24 Haziran 2018 23:15

Yenişehir’deki tarım işçileri: Mezara kadar böyle mi yaşayacağız?

Tarım işçileri düzenli eğitim alamayan çocukları için endişeli. Çocuklar okulda geçmesi gereken dört ayı, tarlada geçiriyor.

Fotorğaf: Evrensel

Paylaş

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

Bursa’nın 12’inci büyük ilçesi olan Yenişehir ilçesi geniş tarım arazilerine sahip. Tarım bu kadar gelişkin olduğu için de yılın belli dönemlerinde mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak geldiği bir bölge. Yenişehir’e gelen tarım işçileri ağırlıklı olarak Çardak köy, Bursa yolu, Menteşe köyü, Eski mezbahana, Bilecik yolu gibi yerlerde kalıyor. Aileleriyle birlikte gelen mevsimlik işçilerinin nüfusu beş binin üzerine çıkarken, çalışanlar ağırlıklı olarak Kürt, Arap ve Suriyeli…

Mevsimlik olarak ilçeye aileleriyle birlikte gelen tarım işçileri günde 13-14 saat çalışıyor, yaşamlarını çadırlarda, hiçbir altyapının olmadığı sağlıksız koşullarda sürdürüyor. Biz de İznik yolu üzerinde kurulu 17 çadırda 80 kişinin yaşadığı yerde tarım işçileriyle konuştuk.

ÇAMUR İÇİNDE ÇADIRLARIMIZI KURDUK

40 gün önce Mersin’in Tarsus ilçesinden buraya geldiklerini söyleyene İsa Çay; “Sürekli değişik bölgelere gidiyoruz. 5. ayda geldik Yenişehir’e, 9. aya kadar da burada çalışacağız. Buradan da Akdeniz bölgesine gideceğiz. Sürekli bir yer değişim halindeyiz. Gittiğimiz yerlerde kaldığımız yerlerin durumu hep kötü, burası da öyle bataklıktı resmen, çamur içinde çadırlarımızı kurduk. 40 gündür buradayız ama hava şartlarından kaynaklı 22 gündür çalışıyoruz. Sabah 7’de tarlaya gidiyoruz akşam 7’ye kadar çalışıyoruz ama aldığımız para günlük 25-30 lira” dedi.

“Bizlere gittiğimiz hiçbir yerde ilgi gösterilmiyor” diyerek sözlerine devam eden Çay, şunları söyledi: “Kaldığımız yerlerin durumu ortada, alt yapı zaten yok. Patronlar da gelir işi varsa seni alır yoksa işi olana kadar ne arar ne de sorar. İş bulamadığımız zamanlar oluyor. Çalışmadığımız zamanlarda yevmiye alamıyoruz. Bizim Tarsus’tan buraya gelmemiz kişi başı 350 liraya mal oldu aynı şekilde geri dönüşte de aynı parayı vereceğiz.”

BİZİM BAKANIMIZ DEĞİL!

Sigortalarının olmadığını söyleyen Çay güçlerinin yettiği yere kadar çalışacaklarını söyledoi. Hiçbir sağlık güvencelerinin olmadığını dile getiren Çay “Anlayacağınız mezar kadar bu yaşam böyle sürecek. İşçilerden sorumlu bir bakan olmasını isterdim. Şu an Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı var ama o bizim bakanımız değil memurların bakanı düzenli maaş alanların bakanı. Adalet yok anlayacağınız. Patronların görüşü açık ve net işim görülsün yeter. Bayramda bile gelip bayramlaşmadılar ama bu patronların kazancı bizim bu tırnaklarımızdan çıkıyor. Ama bize görülen ne derseniz kanal boylarında çadırlarımızı kurmak, sağlıksız koşullarda yaşamak, içme suyunun olmadığı var olan suyu üç dört kez kaynatıp içmek düşüyor” diye konuştu.

ADALETİ İSTEYENLERLE SAĞLAYACAKLAR İÇ İÇE OLMALI

Kışın yaşam koşullarının daha da zorlaştığını aktaran Çay, şunları dile getirdi: “Geldiğimizde abartısız burası bataklıktı. Bir yağmur yağsın yine her taraf çamur olacak. İşçiysen ezilmeye mahkumsun resmen. Adalet yok ama bu adalet sağlanmalı bu kötü şartlarda çalışmamalıyız. Oy zamanı herkes gelip oy istiyor o zaman bizleri hatırlıyorlar. Biz de bu koşullarda yaşadık buralardan geldik diyorlar ama çok hızlı unutmuşlar geldikleri yerleri ki seçimden seçime hatırlıyorlar. Adaleti sağlayabileceklerle, isteyenler iç içe olmalı. İşçiyle yoksulla iç içe olmalı ki adalet gelsin sorunlar çözülsün yoksa değişmez.”

‘ÇOCUKLARIMIZ GELECEĞİ HAZIR: ATANMIŞ TARIM İŞÇİSİ’

ÇOCUKLARININ geleceğinden endişeli olduğunu dile getiren İsa Çay, devam etti: “Dört çocuğum var ve düzenli eğitim alamıyorlar. Çünkü okullar kapanmasına yaklaşık iki ay varken bizle tarlaya geliyorlar ve okullar açıldıktan iki ay sonra anca okula gidebiliyorlar. Okul hayatlarından dört ayı bizle tarlada geçiyor mecburiyetten. Bu şekilde bir çocuğun geleceği olabilir mi? Şu an çocuklarım için tek garanti bir şey diyebilirim o da işleri hazır atanmış tarım işçisi.”

HAYALİ ADALATSİZLİĞİ DÜZETMEK

KALP hastası olduğu için tarlada çalışamayan Lise Öğrencisi Salih Çay, “Lise iki bitti şimdi lise üçe hazırlanıyorum. Ama açık söyleyeyim geleceğimi göremiyorum. Hayallerim var ama gerçekleşir mi bilemiyorum. Okul bitmeye yakın iki ay öncesinden ailemle tarlaya gidiyorum ta ki okullar açıldıktan iki ay sonra anca okula dönebiliyorum. Karnemizi bile alamıyoruz. Zaten eğitim sistemi de sürekli değişiyor. Lisede alan seçiyorsun üniversitede iyi bir bölüm okumak için ama bir anda sistem değişiyor seçtiğin alanda iyi bölümler kalmıyor. Kalp hastası olduğum için tarlada çalıştırmıyorlar beni. Ben de çadırda annemlere yardımcı olmaya çalışıyorum. Burada yaşadığımız ortam benim sağlığım için elverişli değil ama mecburen kalıyorum. Benim suyum hazır, ama buradakilerin kullandığı su iki üç kere kaynatılıp öyle kullanılıyor. Eğer imkanlar elverirse hakim veya savcı olmak istiyorum, bu adaletsizliği düzeltmek istiyorum.”

ÖNCEKİ HABER

Mumia Abu Jamal: Baskı bitmeden siyahların mücadelesi bitmeyecek

SONRAKİ HABER

Mercedes’te neler oluyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...