01 Eylül 2012 13:45

Çocuklarımız deneme tahtası değil

Üç yaşında kızı olan bir anneyim. Yeni eğitim sistemi olan 4+4+4 konusunda endişeli ve kaygılıyım. Kızımın geleceği konusunda ve tüm çocuklar için kaygılıyım. SES’in işyeri temsilcisiyim. Arkadaşlarım gelip bana soruyorlar; “Deniz ne yapalım? Nasıl rapor alabiliriz? Bu raporlar ileride çocuğumuzun fişlenmesi gibi bir sakı

Çocuklarımız deneme tahtası değil
Paylaş
Deniz Şen

Üç yaşında kızı olan bir anneyim. Yeni eğitim sistemi olan 4+4+4 konusunda endişeli ve kaygılıyım. Kızımın geleceği konusunda ve tüm çocuklar için kaygılıyım. SES’in işyeri temsilcisiyim. Arkadaşlarım gelip bana soruyorlar; “Deniz ne yapalım? Nasıl rapor alabiliriz? Bu raporlar ileride çocuğumuzun fişlenmesi gibi bir sakınca doğurur mu? Sendikanın bu konuda bir çalışması var mı? Nasıl yardımcı olabilirsiniz?​” Tabiî ki insan kaygılarında haklı etrafta karmaşa hâkim. Milli Eğitim Bakanlığı, 66 aydan itibaren çocukları zorunlu okula alacağız, göndermek istemeyen veliler tam teşekküllü üniversite veya eğitim hastanelerinden, çocuk nörologlarından ve çocuk eğitim psikiyatrilerinden çocuğun eğitime uygun olmadığına dair rapor almaları gerektiğini söylüyor. Rapor alamayan çocukların okula gönderilmediği takdirde velilerin günlük 15 TL para cezası ödemek zorunda kalacaklarını bildiriyorlar. Bu rapor konusunda da haksızlık var. Ekonomik düzeyi ve eğitim durumu iyi olan raporlarını alabilecek, ama bunu yoksul gariban veliler nasıl halledecek? Bakanlığın bu uygulaması bana hem komik hem de faşistçe geliyor. Sanırsınız Nazi Almanyasındayız. Çocuklarımızı zorla elimizden kopararak almak, kamplara kapatmak istiyorlar. Ben kızımı zorunluluktan 2 yaşında kreşe verdim. Uzmanlar, 3 yaşından önce kreşi önermiyorlar. Çünkü çocuğun anne bağımlılığı 3 yaşına kadar devam edermiş. Sosyalleşmesi 3 yaşından sonra başlarmış. Kızımı kreşte diğer çocuklarla birlikte gözlemlediğimde 3 yaşına kadar kendi kendine oynadığını ve hep benim onun yanında olmamı istediğini gördüm. Çocukta sürekli beni kaybetme korkusu vardı. 60–66 aylık çocukların okula gönderilmesiyle ilgili TTB, Eğitim-Sen, Psikiyatri Derneği açıklama yaptı. 60–66 aylık çocuğun okul öncesi eğitim almadan ilkokul disiplinine girmesi ruhsal, duygusal, bilişsel gelişimini sekteye uğratacak, yıllarca sürecek akademik hayatı boyunca olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Ayrılık kaygısı, dürtü kontrolü olsun 5 yaşındaki çocuklarda oluşmadığı için kurallara uyma, sırada bekleme, el göz koordinasyonu sağlama, ince motor becerileri, soyut düşünme gelişmediği için öğrenme güçlüğü olur. 72–83 aylık çocuklarla aynı sınıfta olacaklar. Bu çocukların gelişimi daha iyi olacağı için küçük çocuklardan daha hızlı öğrenip daha ileride olacaklar. Daha hayatlarının başlangıcında başarısız olma psikolojisine girecekler. Ben şunu da anlamıyorum. Bu telaş niye? Çocuklarımızı neredeyse beşikten zorla alıp hayatın içine atacaklar. Ben şunu anlarım “Nüfus ihtiyarladı, genç çalışacak nüfusa ihtiyaç var, biran önce eğitmek gerekir” denilebilir. Ama bizde böyle bir durum yok. 300 bin öğretmen yıllardır atanmak için bekliyor. 22 öğretmen atanamadığı için intihar etmiş, sokaklar sokak çocuklarıyla dolu, emeklilik yaşı 65’e çıkarılmış. Milletvekilleri çoğunluğuna güvenip, milletvekili oylarıyla kabul edilip, 60-66 aylık çocuklarınızı onlar istiyor diye elimizden alamazlar. Bizim çocuklarımız deneme tahtası değildir. Her Milli Eğitim Bakanı değiştiğinde eğitim sistemi yapboz tahtası gibi değişiyor. Bakanlık bilimsel ve toplumsal uzlaşı gerçekleşinceye kadar bu uygulamayı durdurmalıdır. Muhataplarıyla bağımsız ve demokratik tartışma ve değerlendirme ortamı yaratmalıdır. Öncelikle Eğitim-Sen’e büyük görev düşüyor. 11 Eylül’de başlayan Ankara’ya merkezi eylem kararı almış. Bence geç alınmış bir karar, okullar açılıyor. Ama güçlü ve sonuç alıcı geçmesi için çabalamamız şart. Çocuklarımızı rapor almadan doğrudan okula göndermeyelim. Hakları, yasalardan önce gelir. Güçlü bir karşı koyuş gerçekleştirirsek gerçekten bu kararı değiştirebiliriz.  

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi/ SES İşyeri Temsilcisi

Dergimizi pdf formatında görüntülemek için tıklayın

ÖNCEKİ HABER

Ankara, Karadeniz’in sesini duysun

SONRAKİ HABER

Bursa’dan Antep’e mektup var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...