06 Nisan 2011 12:33

Kadınlar politikadan anlamazmış!

Ekmek ve Gül okurları bililer, her sayıda Ankara’nın bir ilçesinden kadınların seçimlere dair beklentilerini ve taleplerini okurlarımızla paylaşmaya çalışıyoruz. Bu kez ilçemiz Yenimahalle, ilk duraklarımız ise Yenimahalle’nin emekçi ve yoksul semtlerinden Kayalar ve Pamuklar. Birçok kapı çaldık ve kadınlarla konu

Kadınlar politikadan anlamazmış!
Paylaş
Sema Kahraman/ Ezgi Demiral

“Kadınlar neden politikaya katılmıyor?​” sorusu özellikle seçim dönemlerinde çokça tartışılır ve bu soru etrafında koca koca çözümlemeler yapılır. “Kadınlar politikaya ilgisiz”, “kadınlar politikadan anlamaz”, “politika erkek işi”, “kadınlar eğitimsiz” sıkça duyduğumuz sözlerdir. Belki de verilecek en kaçamak ve kolay cevaplardır bunlar. İşte bu sorunun asıl cevabının, özellikle yoksullukla ve geçim derdiyle, aynı zamanda kadın olmanın her türlü zorluğuyla baş etmeye çalışan kadınların yaşamlarında gizli olduğunu biz bir kez daha gördük Yenimahalle’de.

Nasıl mı? Seçimlerle ilgili konuşmak istediğimizde birçok kapıdan geri çevrildik. Nedenler birbirine çok benzerdi; “Biz ne anlarız!” diyenler de oldu, “ülkede neler olduğunu bilmediğini” söyleyenler de, “eşinden izin almadan bir şey söyleyemeyeceğini” ifade ederek kibarca bizi reddedenler de... “Eşim bu konulardan daha iyi anlar” diyenler, isminin yazılmasını istemeyenler de oldu, komşularından ve akrabalarından çekindiği için konuşmak istemeyenler de… Bir şekilde konuşmayı kabul edenlerle ise konu bir türlü seçimlere gelemiyordu. Kimi zaman aile içinde karşılaşılan şiddet oluyordu konuşulan, kimi zaman çevreden görülen baskı, kimi zaman aile üyelerine bakmakla geçirilen yıllar, her konuşmak istediğinde başkaları tarafından alay edilerek bastırılmış sözler… Yani kadın olmanın hayatı zorlaştıran her türlü halleri ve bunlarla birlikte hayatta kalma savaşı… “Kadınlar politikadan anlamaz” sözünün kafamıza vurula vurula işlenmiş hali.

Bu yargılarla en çok, uygulanan politikalardan en fazla etkilenen kesimler arasında karşılaşılıyor olması tesadüf olmasa gerek. Bu önyargıları en çok emekçi kadınlar arasında yaygınlaştıranların, korktuğu önemli şeyler olsa gerek… Oysa bütün bunlar bize, politikanın tam da bizim yaşamımızın ortasında olduğunu, tüm bu yaşadıklarımızın politikanın konusu olduğunu, dolayısıyla en çok emekçi kadınların sözlerini daha gür sesle söylemesi gerektiğini gösteriyor.

Para değil iş istiyoruz

Emine hanım 43 yaşında, 2 çocuğu var. Küçük yaşta evlendirilmenin zorluklarını yaşadığı için “Kimse küçük yaşta evlendirilmesin” diyor. Daha önce konfeksiyonda çaycı olarak çalışmış, kriz gerekçesiyle işten çıkartılmış. Başka işlerde de çalışmış ama hiç birinde sigortası yapılmamış. Eşi hurdacı. Emine Hanım şu an hem ev işlerini yapıyor hem de eşine yardım ediyor. Birçok kadın gibi onun da öncelikli talebi çocuklarının geleceğiyle ilgili. Kızı için iş istiyor ve tabii insanca ve daha iyi koşullarda yaşamak...

Emine hanımın kızı Başak ise 25 yaşında, üniversite mezunu. Şu an işsiz, KPSS’ye hazırlanıyor. Annesinin yaşadıklarını yaşamak istemediğini söylüyor Başak. Hükümetin de ana muhalefetin de hiçbir sözüne inanmadığını ifade ediyor. “Söz verdikleri şeylerin hiçbir geleceği yok. Bizler para değil, iş istiyoruz. Sadaka kültürü ile yaşamak beni mutlu etmez. Ben kendi emeğimle kazandığım para ile mutlu olabilirim ancak.”

Şiddetin sorumlusu hükümet

Zeynep Aktaş (35 yaşında, aşçı): Kadınlara yönelik tacizler de kadın cinayetleri de artıyor. Bir kadın olarak içim çok burkuluyor ve öfkeleniyorum. Bunun sorumlusu da yine hükümet, söylemleri adeta bunları teşvik ediyor. Örneğin Ulaştırma Bakanı eşini erkeklerden ayrı bir masaya oturttu. Yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Yazın tişört giyindiğim için cami önünden geçerken üzerime mısır koçanı fırlattılar. Bu oldukça canımı yaktı, aynı zamanda utanmama neden oldu. Bence bu da tacizin bir çeşidiydi.

Hak verilmez alınır. Kadınlar öncelikle bir birey olup ayakları üstünde durmalılar. Siyasette eğitimde her alanda yer almalılar. Bir araya gelip örgütlenerek sesimizi yükseltmeliyiz diye düşünüyorum.

Seçimler konusunda çok karamsarım, AKP’nin tekrar iktidar olacağı düşüncesi geleceğe dair umutlarımı kırıyor. Toplumun her kesimine ulaşabilen, ezilenin, sömürülenin yanında programı olan bir partinin iktidar olmasını isterim.

Daha çok kadın milletvekili olmalı

Sıla T. (46 yaşında, Sosyal Hizmet Uzmanı): Önümüzdeki seçim döneminde TBMM’de kadınların yer alması, yasaların kadın gözüyle çıkartılması önemli. Bu yüzden önümüzdeki seçimlerde daha çok kadın milletvekili seçilmesini umuyorum.

Kadına yönelik şiddet artıyor.Hükümetin topluma verdiği mesajlar çok etkili. Kadını erkeğin malı olarak görmesini sağlamakta. Bu da doğrudan tacizin ve cinayetlerin artmasını kaçınılmaz kılıyor. Hükümet ekonomik yardım anlamında bir şeyler yaptığını söylese de yaptıklar kadını eve kapatmaktan ve metalaştırmaktan öteye gitmiyor.

Kadının kendisini bir birey olarak algılaması ve kendine güvenmesi gerekir. Toplumsal cinsiyet anlamında yüklenilen roller kadını geri plana itse de kadın kendine güvenmeli, zorlukları başarmak için adım atmalı.

 

Boş vaat istemiyoruz

Güler Baştuji (43 yaşında, bir çocuğu var): AKP’nin kadınlarla ilgili verdiği sözlere inanmıyorum. Örneğin kadınlara pozitif ayrımcılık yapılacağını söylüyorlar, inanmıyorum. Örneğin üç çocuk doğurun diyorlar, kadının bu durumda bir yere kıpırdaması neredeyse imkansız. Devlet bu konuya bir çözüm bulmalı.

Kadına yönelik şiddet ve cinayetler artıyor. Bence erkek çözüm bulamadığında kadını öldürüyor. İşte o yüzden bu aynı zamanda bir insan olma sorunu. Feodal zihniyet kırılmalı, ayrıca devlet erkeği desteklemekten vazgeçmeli. Devletin kadını koruyamadığı açık. Kadın koruma talep etse bile öldürülebiliyor. Cezai yaptırımların artırılması gerektiğini düşünüyorum. Tüm bunların yapılması için imkânların olmadığına da inanmıyorum. Kız çocukların okutulması ve kadınların ekonomik güç kazanmasının önemli olduğunu düşünüyorum.

Toplumun her kesimine ulaşabilecek, ezilenin yanında olan, sağlık çalışma ve eğitim hayatını düzene sokabilecek bir partinin seçilmesini isterim. Boş vaatler veren değil de bilimsel seçenekleri olan bir partiye ihtiyacımız var.

 

 

ÖNCEKİ HABER

Başımız kapalı ya da açık, sorunlarımız aynı!

SONRAKİ HABER

Çalıştıkça hayatı öğrendim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...