22 Haziran 2018 12:58

AGİT Gözlemcisi Hunko: Asıl sandık gözlemcisi Türkiye halkıdır

Türkiye’ye girişi engellenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) seçim gözlemcisi Andrej Hunko Evrensel’e konuştu.

Fotoğraf: Die Linke/Wikimedia Commons CC BY-SA 3.0

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Avusturya’nın başkenti Viyana’dan Ankara’ya uçmak için uçağa bindikten sonra Türkiye’ye girişine izin verilmeyen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) resmi seçim gözlemcisi, Almanya Sol Parti Federal Parlamento Milletvekili Andrej Hunko, kendisine getirilen yasak, AGİT’in gösterdiği tutum ve seçim güvenliği konusunda alınması gereken önlemler hakkında Evrensel’in sorularını yanıtladı.

‘TÜRKİYE İLK DEFA AGİT’İ ENGELLİYOR’

Sayın Hunko, Türkiye’de pazar günü yapılacak seçimleri AGİT adına izlememek için yola çıktığınız sırada girişinize izin verilmediğiniz öğrendiniz. Ankara’nın kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi gerekçeyle girişinize izin verilmedi?

Türkiye bugüne kadar ilk kez resmi AGİT gözlemcisinin ülkeye girişini engelledi. Benimle daha önce doğrudan temasa geçilmedi. Viyana’da uçağa bindikten sonra, uçak tam uçuşa hazırlandığı sırada AGİT’ten gelen bir telefonla Türkiye’nin ülkeye girmeme izin vermeyeceği bildirildi. Uçuştan kısa bir süre önce AGİT’teydim ve Türkiye’nin temsilcisi oradaydı. Hiçbir şekilde önceden iletişime geçilmeden böyle bir karar alınması tam anlamıyla bir skandalıdır. Gerekçe olarak teröre destek verdiğim ileri sürülüyor.  “PKK yandaşı olduğum” iddia ediliyor. Türkiye’deki gelişmelerden de biliyoruz ki barışçıl çözümden yana olan herkes hemen PKK destekçesi ilan ediliyor. Bu gerekçeyle Türkiye’ye girişine izin verilmeyen bir tek ben de değilim. İsveç’ten resmi AGİT gözlemcisi Yeşiller Partisi milletvekiline de giriş izni verilmedi. Öğrendiğim kadarıyla Türkiye’ye uçmuş ancak havaalanında pasaportuna el koymuşlar ve geri göndermişler.

Ayrıca resmi seçim gözlemcisi olmayıp da partiler tarafından Türkiye’ye davet edilen bir çok gözlemciye de izin verilmedi. Benim bildiğim en az iki kişi var.

Türkiye’nin resmi temsilcilerine izin vermemesi karşısında AGİT’in yapacağı bir şey yok mu?

Elbette var. AGİT öncelikle bu durumu protesto etti. AGİT doğrudan yaptırım gücü olan bir örgüt değil, ancak protestolarla kamuoyu oluşturabilir. Ayrıca ekstrem durumlarda bütün seçim gözlemcilerini çekebilir. Daha önce Gürcistan’da yaptığı gibi... Gürcistan’ın bir gözlemciye izin vermemesi üzerine bütün delegasyonun geri çekilmişti.

İki hafta sonra AGİT Berlin’de bir araya gelecek. Bu toplantıda iki yıl boyunca Türkiye’de toplanmama kararı alabilir. Bu bir yaptırım olabilir. Yani değişik yöntemlerle yaptırım uygulanabilir. Ancak şu ana kadar edindiğim izlenim AGİT’in sert bir yaptırım planı bulunmadığı yönünde. Ben ayrıca Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyesiyim. Burada da bazı kararlar alınabilir. Ancak şimdilik bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum.

Engellemelere rağmen Türkiye’ye giden resmi gözlemci arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürecek.

ELEŞTİREL BAKANLARDAN KORKUYORLAR

Türkiye kamuoyunda sıkça seçim sonuçlarının maniple edilebileceği konuşuluyor. Bu nedenle uluslararası bağımsız seçim gözlemcilerinin olması önemli değil mi?

Elbette çok önemli. Benim bildiğim kadar sekiz değişik uluslararası kurum gözlemci gönderiyor. Bunların arasında en büyüğü AGİT. Ama Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, NATO Parlamenterler Asamblesi de delegasyonlar gönderiyor. Delegasyon sayısı bu kadar fazla olunca daha başka kime Türkiye’ye giriş izni verilmediğini tam olarak öğrenebilmiş değilim.

Uluslararası gözlemcilerin yanı sıra seçimleri izlemek isteyen başka delegasyonlara da izin verilmemesi bence bir skandaldır. Rejime eleştirel bakan gözlemcilerin oy kullanmaya daha dikkatli baktığı daha önce de görülmüştü. Türkiye bu nedenle eleştirel bakanlardan korkuyor. Bu kesinlikle kabul edilemez.

‘TÜRKİYE HALKI BELİRLEYİCİDİR’

Siz 16 Nisan referandumu sırasında da gözlemci olarak Kürtlerin yoğunlukta olduğu illere girmiştiniz. Bazı ihlalleri raporlaştırmıştınız. Şimdi Türkiye’de sandık başında görevli olacaklara hangi noktalara dikkat etmelerini öneriyorsunuz?

Her şeyden önce muhalefet partilerinin birlikte hareket ederek seçim güvenliğini sağlama kararı olmaları oldukça önemli. 3 binden fazla insanın aktif olarak görev yapması güzel. En önemlisi elbette halkın kendisinin seçim güvenliğini sağlamasıdır. Bundan daha iyi bir yol yok. Dışarından giden bizlerin herşeyi görmesi mümkün değil. Gözlemcilerin yapması gereken en önemli şey seçmen listelerine, oy pusululara, zarflara ve seçim sandıklarına bakmak olmalı. Ayrıca oy kullanma sırasında fazla oy pusulasının verilip verilmediğine bakılmalı. Bütün bunlar yerine getirildikten sonra Türkiye halkının kendisinin seçim gözlemcisi haline gelmesi asıl belirleyici olandır.

‘SANDIKLARIN TAŞINMASI NORMAL DEĞİL’

İkinci kez OHAL koşullarında seçimler yapılıyor. Referandum sonrasında sizinle yaptığımız söyleşide ‘Okullar kışla gibiydi” demiştiniz. Şimdi bölgede birçok yerde oy kullanılamıyor. Sandıklar başka yerlere taşındı. Uluslararası kriterler açısından bu normal bir durum mu?

Kesinlikle normal değil. Bütün uluslararası örgütler bu durumu eleştirdi. Özellikle OHAL koşullarında seçimlerin yapılması kabul edilemez. Çünkü bu koşullarda adil ve özgür seçimlerden söz etmek mümkün değil. Çok açık olarak bu ifade edildi. Buna rağmen biz AGİT delegasyonu olarak Türkiye’ye gitmeye karar verdik. Başından itibaren adil seçimlerin olmayacağınız söyleyerek gitmeme kararı da alabilirdik. Ama öyle yapmadık. Gitme kararı bir şekilde seçimler de meşrulaştırılıyor. Çünkü OHAL koşullarında seçimlerin yapılması bile meşruluğu tartışmalı hale getiriyor. Seçim sandıklarının taşınması da halkın bir bölümünün seçimlere katılmasını zorlaştırıyor. 

‘ÖZGÜR İRADENİN YANSIMASINI DİLİYORUM’

Başka ülkelerde de bu böyle uygulamalar oluyor mu?

Başka ülkelerde daha çok seçim bölgelerini belli partilerin daha fazla oy almasına yol açacak şekilde belirleniyor. Bu yolla kazanma şansı artırılıyor. Bu durum da çok fazla eleştiriliyor.

Pazar günkü seçimlerde sizce ne olacak, beklentiniz nedir?

Beklentim bu kadar zor koşullara rağmen barış içerisinde, herkesin oy kullanabildiği adil bir seçimin olması. Sahtekarlığın, manipülasyonun olmadığı ve sonunda da halkın özgür iradesinin sandıktan çıktığı bir seçimin olmasını diliyorum.

ÖNCEKİ HABER

Esenyurt halkı ATV’yi protesto etti

SONRAKİ HABER

Demirtaş’ın konuşması HDP'nin İzmir mitinginde yayınlanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...