15 Haziran 2018 00:10

10 Ekim Davası Sincan'a kaçırıldı: Fizan’a da götürseler gideceğiz

Avukat İlke Işık, 10 Ekim Katliamı davasını değerlendirdi. Işık, devletin sorumluluğunun üzerinin örtüldüğünü söyledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Burcu YILDIRIM
Ankara

10 Ekim Ankara Katliamı davasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Avukat İlke Işık, tüm delillere rağmen katliamda devletin sorumluluğunun üzerinin örtüldüğünü söyledi. Esasa ilişkin mütalaanın ardından bir dahaki duruşmanın şehir dışındaki Sincan Ceza İnfaz Kurumuna taşınmasına tepki gösteren Işık, “Fizan’a da götürseler gideceğiz. Gerçek sorumlular yargılanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

10 Ekim Ankara Katliamı davasının son duruşmasında savcı tüm itirazlara rağmen esasa ilişkin mütalaasını verdi. Duruşmanın ardından konuştuğumuz Avukat İlke Işık, son celsede savcının verdiği esasa ilişkin mütalaaya ilişkin “Biz neden esas hakkında mütalaa verilemeyeceğini tane tane ve özet halinde anlattık. Birincisi dosya hâlâ çok eksik ve gelmemiş olan eksik deliller var. Mahkemenin istediği belgeler ve evraklar var, bunlar tamamlanmamış durumda.  Diğer ve belki de en önemlisi bu dosya iki yıla yakın bir yargılama süreci geçirdi. Bu süre içinde çok sayıda belge ve delil geldi. Çok sayıda dosya, bu dosyanın bir parçası olarak kazanıldı. İddianame hazırlandığında 72 klasör olan dosyanın toplamı şu anda 182 klasör. Bu belge ve evrakların hepsi de delil” dedi. Işık, belgeleri toplama sürecinde birçok sorun yaşadıklarını ve gelinen süreçte bu delillerin hiç değerlendirilmediği, tartışılmadığı bir yargılama sürecinde olduklarını söyledi.

SORUMLULUK ANTEP’TEN BAŞLIYOR

Söz konusu belgelerin hepsinde devletin sorumluluğuna ilişkin somut kanıtlar olduğuna dikkat çeken Işık, “Antep emniyetinin, valiliğinin, Antep’teki savcılıkların bu katliamı gerçekleştiren IŞİD hücresinin ve katliamın planlayıcısı Yunus Durmaz’ı nasıl izlediğini ama yakalamadığını, nasıl telefonunu dinlediğini ama gözaltına almadığını, İstanbul mahkemesinin çıkarttığı yakalama kararının bile yerine getirilmediğini belgeleriyle gösterdik. Kaldı ki bu belgeler artık mahkemenin evraklarından, delillerinden birisi zaten. Şimdi bunlar yokmuş gibi nasıl davranırsınız?​” dedi. Antep emniyetinin, valiliğinin ve Antep İstihbarat Dairesinin katliamın gerçekleşmesinde sorumlu olduğunu belirten Işık, “Antep örgütlenmesini dağıtmadıkları için, bu katliamı örgütleyen Yunus Durmaz’ı toplanan delillere rağmen yakalamadıkları için sorumludurlar. Bunların hepsini söylememize rağmen konuşmalarımıza cevap bile vermeyen bir mahkeme heyeti var” dedi.

MAHKEME HEYETİ DE FARKINDA

10 Ekim Katliamı’nın politik bir katliam olduğunu söyleyen Işık, 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında yaşanan olaylarla, seçim sonuçlarıyla birlikte memleketin kaderinin de değiştiğini ifade etti. Bu süreçte bahsi geçen bütün delillerin zincirleme bir devlet sorumluluğunu gösterdiğini dile getiren Işık, ancak mahkemenin tutuklu bulunan sanıklara yüksek cezalar vererek çok iyi iş çıkardığını zannettiğini ve gelen tepkilere şaşırdığını söyledi. Aslında mahkemenin de bunun farkında olduğunu söyleyen Işık, Hrant Dink ve Sivas Katliamı’ndaki gibi “Devlet cinayet işlemez” söyleminin tekrarlandığını söyledi.

‘TEK BİR POLİS MEMURU BİLE YARGILANMADI’

Yeterli araştırma ve istihbarat bilgilerine göre gidilse bu katliamın hiç yaşanmayacağını belirten Işık, “Belgeleri hangi amirin sakladığını, Ankara girişinde yol aramasının durdurulmuş olduğuna dair belgeyi sunduk. Bu arama yapılsaydı canlı bombalar Ankara’ya girmeyecekti dedik. Emniyet önceki mitinglere göre daha az önlem aldı dedik. Oradaki polislerin sayısını verdik. Şimdi ise bu katliamı gerçekleştiren gerçek sorumluları yargılamak istemiyorlar. O yüzdendir ki tek bir polis memuru bile yargılanmadı” dedi.

‘AİLELER VE YARALILAR HİÇ YILMADI

Davanın aileler ve kamuoyu tarafından takip edilmesinden rahatsız olan mahkemenin bir sonraki duruşmayı Sincan Ceza İnfaz Kurumuna aldığını belirten Işık, oysa iki yıla yakın aynı salonda duruşma yaptıklarını sanık ve sanık avukatlarından kaynaklı sıkıntılar dışında bir sorun yaşamadıklarını söyledi.  “Kendilerince daha rahat olacakları bir yargılama ve az katılımla Ankaralıların gözünden uzak olmaya çalışıyorlar” diyen Işık, ailelerin ve yaralıların hiç yılmadan bu davayı takip ettiklerini söyledi. Işık, “Çok zor koşullarda ülkenin dört bir yanından geldiler. Bu memleketteki adalet mücadelesi için çok muazzam bir örnektir. Hiçbir duruşma boş bir salonda yapılmadı. Şikayetlerini bile aslında bu davayı nasıl katkı sunarız diye ifade ettiler. Bu dava bu kadar sürebil-diyse, en azından IŞİD’liler tahliye edilmediyse ve devletin sorumlu olduğu bir katliam olarak biliniyorsa  ailelerin ve ülkenin dört bir yanından gelenlerin sayesindedir. Fizan’a da gitse, başka bir ülkeye de sürseler, duruşma salonlarını kaçırsalar bile takip edeceğiz” şeklinde konuştu.

YARGITAY HABERİNDEN SONRA İNANMAMIZ MÜMKÜN MÜ?

Duruşmadan bir gün önce mahkeme başkanının elindeki dosyaları bitirmek koşuluyla Yargıtaya seçileceği yönündeki haberlere dikkat çeken Işık, “Şimdi böyle bir gölgeyle, böyle bir düşünceyle mahkeme başkanının sunulan delillerle karar verebilmesi mümkün mü? Kendi vicdani kanaatiyle karar verebilmesi mümkün mü ya da o öyle yapmış olsa bile bizim artık ona inanabilme ihtimalimiz var mı” sorularını sordu. Adalet Bakanlığı ne istiyorsa savcılık makamının ve mahkeme heyetinin öyle davrandığını dile getiren Işık, “Geldiğimiz aşama tam da budur, savcı tam da bunu söylemiştir: ‘Devletin sorumluluğunu  görmüyorum. Görmemek için ısrar ediyorum, inat ediyorum ve  sadece sanıklarla ilgili mütalaa veriyorum’” dedi. Yargılamanın OHAL baskısı altında bir dönemde yürütüldüğüne de değinen Işık, “10 Ekim 2015’ten sonra memleket bir iyi gün görmedi. Demokrasi tümden yok oldu, insan haklarının ortadan kalktı. Bütün bu tabloda yargının ne kadar bağımlı olduğunu gördük. Talimatlarla karar alan bir yargıdan bahsediyoruz. Siyasi iktidarın istemediği kişileri tahliye eden heyetlerin, aynı gece görevden alındığı koşulları yaşıyoruz” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan: Adaylık şartları arasına tutukluluğu da koyacağız

SONRAKİ HABER

Meral Akşener: Suriyelileri geri göndereceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...