‘Kimse kimseyi kırıp dökmesin, birbirimize ihtiyacımız var’

Sinan CEVİZ
İstanbul

24 Haziran seçimleri bitti ancak tartışmaları halen devam ediyor. Herkes kendi penceresinden olup biteni bir bir izah etmeye, değerlendirmelerle “Seçmen ne dedi”yi anlatmaya çalışıyor. Seçim sonuçlarının en sert tartışmalara yol açtığı yerlerin başında ise üretim alanları geliyor. Seçim süresince yapmaya çalıştığımız gibi bir kez daha liman ve depo işçilerinin seçim sonuçlarına ilişkin tartışmalarını değerlendirmelerini aktarmaya çalışacağız.

KÜFÜRLER HAVA DA UÇUŞTU

AKP ve MHP’ye oy vermiş olanlar seçim sonuçlarını coşkuyla karşılamanın ötesinde sosyal medya hesapları üzerinden hakaret içerikli paylaşımlarda bulundu. AKP’ye oy verenler en çok CHP’lilere yükleniyor. AKP’nin İstanbul’da oy kaybetmesiyle ilgili eleştirilere “Netice önemli sonuçta kazandık” diye yanıt verilirken, CHP’nin asıl kaybeden olduğu ifade ediyorlar. AKP’li bir işçiye “Neden illa Ak Parti” diye sorduğumuzda verdiği yanıt şu oluyor: “Kime verelim? Al işte CHP zihniyeti, İnce dediler adamın ilk işi Selo’ya özgürlük istemek oldu. Seçim bitti birbirlerine girdiler yine ne yaparsa AKP yapar.” MHP’lilerin kendilerine yönelik AKP’ye destek olmaları ile ilgili eleştirilere yanıtları ise “Siz bizim AKP’ye desteğimize kızacağınıza, HDP’yi Meclise sokan CHP’ye kızın” oluyor. MHP’li işçiler seçim öncesinde pek bir sessizken şimdiler de İYİ Partililere yüksek perdeden ülkücülük dersi veriyor. “Ülkücülük MHP’de olur” sözü özellikle Facebook hesaplarında sıkça paylaşılıyor.

CHP TABANI ÖFKELİ

CHP’li işçilerde ise ilk günün şok etkisinin sürdüğünü söylemek mümkün. Seçimin ikinci tura kalacağına kesin gözüyle bakılması ve ardından seçim gecesi beklenenin olmaması büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. “Makarnacılar yine gitti oy verdi, hak ediyor bu millet aç kalmayı daha beter olsunlar” gibi ve tabii ki daha sert değerlendirmeler yapılıyor bu paylaşımlarda. CHP’li işçilerin öfkesi sadece Cumhur İttifakı’na oy verenlere değil, CHP yöneticilerine de yönelik. CHP’li bir işçinin “Atatürk’ü mezarından kaldırıp getirseler bunlar bu kafa ile yine seçimi kaybeder” değerlendirmesi bir çok CHP işçi tarafından genel kabul görmüş durumda. Yönetimle birlikte CHP’nin Adayı Muharrem İnce’ye tepki gösterenler de az değil. Özellikle seçim gecesi aldığı pasif tutum eleştiri konusu.  

HDP’liler ise barajı geçmiş olmanın sevincini yaşıyor. Ancak bu mutluluğun yerini hızla kaygıya bırakıyor. HDP’li işçiler de daha geniş bir birliğin kurularak herkesin bir arada hareket etmesi halinde başarı elde edileceğini düşünüyor.

AKP’DEN KAYANLAR NEDEN MHP’YE GİTTİ

Ambarlı Limanında İYİ Partide aktif seçim çalışması sürdüren bir çok işçi oldu. Onlardan biriyle seçimleri değerlendirdik. 10 yıllık işçi olan ve operatörlük yapan işçi İYİ Partinin hızla büyüceğini düşünüyor. “AKP eridi bu seçimde kesin olan budur, ben daha önce MHP’liydim İYİ Partiye geçtim MHP normal koşullarda barajı geçemezdi ama AKP’den kopanlar MHP’ye oy verdi” değerlendirmesini yaptı. “Peki neden?​” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Bunun birkaç nedeni var. Size mahalleden örnek vereyim. AKP’nin yardım verdiği çok insan var bu insanlarla konuşuyoruz Millet İttifakı gelirse yardımlar kesilecek dediler ve bu etkili oldu. Bir de yardım almayan ve bizim limanda yan yana çalıştığımız arkadaşlarımız var. İnanın adam AKP’den, politikalarından bıkmış vermeyeceğim diyor ama özellikle son günlerde ‘CHP HDP’yi Meclise sokuyor, bunlar terörle iş birliği yapıyor’ söylemi ile milliyetçi duygular kabartıldı normalde Millet İttifakına oy verecek bir kesim gitti MHP ye oy verdi.” Kendisinin de HDP’ye desteği doğru bulmadığını savunan işçi, “Limanda gerginlik yaşanıyor mu?​” sorusu üzerine şunları dile getirdi: “Çok hakaret edenler küfürlü konuşanlar oluyor ama herkes sosyal medyadan yapıyor bunu. Ya da her grup kendi arasında... Ama bence çok sürmez netice de aynı işyerinde bir birimizin yüzüne bakıyoruz seçim heyecanı gelir geçer.”

SEÇİM BİTTİ GEÇİM DERDİ BAŞLADI

Seçimlerden iki gün sonra karşılıklı tepkiler havada uçuşurken liman işçilerinden biri Facebook hesabından şu paylaşımı yaptı:  “Seçim bitti… Yarın ‘koyun’ dediğiniz insanla yan yana çalışacaksınız. Ayyaş dediğiniz arkadaşlarınızla birlikte öğle yemeği yiyeceksiniz. Ahmak dediğiniz akrabanızla telefonda görüşüp hasret gidereceksiniz. Dinsiz dediğiniz ahbabınızla ortak dualar edeceksiniz değdi mi?​” Bu notun altına da “Arkadaşlar hepimiz ekmeğimizin peşindeyiz kimse kimseyi kırıp dökmesin neticede birbirimize ihtiyacımız var, yarın işçinin derdine işçi koşar bunu görür utanırız” dedi. Her kesimden işçiye tercüman olmuş gibi ilgi gören bu paylaşım, oldukça fazla beğeni ve olumlu yorum aldı.

İŞÇİ SINIFININ KURTULUŞU KENDİ İKTİDARINDA

Seçim değerlendirmeleri sürerken bir ton laf kalabalığı arasında “Peki bundan sonra ne olacak?​” sorusuna net yanıtların verilmediğini görüyoruz. İktidar ya da muhalefet; sermaye partilerinin ülkenin geleceği ve emekçilerin taleplerine yanıt verecekleri bir söylemleri olmadığını meydanlardaki nutuklarında da gördük, seçim sonrası söylemlerinde de. İşsizlik, düşük ücretler, sendikal hakların yok sayılması, işten atmalar ve iş cinayetleri bu sorunlar nasıl giderilecek ve neler yapılabilir. Aslında bu sorulara çok net yanıt veren seçim döneminde nerede ise tek parti Emek Partisi (EMEP) oldu. Seçim boyunca da “Tek adam tek parti rejimine karşı EMEP’te örgütlen” çağrısında bulundu. Hem bu sloganı hem de seçim sonuçlarını iki liman işçisiyle konuştuk.

EMEP’te yakın zamanda örgütlenmiş işçilerden biri 45 yaşında usta bir operatör, diğeri ise 20’li yaşlarda genç bir işçi. İlk yıllarında AKP’ye meyletmişler, ancak EMEP’le ile tanışmaları hayata bakış açılarını değiştirmiş.

Seçim sonuçlarını kendilerini üzmediğini, daha çok çalışarak işçilerin örgütlenmesini sağlamaları gerektiğini düşünüyorlar. Operatör olan işçi şunları ifade ediyor: “Ülkede demokrasi yok örneğin ben şimdi burada konuşuyorum ama adım yayınlansın istemiyorum çünkü işten atılırım. Bu her şeyin göstergesi aslında, şimdi işyerinde bir birine hakaret eden arkadaşlara sesleniyorum hangi biri kalkıp da ya bizim işyerine sendika lazım diye fikrini ifade edebilir. Bunun çok örneğini gördük böyle bir söylem anın a kapı önüne konmak demek. Arkadaşların bunu anlaması lazım. CHP, AKP... her neye oy verdiysek verdik ama biz diyoruz ki bu partiler bir birinin aynı. Niye bunu diyoruz herkes için malum bir kriz yaşanacak hangisi işçiler için bir söylemde bulundu, ya da bizim limanda sendika anayasal hakken niye insanlar işten atılıyor? EMEP dışında kim geldi yanımıza? Bunlar sorgulanmalı ve biz işçiyiz bizim partimiz de işçi sınıfının partisi olmalı. Ben buradan tüm arkadaşlara sesleniyorum hepsi sermayenin partisi. Emek Partisi olarak biz diyoruz ki işçiler kendi partisinde örgütlensin ve kendi iktidarımız için mücadele edelim. Bu mümkün, zenginlerin yönettiği partilere değil kendimizin yönettiği partide örgütlenirsek bu sorunlar son bulur.”

Liman hizmetlerde çalışan genç işçinin değerlendirmeleri ise şöyle: “Bugün işçi sınıfı ölüyor, kazalar yaşanıyor, kimse demiyor şu patronları cezalandıralım, ya da demiyorlar sendika hakkını engelleyeni hapse atalım. Ama işçinin ekmeği ile oynanmasına göz yumuyorlar. Biz işçiler kimseden medet ummayalım, kendi partimizde örgütlenelim. Biz birbirine hakaret edenlere bunu diyoruz. Biz işçiler bir olmalıyız kapısından bile içeri giremediğimiz partilerin ya da girsek bile fikrimizin dikkate alınmadığı partiler için, aday olamadığımız partiler için birbirbirimizi kırmayalım. Emek Partisi işçilerin kendi iktidarını kurmasının mümkün olduğunu söylüyor. Bu partide örgütlenelim kendi partimize sahip çıkalım. Şimdi kriz kapıda bize ancak biz sahip çıkarız. Örgütlenmeliyiz hem sendikalarımızda hem de kendi partimizde o zaman kazanan asıl biz oluruz.”