Soma davası yarın devam edecek: Adalet beklentisi karşılansın!

301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamına ilişkin davanın 22. duruşmasında savunma yapan sanık Can Gürkan, ısrarla katliama 'olay' dedi.

19 Haziran 2018 05:38
Son Güncellenme Tarihi: 19 Haziran 2018 15:20
Paylaş

Dilek OMAKLILAR
Manisa


Soma'da 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği faciaya ilişkin davanın 22. duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Dava öncesi yapılan yürüyüşte "Bu dava ailemizi, çocuklarımızı geri getirmeyecek biliyoruz ama bu dava sonucunda ortaya çıkacak adil bir karar bundan sonra yeni Somaların yaşanmaması için alınacak iş güvenliği tedbirlerinde emsal teşkil edecek" denildi. Duruşmada, savcının mütalaasına ilişkin "Esas hakkında mütalaada, işveren sonucu ön görmüş denilse de sonucunda manevi unsur tartışılmaktadır" itirazı yapıldı ve TCK’nin 83.maddesi uygulanarak ailelerin adalet beklentisinin karşılanması istendi.

KOZAĞAÇLI: SAVCI, MÜTALAASINI SANIKLARIN YAKINIYMIŞ GİBİ YAZMIŞ

Mahkeme, Avukat Selçuk Kozağaçlı tarafından gönderilen dilekçenin okunması ile başladı. Kozağaçlı, dilekçesinde, savcının mütalaasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Katliam karşısında bilimsel açıklamalar yapma gayretinde bulunduklarını ancak gelinen noktada buna dair mahkeme heyeti tarafından değerlendirme olmadığını gördüklerini belirtti. Kozağaçlı, “Bunların yerine aradan geçen 4 yıl sonunda hala adalet beklemek yerine halkı kışkırtmak daha iyi olurmuş” dediği dilekçede, hukuksal vasıflandırmadan çok sanıkların yakınıymış gibi yazılan bir mütalaanın ortada olduğunu belirtti.

ATALAY: BU DAVA BİZİM İÇİN BİTMİŞ SAYILMAYACAK

Dilekçenin tamamının okunması sonrasında Avukat Can Atalay söz aldı. Atalay, mütalaa değerlendirmesinde, bu zamana kadar dava sürecinde olanları özetlerken, “Olayın oluş nedenini savunma makamı ciddiyetsizlikle ele aldı. Olgusal olarak mütalaada olduğuna yakın anlatılmıştır, ancak manevi unsurla ilgili olarak ‘hayatın olağan akışına aykırı’ denilerek, bilinçli taksir sonucuna varılmıştır. Huzurda olan sanıklar, sarı sendikacılar ve siyasiler de bütün riskleri biliyor. Esas hakkındaki mütalaada, 'işveren sonucu ön görmüş' denilse de sonucunda manevi unsur tartışılmaktadır” dedi.

Atalay, mahkeme heyetine hukuka ve dosyaya uygun karar vermekle yükümlü olduklarını hatırlatarak, “Siz ne karar verirseniz verin bu dosyada adalet tecelli etmiş olmayacaktır. Bu dava bizim için bitmiş sayılmayacak, sizin kararınız da tarihe yazılacaktır” şeklinde konuştu.

'MÜTALAANIN BİR BÜTÜNLÜĞÜ YOK'

Ardından Avukat Nergiz Tuba Arslan konuşarak, savcı mütalaasının subjektif bir değerlendirme olduğunu söyledi. Arslan, "Yargılamanın 3. yılındayız, katliam olalı ise 4 yıl geçti. Biz hâlâ katliam olduğunu düşünüyoruz. Bunu hamaset olarak söylemediğimizi de kanıtladık. Tarihsel bir karar vereceğinizin eminim ki farkındasınızdır. Özellikle tayinle gelmiş olmanız nedeniyle de zorlukla karşı karşıyasınız. Ancak şunu bilin ki bu mütalaanın bir bütünlüğü yok” dedi.

Olgusal anlatımlarla ilgili kaygı taşıdıklarını ancak güzel tespitlerin olduğunu vurgulayan Arslan, mütalaaya dair, “Bu gerçek bir hukuk skandalıdır. Kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan garantörlük yükümlülüklerini ihmal etmişlerdir. TCK’nın 83. maddesi uygulanmalı ve ailelerin adalet beklentisi karşılanmalıdır” dedi.

SANIK GÜRKAN: HÂLÂ OLAY DİYORUM

Duruşmanın öğleden sonrası bölümünde sanıkların mütalaaya ilişkin savunmalarına geçildi. İlk olarak Can Gürkan, "Sizin baskı altında kaldığınızın algısını yaratmaya çalışıyorlar. 'Üzerinizde baskı var diyen' avukatlar, asıl olarak sizin vereceğiniz kararla ilgili baskı algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu olay yüzünden 4 yıldır tutukluyum, hâlâ olay diyorum. Üzerimdeki iddialar için ise şunları söylemek istiyorum; olayın nedenini hâlâ bilmiyoruz. Bir sürü hoca 'Şöyle haklı, böyle söylüyor' diyor da sorarım size, hangi hoca ömürlerinde 1 ay yer altında kalmış? Bunlar mı hoca?” dedi.

“Verilen raporların hepsi ideolojik” iddiasında bulunan Gürkan, sorumlu yaratılmaya çalışıldığını öne sürdü. Olayın bir milat olması gerektiğini ancak miladın sebep üzerinden değil ceza verilerek yaratılmaya çalışıldığını söyledi.

4 yıldır ‘kanaat’ler yüzünden tutuklu olduğunu savunan Gürkan, “Delilsiz, toplumsal baskı ile ceza verilirse o iş hukuktan çıkar. İlk günden bu zamana Can Gürkan’ı suçlayacağız üzerinden kanaatlerce 4 yıldır tutukluyum” dedi.

"Park Teknik’ten işletmeyi devraldıklarında her şeyi biliyorlardı" iddiasına ilişkin ise, “Madenciliği bilmeden nasıl iş yapalım” gibi bir cevap verdi. Mahkeme Başkanının “Biz bunu aldığımızda burası yanıyordu gibi bir beyanınız var” diye sorduğunda ise Gürkan, “Hatırlamıyorum. Başından beri yaşadığımız aslında kelime sıkıntısı. Park, oksidasyon yaşamış ki buna ayak yangını demişler. Soma’da oksidasyon standart bir şey. Madenci olarak aya yangını riskini biliyoruz, bu işe bilmeyerek mi girseydik? Yaptığımız işi bilmek bilinçli taksir mi demek?” dedi.

'İŞÇİ SINIFI İLE İŞVEREN SINIFINI BİRBİRİNE DÜŞMAN İKİ SINIF GİBİ GÖSTERMEK DOĞRU OLMAZ'

“Olayın sebebini bulamadığınız sürece, isterseniz idam edin. Emsal olmaz” diye konuşan Gürkan, “İşçi olmadan işveren, işveren olmadan işçi olmaz. Komünist sistem olsaydı olabilirdi, ama işçi sınıfı ile işveren sınıfını birbirine düşman iki sınıf olarak yansıtmak doğru olmaz” dedi. Delil olmadığı için savunma yapmadığını, içini döktüğünü söyleyen Gürkan “Asıl zor olan dosyanın içindeki delillere bakarak, halkın yalanlarla linç etmeye çalıştığı bir kişi için yargılama yapılmasıdır. Yani toplumun tatmini için değil hukukun üstünlüğü için yargılama yapılmalı. Kanaatler dışında bir şey yok” sözlerinin ardından salondaki ailelerden biri  “301 mezar var” diye cevap verdi. Gürkan ise sözlerini “Delil olmadığı için savunma yapamıyorum” diyerek bitirdi.

Teknik savunmalardan sonra yeniden savunma yapmak istedi.

SANIK RAMAZAN DOĞRU: MASKEYİ BEN KONTROL ETMEM

Sanık Ramazan Doğru ise savunmasında özellikle havalandırma sistemi üzerinde durdu. Doğru, mevzuata göre işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili verilen eğitimlere değindi. İş öncesi 3 gün eğitim verdiklerini söyleyen Doğru’ya aileler tepki gösterdi: “Hangi eğitim, 3 günlük işçi öldü?”

2009’dan beri Genel Müdür olduğunu belirten Doğru, “Genel müdür olarak maskeyi ben kontrol etmem, eksiklik varsa söylenir, ben temin etmezsem hatalıyımdır” dedi. Aileler, “Maskeyi alıp dolaplara koydunuz, göstermediniz bile” diyerek Doğru'ya tepki gösterdi.

DAVA YARIN DEVAM EDECEK

Dava yarın saat 09.00'a ertelendi.

DAVA ÖNCESİ YÜRÜYÜŞ: ADİL BİR KARAR ÇIKMASINI BEKLİYORUZ

Soma'da Tren garının önünden başlayıp mahkeme önünde biten yürüyüşe EMEP, Haziran Hareketi ve ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başar Kafaoğlu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, Sosyal Haklar Derneği Başkanı ve eski CHP milletvekili Melda Onur, HDP İzmir Milletvekili Adayı ve HDP MYK Üyesi Serpil Kemalbay, HDP Manisa Milletvekili Adayı Sırrı Sakık ve madenci aileleri katıldı.

Duruşma öncesi 301 Madenci Aileleri Derneği basın açıklaması yaptı. Açıklamayı İsmail Çolak okudu. Çolak, "Bu dava ailemizi, çocuklarımızı geri getirmeyecek biliyoruz ama bu dava sonucunda ortaya çıkacak adil bir karar bundan sonra yeni Somaların yaşanmaması için alınacak iş güvenliği tedbirlerinde emsal teşkil edecek. Bugün mahkemeden adil bir karar çıkmasını bekliyoruz' dedi.

'ARTIK SON AŞAMADAYIZ'

Avukat Can Atalay, artık son aşamada olduklarını belirterek "Türkiye bir karanlıktan çıkmaya çalışıyor. Zor günlerden geçiyoruz, bu karanlıktan çıkış için emeğiyle geçinen göz göre göre ölüme gönderilen insanların davasının nasıl sonuçlanacağı, onların ailelerinin dört elle sarıldıkları bu davanın nasıl sonuçlanacağı, kritik önemli" ifadelerini kullandı.

Kararın önümüzdeki haftaya kalacağını düşündüklerini belirten Atalay "Önümüzdeki hafta yani 24 Haziran’dan sonraki hafta Türkiye’de, emekten yana tüm demokratik kamuoyunun, buraya Soma davasını sahplenmeye çağırıyoruz. Bu yük sadece burada bulunan bu davanın zaten emektarı olan, bir avuç ailenin sırtına bırakılmaz. Türkiye’de demokrasiden, eşitlikten yana olduğunu söyleyen tüm sendika temsilcilerini, kitle örgütü temsilcilerini, yurttaşları buraya bekliyoruz" dedi.

ÖZGÜR ÖZEL: RÜZGAR AİLELERDEN YANA ESİYORDU, DAVAYA İLGİ AZALINCA ŞİRKETTEN YANA DÖNDÜ

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "4 yıldır 22 kez buraya geliyoruz ve her gelişimizde bazen 6 bazen 8 gün boyunca yargılamalar yapılıyor. Bu karardan önceki son blok duruşma ve görünen o ki gelecek hafta Soma’da bir karar çıkacak. 4 yıl önce facia olduğunda tüm siyasi görüşlerden Türkiye’nin dört bir yanından 'Soma’yı unutma unutturma, unutursak yüreğimiz kurusun' diyenlere sesleniyorum, neredesiniz? İlk gün partilerin genel başkanları, en üst düzey temsilcileri, Türkiye’nin en meşhur gazetecileri, en sağlam köşe yazarları vardı. Dışarıda 15 bin kişi vardı ve rüzgar adaletten yana esiyordu, rüzgar eilelerden yana esiyordu. Yavaş yavaş ilgi azaldı, basının ilgisi azaldı. Daha sonra fırsatını buldular ailelerin genel olarak razı oldukları mahkeme başkanı değişti. Herkesin haberi olsun, yarın ah vah demeyin, gelecek hafta tweet atmayın, sosyal medyada paylaşmayın 'Niye böyle oldu' diye. Siz burada olmazsanız, Soma’ya verdiğiniz sözü tutmazsanız bu ilgisizlik devam ederse haberiniz olsun, içerde rüzgar artık şirketten yana esiyor" dedi.

'SOMALI AİLELERİ YALNIZ BIRAKIRSANIZ ONLAR KAZANACAK, SONRA KİMSE AH VAH DEMESİN'

Türkiyenin en pahalı savunma avukatlarına karşı, halkın ve baronun gönüllü avukatlarının, çağdaş hukukçuların olduğunu belirten Özel "Bir tarafta parası olanlar, sarayda bağlantısı olanlar, öbür tarafta halkın mücadelesi var. Gelirseniz bu mücadeleyi biz kazanacağız, gelmezseniz Somalı anneleri, çocukları yalnız bırakırsanız onlar kazanacak. Onlar kazanınca kimse ah vah demesin. Bugünden davet ediyoruz Gelecek hafta burada olursanız rüzgarın yönü bir kez daha değişebilir" ifadelerini kullandı.

'ANALARI EVLATSIZ, ÇOCUKLARI BABASIZ BIRAKANLARI 24'ÜNDE CEZALANDIRALIM'

"Gönlü adaletten yana olan herkese söylüyorum, Soma’nın kaderi bu davayla değişmez. Sadece bu davayla adalet yerini bulur ya da bulmaz. Burada bulmazsa biz mücadelemizi Ankara’daki üst mahkemelerde sürdürürüz" diyen Özel şöyle devam etti:

"Ama şu anda 3 vardiya halinde her gün madenlere inip çıkan 50 bin tane insanın Türkiye’deki işçi sınıfının kaderine el koymak senin elinde. 24 Haziran günü sandığa gidince işçiden, emekçiden yana oy kullanırsanız bu ülkenin kaderi değişir. Aslında madenler devletin olduğu halde rödavansla hizmet alım gibi bir takım uygulamalarla devletin madenlerini peşkeş çekenleri, anaları evlatsız, çocukları babasız bırakanları sırtlayanları 24’ünde cezalandırmanız lazım. Bu OHAL düzenine, sömürü düzenine, Türkiye dur derse, 24’ünde güneş doğar ve o güneş gelecek hafta buranın içini de aydınlatır."

TUR YILDIZ BİÇER: BU DAVA SİYASİ BİR DAVADIR

CHP Milletvekili Tur Yıldız Biçer de katliamın dördüncü durşmaların ise üçüncü yılında olunduğunu vurgulayarak "Buradan mahkeme heyetine bir kez daha aileler ve yurttaşlar adına seslenmek istiyoruz. Dünya yıkılsa bile adaletin yerini bulmasına engel olmayın. Vicdanınızın sesini dinleyin. Eğer bu ülke bir hukuk devleti ise önümüzdeki günlerde burada, bu katliama neden olanların, gerek burada yargılananların gerekse yargılanmayan siyasilerin ve bütün sorumluların gerekli cezayı almasını bekliyoruz. Tutukluluk süresi 5 yılı aştığında AİHM kararlarına göre davanın tutuksuz yargılamalar şekline dönebileceğini biliyoruz. 1 buçuk yıl önce bitmesi gereken dava, mütalaa açıklanmadı derken hukusuz yere uzatılıyor. Buna Adalet Bakanının da direkt konuyla müdahil olması ve aslında yine hukuksal olmayan bir şekilde Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma başlatmasını da neden olmuştur. Dava siyasi bir davadır. Dünya yıkılsa bile adaletin yerini bulmasına kimse engel olmasın" dedi.

AYHAN YÜKSEL: İLK AMACIMIZ DAVADA ADALETİN TECELLİ ETMESİDİR

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel ise facianın yaşandığı gün de burada olduklarını hatırlatarak şunları söyledi:

"O günden bugüne dedik ki davanın takipçisi olacağız, unutmayacağız, unutturmayacağız. Bunu dedik ve bütün davalara maden mühendisleri olarak katıldık. Adaletin yerine gelmesi için de bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Son günlerde bu ülkede, madencilik alanında yanlışlar yapılmaya devam ediyor. Soma’daki sahalar, madenciliğe aykırı bir şekilde bölünerek parçalanarak ihale ediliyor. Bu, önümüzdeki dönemde yeni Somaların yaşanacağı anlamına gelmektedir. Buradan kamuoyunu uyarıyoruz; biz taşeronlaşmaya karşı, özelleştirmeye, denetimsizliğe karşı raporlar hazırladık. '2006 yılında Zonguldak’ta facia olacak' dedi, yaşandı ve 30 kişi yaşamını yitirdi. Bunun peşinden bir rapor daha hazırladık, 'Soma’da facia yaşanacak dedik'. 2010 yılında demiştik ve 4 yıl sonra 301 kişi yaşamını kaybetti. Bugün Soma’da ihaleler yapılıyor, Soma’da yine yaşanacak. Bilimi bir kenara iterseniz, rantın peşinde koşarsanız bunların hepsi yaşanmaya devam edecek. İlk etaptaki amacımız bu davada, adaletin tecelli etmesidir."

51 SANIK YARGILANIYOR

Soma’da 2014 yılında meydana gelen ve 301 işçinin yaşamını yitirdiği dava mart 2015’te mahkemenin iddianameyi kabul etmesiyle başladı. Aralarında Soma Patronu Can Gürkan’ın da bulunduğu 5’i tutuklu, 51 sanığın yargılandığı davada, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ise tutuksuz yargılanıyor.

Sanıklar daha önce olası kastla yargılanırken (Sanığın alacağı ceza ölen kişi sayısına çarpılır), davayı yürüten ve soruşturmaya hakim olan mahkeme heyeti 2 sene önce değişti. Mahkeme başkanlığına Afşin Elbistan B Termik Santralinin Çöllolar kömür sahasında yaşanan ve 11 işçinin yaşamını yitirdiği, 9 işçinin cenazelerinin ise halen toprak altında olduğu iş cinayeti davasında, sanıklara sadece para cezası veren Hakim Salih Pehlivanoğlu atandı. Aynı zamanda davanın savcısı da değişti. Yeni savcı aylar önce “Mütalaa açıklayacağım” demesine rağmen 1 sene 2 ay sonra mütalaasını açıkladı. Geçtiğimiz mart ayında görülen duruşmada savcı sanıkların bilinçli taksirle (Ölen kişi sayısına bakılmaksızın verilen, üst sınırı 22.5 yıl olan ceza) cezalandırılmasını istedi.

Davada yaşanan bu gelişmeler avukatlar ve aileler tarafından “Sanıkların kurtulmasının yolu yapıldı” şeklinde yorumlandı.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Leyla’nın kaybolmasında beyaz araç şüphesi var

SONRAKİ HABER

Dış borç sürekli artıyor: Bir yılda 183.3 milyar dolar ödenecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...