12 Nisan 2011 06:40

Değiştirmek için birleşmeye

Kadınlar seçimlerde mevcut partilere dayanak mı olacak yoksa kendi kaderlerini ellerine mi alacak?Partili partisiz, örtülü örtüsüz, sendikalı sendikasız tüm kadınlar olarak yoksullukta ve ezilmişlikte birleşiyoruz. O zaman ellerimizi ve yüreklerimizi kaderimizi değiştirecek politikada birleştirmek için seçim dönemi

Değiştirmek için birleşmeye
Paylaş
Selma Gürkan - Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı

Kadınlar seçimlerde mevcut partilere dayanak mı olacak yoksa kendi kaderlerini ellerine mi alacak?

Bir seçim sürecine daha giriyoruz. Politikacılar yine halkın karşısına geçecek, oy toplamak için yüksek perdeden vaatlerde bulunacak. İktidara gelirken ve iktidarı boyunca kadınları önemli oranda dayanak yapan AKP de yine kadınlara yönelik vaatlerini sürdürecek, yardım adı altında sadaka dağıtacak, kadınlar için attığı sözde adımların propagandasını yapacak.

AKP’nin kadınlar için yapacaklarının teminatı, bugüne kadarki icraatlarıdır.

Emekçileri yoksullaştıran politikalarını sürdürülebilir kılmak için, sosyal yardımlarla önemli oranda aileyi kadınlar üzerinden yedekleyen AKP’nin her icraatı, kadınlara daha büyük bir yoksulluk, açlık, güvencesizlik getirdi. Kadınları ücretsiz ev köleliğine zorlayan, yardım adı altında dilenmeye mahkûm eden, ucuz ve güvencesiz çalışmaya mahkûm eden, şiddet ve cinayetleri körükleyen uygulamalarıyla istihdamdan, siyasetten, eğitimden, toplumsal yaşamdan dışlayarak yalnızlaştırmaya çalışan bir iktidar oldu.

Kadın erkek eşitliğine inanmayan bir başbakanın hükümet ettiği iktidarın, kadınların yaşadığı sorunlara çözüm getiremeyeceği açıktır. Kadın sorununu gerçekte sadece “muhafazakâr aile değerlerini korumak”  ve türban sorunu olarak ele alan AKP’nin önümüzdeki döneme ait en önemli kadın politikalarının da başörtüsü ile meclise girebilme düzeyinde olacağı görülüyor.

Adaylık şartı: Mülk ve gelir

MHP, seçim beyannamesinde kadınlara, “istihdam esaslı” teşvik politikası ve mesleki eğitim ve beceri kazandırma programları yaygınlaştırılması ile yer vermiş görülüyor. CHP’nin ise biraz daha kapsamlı olarak, eğitimden, çalışma yaşamına, istihdamdan sosyal yardımlara ve şiddete pek çok konuda vaadi var. Ancak her iki partinin de seçim beyannamelerinde, özelleştirmelerin durdurulacağı, halkçı bir ekonomi politika uygulanacağı, eğitim ve sağlık başta olmak üzere temel kamu hizmetlerinin ücretsiz verileceğine dair bir emare görülmüyor.

Oysa hem iktidar hem muhalefet düzen partileri, kadınları önemli bir hedef kitlesi olarak görmekte, seçim çalışmalarında kadınlara önemli roller vermekte ve kadınlara çağrılar yapmaktadır. Aynı partilerin kadın vekil sayıları, aslında aday vekil kadınların konumunun ne olacağına işaret ediyor.

Geçen seçimlerde olduğu gibi, kadınların siyasete katılımını özendirmek üzere KADER başta olmak üzere çeşitli kadın kurumları da kampanyalar yürütüyor. Bu seçim sürecinde öne çıkan kampanya sloganı “275 kadın vekil!” Kuşkusuz kadınların politika yapmasını teşvik etmek olumlu. Ancak kadınların siyaset yapmalarının önünde sayısız engel bulunuyor ve bu engeller ortadan kaldırılmadığı sürece, yürütülecek bu tarz kampanyalar biçimsel olmaktan öteye geçemeyecek.

Eğitimden, sosyal statüye ve toplumsal rollere değin kadın ve erkek arasında zaten bir eşitsizlik durumu söz konusu. Kadın tüm bu engelleri atlamış olsa bile hangi parayla adaylık şartını yerine getirecek? Mevcut düzen partilerinde 3000 TL’ye varan aday adaylık ücretleri, kadınlar için biraz daha düşük tutulsa da, mülk ve gelir sahibi olmayan kadının aday adayı olma hakkı bile bulunmuyor. AKP’sinden CHP ve MHP’sine tüm düzen partileri için durum aynı. Bağımsız adaylık ise son düzenlemeyle vahim bir hal aldı; yaklaşık 8000 TL gerekiyor. Görüldüğü gibi politika yapma hakkı; kısıtlı bir kadın kesimi, mülk, gelir ya da kısmen meslek sahibi kadınlar veya zengin bir kocaya sahip bazı kadınlar için kullanılabilir bir hak olabilmekte.

 

Politikanın öznesi olmak

Eğitim ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere kamu hizmetleri neredeyse tamamen paralı hale getirildi. Sosyal güvenlik hakkı yıldan yıla kısıtlandı, emeklilik hayal oldu. Kadın emeği ikincil olmaya ve ücretlerde eşitsizlik devam ediyor. Kadın istihdamı ucuz işgücüne ihtiyaç duyulan dönemlerde ve alanlarda teşvik ediliyor. Kadın esasında eve, ev işlerine, çocuk, hasta yaşlı bakımına gönderiliyor. Kentsel dönüşüm adı altında uygulanan rant politikalarıyla, zar zor başını sokacak bir ev yapan emekçilerin, kadınların evleri başına yıkılıyor. Çocuğunu doyuramadığı için intihar eden annelerin diyetini kim ödeyecek? Her gün onlarca kadın öldürülüyor, dayak yiyor, taciz ediliyor ve tecavüze uğruyor. Sorumlu devlet bakanları ise hiç sıkılmadan, rahatlıkla akıllara zarar açıklamalar yapabiliyor.

Ya bu duruma boyun eğeceğiz ya da değiştireceğiz. Yoksulluğu kader olmaktan çıkarmak için, halkın çıkarları yönünde bir ekonomi programı için politikaya dahil olmanın tam zamanı. Ama sadece seçim çalışmalarını yürüten, vitrin malzemesi bir nesne olarak değil, politikanın tam ortasında söz sahibi olarak, politikanın bir öznesi olarak varlığımızı göstereceğiz.

Kapatıldığımız evlerden, işyerlerinden başlarımızı çıkararak kaderimizi değiştirmek üzere çalışmalara katılmalıyız. Çocuklarımızın eğitim hakkı için, sağlık hakkımız için, çalışma ve emeklilik hakkımız, iş güvencemiz için politika yapmanın zamanı. Okul öncesi eğitim kurumları ve kreşlerin açılması talebini daha yüksek sesle dillendirme zamanı. Çalışma yaşamının süt izni, emzirme odaları, annelik ve ebeveynlik izni, kadın sağlığını gözeten bir şekilde düzenlemek üzere yeniden ele alınmasını isteme zamanı...

Kapatıldığımız evlerden bizi çıkaracak, kadın dayanışma evleri, kültür merkezleri, eğitim merkezleri oluşturmaya düne göre bugün daha çok ihtiyacımız var. Kadına yönelik şiddetin bertaraf edilmesinde erkekliği yeniden üreten “Kadına Şiddet Uygulayan Erkek Değildir” tarzı kampanyaları aşan, devletin sorumluluğunu hatırlatan politikalara ihtiyaç vardır. Şiddete uğradığımızda, tehdit unsuru oluştuğunda koruma olanaklarının sağlanması, sığınmaevleri, kadın danışma merkezleri talepleriyle bir araya gelmemiz mümkün.

Partili partisiz, örtülü örtüsüz, sendikalı sendikasız tüm kadınlar olarak yoksullukta ve ezilmişlikte birleşiyoruz. O zaman ellerimizi ve yüreklerimizi kaderimizi değiştirecek politikada birleştirmek için seçim döneminin fırsatlarını değerlendireceğiz. Semtlerimizi sokak sokak, mahalle mahalle; işyerlerimizi atölye atölye, bant bant planlayarak, kadınlar olarak politikaya dahil olmanın kanallarını açacağız. Kısacası bizi hayatın ve siyasetin nesnesi yapanlara karşı sözümüzü söyleyeceğiz.

ÖNCEKİ HABER

Öğrenciler de eğitimciler de tepkili

SONRAKİ HABER

Başımız kapalı ya da açık, sorunlarımız aynı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa