Eskiden balık tutuluyordu, artık canlı yaşamıyor

Bursa’da bulunan Nilüfer Çayı, Bursa Büyükşehir Belediyesinin göz yumduğu kaçak tesisler nedeniyle kirliliğin kurbanı oldu.

14 Haziran 2018 23:43
Paylaş

Uğur ÖKDEMİR
Bursa

Evliya Çelebi’nin 1640 yılında yazdığı Seyahatnamede ‘Sular Şehri’ olarak tanımlanan Bursa’da çaylar kirli akıyor. Aldığı göçlerle Türkiye’nin dördüncü büyük şehri olan Bursa’da çarpık kentleşme de beraberinde geldi. Kentsel dönüşüm adı altında yapılan düzenlemelerle ormanların yok edildiği, kentin yeşil örtüsünün büyük oranda tahrip edildiği kentte su kaynaklarının büyük kısmı da firmaların eline geçti. Bursa hava kirliliği sıralamasında Türkiye’nin en kirli dördüncü şehri olarak biliniyor.

Nilüfer Çayı da tüm bu olumsuzluklardan payını almış durumda. Fabrika atıkları yüzünden Nilüfer Çayı siyah akıyor. Nilüfer Çayı’nın gözle görülür şekilde kirli akmasını ve oluşacak sorunları CHP Bursa Milletvekili Adayı ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Doğayı Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Caner Gökbayrak ile konuştuk.

‘NİLÜFER, ATIK SU DERESİNE DÖNÜŞTÜ’

Bursa’da hava, su, gürültü kirliliğinin yanı sıra elektromanyetik alan kirliliği de olduğuna dikkat çeken CHP Bursa Milletvekili Adayı ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Bizim çocukluğumuzda Nilüfer Çayı’nın balık avlanır, içinde serinilirdi. Tertemiz bir görüntüsü vardı” dedi. Şimdi çarpık kentleşme, sanayileşme ve endüstri tesislerinin denetiminin ortadan kaldırılması sonucunda artık rengi bile seçilemeyecek kadar koyu bir kirlilikte olduğuna vurgu yapan Pala “Bugün ise Nilüfer Çayı, fabrikaların atıklarını kolaylıkla boşaltabildikleri tahliye deresine dönüşmüş durumda” dedi.

‘2020’YE KADAR KİRLETME İZNİ’

Gözle görülür kirliliğin yanı sıra kimyasal atıkların çay boyunca kenti dolaştığını anlatan Pala, tarımsal sulamada da bu suyun kullanıldığını ve soframıza gelen sebze ve meyvelerin bu kimyasallarla kirlendiğini ifade etti, “Ayrıca dere kıyısında yaşayanlar koku ve kirlilik nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşayabiliyor” dedi. Bursa’nın tekrar yaşanılır hale getirilmesi gerektiğine işaret eden Pala “Bunun yolu da endüstri tesislerinin sıkı denetiminden geçiyor. Biz bunu söylerken, hükümet Bursa’daki dereleri kirleten tesislere 2020 yılına kadar kirletme izni vermiş durumda. Yani ‘Ne yaparsan yap ben seni izlemeyeceğim, takip etmeyeceğim’ diyor. Çevre Bakanlığı, bunlara 2020 yılına kadar izin vermiş durumda” dedi.

ÇÖZÜM YOLU BELLİ

Temiz bir kent ve çözüm için verilen bu izinlerin hemen kaldırılması gerektiğini söyleyen Pala şöyle devam etti:
“Hemen bu şirketler arıtma tesisleri kurarak usulüne uygun çalıştırmalı. İkincisi bu sürecin yakından izlenmesi lazım. Nerede bir kirlilik varsa o kirlilik kaynağı izlenerek önce uyarı sonra cezalandırma ile gerekirse kapatma ile sonuçlanacak bir sürecin olması gerek. Tekstil boyahaneleri başta olmak üzere metal endüstrisi ile ilgili yan sanayiler göz göre göre Bursa’yı yok ediyorlar. Göz göre göre yer altı sularımızı kirletiyorlar. Yakın zamanda yer altından çektiğimiz hiçbir suyu herhangi bir şekilde de kullanamayacağız.”

‘NİLÜFER ÇAYI’NDA CANLI KALMADI’

Bursa’da dereler, hava, toprak hepsi kirlendi diye konuşan Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Caner Gökbayrak; “Toprağa zehirli maddeler atılıyor. Şu anda bir dere kenarındayız Nilüfer çayı ve Bursa’nın kurutma kanallarının boşaldığı noktada kirlilik çok fazla. Hâlâ Uludağ’da kar suları tam olarak erimiş durumda değil. Akmaya devam ediyor ona rağmen ciddi bir kirlilik var renk olarak burada gözle gördüğümüz bir kirlilik var. Nilüfer çayının sağ tarafı daha çay görünümünde akarken sol tarafında siyah bir su akışı görünmekte” dedi. Kanunlara göre bunların hiçbirinin olmamasının gerektiğini, çünkü Türkiye’de Çevre Etki Değerlendirme yönetmeliğinin 92 yılından beri var olduğunu söyleyen Gökbayrak “Türkiye’de fabrika, tesis hatta bir tavuk çiftliği bile açacak olsanız ÇED yönetmeliğine dair bir rapor hazırlayıp bakanlığa sunmalısınız. ‘Atıklarımızı şu şekilde bertaraf edeceğiz’ demek zorundasınız. Ama bunlar yapılmıyor” dedi. Nilüfer çayında artık balık bile olmadığına dikkat çeken Gökbayrak “Dedelerimizin, büyük abilerimizin içinde yüzdükleri söylenen Nilüfer Çayı, artık ölü bir kanalizasyona dönüşmüş durumda” dedi.

‘BÜYÜKŞEHİR TAHRİBATI ARTTIRAN KARARLAR ALIYOR’

Derelerin kenarında Bursa Ovası’nın üzerinde yüzlerce kaçak sanayi nasıl olur anlamak zor diye konuşan Gökbayrak “2013 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi kaçak sanayi tesislerini 2020 yılına kadar affeden bir plan değişikliği notu eklemişti var olan planlara. Biz DOĞADER, şehir plancıları ve ziraat mühendisleri olarak dava açtık ve bu davayı kazandık. Kazandıktan sonra belediyenin ne yapmasını beklersiniz? Kalkıp bu kaçak sanayileri sanayi bölgelerine taşıyarak bu kirliliği yok etmesini istersiniz. Ama bunu yapmadı. Bunun yerine 2018 yılında bir plan değişikliği daha yaptı” dedi. Büyükşehir Belediyesinin bu kaçak tesisleri affeden yenilerinin var olmasına neden olacak bir karar aldığına vurgu yapan Gökbayrak, yeni bir dava daha açtıklarını ve bu davayı mutlaka kazanacaklarını belirtti. Ancak önemli olanın yönetmeliklerin ve var olan koruma niteliklerinin devam etmesi olduğunu belirten Gökbayrak “Bu seçimlerde oy kullanırken buna göre oy kullanmalıyız. 16 yıldır yapılanlar ortada. Bizler vatandaş olarak geleceğimize sahip çıkmazsak geleceğimiz elimizden alınıyor. Buna izin vermemiz lazım” dedi.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

AKP'li belediyenin iftar yemeğinden sonra 20 kişi zehirlendi

SONRAKİ HABER

HDP, Demirtaş'ın 4 ildeki mitinge katılması için başvuru yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...