplayan, resimlerle bezenmiş kumaşlar, sahne arkasındaki aynaya yansıyor. Bu zekice yöntem salt resimli kumaşların kullanımıyla son derece görkemli dekorlar yaratılmasına olanak sağlıyor. Küçük sahneler olmaları hasebiyle dekor ve derinlik sorununun ortaya çıktığı, İstanbul Kadıköy’deki Süreyya ile İzmir Konak’ta bulunan Elhamra’da da bu ayna yöntemi uygulanabilir.

GECENİN YILDIZI BURCU UYAR

Şef Alessandro Cedrone yönetimindeki Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ile koro şefi Giampaolo Vessella’nın çalıştırdığı Ankara Devlet Opera ve Balesi Korosundan izlediğimiz La Traviata’nın solist kadrosu önemli isimlerden oluşuyordu. Paris’in görkemli salonlarında, zengin erkeklerin kollarında geçen yaşamına rağmen gerçek aşkı özleyen, duygulu Violetta Valery’yi dünyaca ünlü Soprano Burcu Uyar oynadı. İlk önemli rolünü İzmir Devlet Opera ve Balesinde canlandırdıktan sonra Fransa’ya yerleşip kendini geliştiren Burcu Uyar, şu an dünyanın her yerinde tanınan, önemli opera salonlarında seyircilerle buluşan, kendini ispatlamış bir koloratur soprano. Violetta’nın biricik aşkı Alfredo’yu Gürcistan doğumlu Tenor Giorgi Oniani’den, Alfredo’nun babası Giorgio Germont’u ise Bulgaristan doğumlu başarılı bariton Vladimir Stoyanov’dan dinledik.

Gecenin yıldızı Soprano Burcu Uyar’dı. Zira genç soprano, teknik ve artistik açıdan son derece zorlu bir rol olan Violetta’yı kusursuz denebilecek bir mükemmellikte yorumladı. Hem de eserin başından sonuna kadar… İlk perdenin sonundaki Sempre Libera… Follie Follie adlı arya, Violetta’nın Alfredo’ya âşık olduğunu anladığı ve bunu kabullenmekte zorlandığı zamanın müziğidir. Bu son derece zorlu soprano aryasında Burcu Uyar çok başarılıydı. Peş peşe gelen kısa notalardan oluşan ve “ajilite” tabir edilen kısımlardaki icrası, sesine ne kadar hâkim olduğunun göstergesiydi. Kıvrak sesiyle en tiz notalarda rahatlıkla dolaşan Burcu Uyar, “piano”larda yani hafif, yumuşak bir sesle söylenmesi gereken kısımlarda da olağanüstü bir başarı gösterdi. Yorumu, müzikalitesi ve oyunculuğu da dikkate değerdi. Rolünü yaşadı ve yaşattı. Düetlerde ve son perdedeki Addio del Passato’da da etkileyiciydi Burcu Uyar. Zorlu PSM’nin kötü akustiğine rağmen…

BAŞARILI BİR BARİTON

Violetta’nın sevgilisi Alfredo’yu oynayan Tenor Giorgi Oniani, kaliteli bir sese sahip olmakla birlikte ajilitelerde sesine hâkim olamadı. Özellikle ilk perdede sesinin önde tınlamadığı, geride kaldığı duyuldu. Bununla birlikte ikinci ve üçüncü perdelerde daha başarılı bir performans sergiledi. Bunda ikinci ve üçüncü perde aryalarının bağlı notalardan oluşması etkili oldu. Vladimir Stoyanov ise başarılı bir bariton. Teknik anlamda yetkin ve aryalarının hakkını veriyor.

La Traviata, başta Burcu Uyar olmak üzere başarılı solist kadrosu ve ilginç rejisiyle 9. İstanbul Uluslararası Opera Festivali’nin en ilgi çekici eseriydi. Kaçırdıysanız kendinize bir iyilik yapın ve opera repertuvarının en güzel eserlerinden biri olan La Traviata’nın kayıtlarını bulup dinleyin.

ÖNCEKİ HABER

Kati Piri: Kırmızı çizgi aşıldı, Ankara'yla müzakereler hayal

SONRAKİ HABER

DİSK’ten artan enflasyon açıklaması: Tüm ücretler artırılsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa