11 Haziran 2018 23:58

‘Çözüm işçi sınıfının yöneten güç olmasında’

Emek Partisi Çorlu İlçe binasında yapılan toplantıda konuşan EMEP MYK Levent Tüzel, işçilerin yoksullaştığını, halkın da kutuplaştırıldığı belirtti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Songül ŞENSOY ASLAN
Çorlu

Emek Partisi (EMEP) MYK Üyesi Levent Tüzel, EMEP’in seçim çalışmaları kapsamında Çorlu’da işçilerle bir araya geldi. Çok sayıda işçinin söz aldığı toplantıda işçilerin yoksullaştığı, halkın kutuplaştırıldığı ifade edildi. İşçiler, “İşçinin oyunu belirleyecek olan cebindeki para” dedi. Levent Tüzel ise “Ülkeyi yöneten güçler işçiler olmadığı sürece, ekonominin, siyasal hakların, dış politikanın, emekçilerin soranlarının gerçek anlamda düzelip çözülmeyeceğini görmemiz gerekiyor” dedi.

Metal, deri, tekstil iş kolunda çalışan işçilerin katıldığı, Emek Partisi Çorlu İlçe binasında yapılan toplantıda ilk sözü alan Levent Tüzel hile ile kazanılan referandumla kurulmak istenen tek adam tek parti iktidarının, 24 Haziran seçimleriyle kalıcı hale getirilmeye çalışıldığını ifade etti. Bu rejimi, halkın önüne sandık koyarak onaylatmak istediklerini belirten Tüzel, “Referandumdan beri fiili olarak uygulanan tek adam rejimi bir istikrar getirmemiştir. AKP’nin iç ve dış politikası tıkanmış, ekonomi bozulmuş, yoksulluk gittikçe daha artar duruma gelmiştir. Ekonominin daha da kötüye gitme eğilimi öngörüldüğünden dolayı AKP seçimleri erkene almıştır” dedi.

EMEP’in tek adam rejimini durdurmak için Mecliste HDP’nin olması gerektiğini gördüğünü ve halka, HDP’ye ve Demirtaş’a oy verme çağrısı yaptığını dike getiren Tüzel, “Ama sadece bununla sınırlı kalmayıp esas çözümün işçi sınıfı ve emekçilerin Emek Partisinde örgütlenmeye ve işçi sınıfı iktidarı için mücadelenin zorunlu olduğunu anlatıyoruz” dedi.

24 Haziran seçimlerinin ülkede pembe ufukların açıldığı, her şeyin yoluna girdiği bir süreç çıkarmayacağını vurgulayan Tüzel, şöyle devam etti: “Ülkeyi yöneten güçler işçiler olmadığı sürece, ekonominin, siyasal hakların, dış politikanın, emekçilerin soranlarının gerçek anlamda düzelip çözülmeyeceğini görmemiz gerekiyor. Olası bir ekonomik krizin yükü yine biz işçilerin emekçilerin sırtına yıkılmaya çalışılacak. Sermaye kollanacak, halka da yol, hastane, köprü yaptım denilecek. Bunları bir lütufmuş gibi gösterecekler. Bunun için sadece oyumuzu verip, irademizi teslim edip bir dahaki seçimleri beklemeyelim.”

İŞÇİNİN OYUNU BELİRLEYECEK OLAN CEBİNDEKİ PARA

Toplantıda söz alan işçiler de kendi fabrikalarındaki tartışmaları, yaşadıkları sorunları dile getirdi. Toplantıya katılan işçilerin çoğunun söz alarak tartışmalara katılması dikkat çekiciydi.

Bir deri işçisi uzun dönem AKP’yi desteklemiş işçilerin artık sorgulamaya başladıklarını ve sorguladıklarında savunacak bir taraf bulamadıklarını söyledi. Bunun da tartışmalarda onları saldırganlaştırdığını ifade eden işçi, “AKP’ye oy vermiş ve A Haber’i izlemekle yetinen işçiler ezberin peşinden gidiyor. Gerçeğin öyle olmadığını karşılarına koyduğumuzda artık eskisi gibi körü körüne savunamıyorlar ve geri adım da atıyorlar. Hâlâ oy vereceklerini söyleyenler ise AKP’nin din açısından iyi şeyler yaptığını dile getiriyor. Ama işçiler için ne yaptı diye sorduğumuzda bir şey yapmadığını kabul ediyorlar” dedi.

Başka bir deri işçisi ise bu seçimlerde işçiler için en belirleyici olanın ceplerindeki para olduğunu söylüyor. İşçilerin, bu iktidarın bu şekilde ülkeyi yönetemeyeceğini gördüklerini söyleyen işçi, “Pazara çıktığımız para yarı yarıya düştü pazardan bir şey alamaz hale geldik. Yaşanan bu sıkıntıdan dolayı AKP’ye oy vermiş işçiler şimdi AKP’nin tek başına iktidar olmasını istemiyor” dedi.

İşçilerin söyledikleri, aslında birçok şeyin farkında olduklarını gösteriyor. Bir işçi, “Zengini daha da zengin yaptı sermaye sahipleri çoğaldı. Kendi siyasetçilerini zengin yaptı sıra bize işçilere de gelecek umuduyla bekledik bu kadar yıl şimdi o umudumuz bitti” derken başka bir işçi de iktidarın halkı kutuplaştırmasına dikkat çekti: “Ülkeyi tarikatçılar ve olmayanlar diye kutuplaşmaya götürdü. Çoğu kanal iktidarı şişirse de biz işçilere halka yansıyan gerçek öyle değil. Hâlâ koşulsuz inananlar da var elbet. Onların bağları da iktidarın dini kullanıyor olmasından dolayı devam ediyor. Ama şunu sorduğumuzda susuyorlar. Bu kadar yıldır ülkede tecavüzler, tacizler, çocuk istismarları arttı ve din adına iktidarda olan, bunların önünü açmaktan başka ne yaptı?​”

‘HAK-İŞ BU KEZ ÇAĞRI BİLE YAPMADI’

Taşerondan kadroya geçen bir kadın işçi ise kadrolu olduklarına pişman olduklarını dile getiriyor: “Şartlarımız daha da kötüleşti. Mesailer esnekleşti, en ufak hatada tutanak tutuluyor. Sürekli atılma korkusuyla çalışır olduk. Geçen seçimlerde taşerona kadro sözüyle iyi oylar toplayan AKP’ye bakış açısı bu sefer değişti. Kadro sözüyle kandırıldığımızı gördük. Bizleri otobüslere bindirip miting miting dolaştıran sendikamız Hak-İş, bu sefer çağrı bile yapmadı. Maaşlarımızda hiçbir değişme olmadı, ekonomimiz her gün kötüye gitti. Artık pazardan ana besin gıdamız patates soğan bile alamaz olduk. Kadın içiler arasında az da olsa Meral Akşener’e oy vereceklerini söyleyenler var. Bunda etkili olansa kadın olması ve AKP dışında başka bir alternatif arıyor olmaları.”

Bir cam işçisi ise çalıştığı bölümde yaşadıklarını şöyle aktarıyor: “Bölümümde çalışanların çoğu CHP’li. Çoğunluk böyle olunca da partiler arası aday yarıştırma gibi bir tartışma çok yürümüyor. Bu seçimde Erdoğan’ının gideceğine yönelik eğilim çoğunlukta. Oy vermeyecek olsalar da HDP’nin barajı geçmesi ve Mecliste olması gerektiği de konuşuluyor.”

MESAİLERİN KALKMASI SORGULATMAYA BAŞLATTI

Bir başka işçi ise şunları söylüyor: “Bu yıl zam alamadık. Şu anki konumuz bu. Seçimleri tartışmak önceliğimiz olmadı 2. planda kaldı. Zam hakkımızı almak için nasıl birlikte bir çalışma yürütürüz, bunu konuşmak için bir araya geliyoruz. Bu sürece bir de seçimleri koyacak olsak fikir ayrılığı bizi bölebilir. O yüzden kimse seçim konuşmalarına girmiyor. Patron para olmadığı için veremeyeceğini söylese de kendilerine çocuklarına İstanbul’da milyonluk evler aldığını duyuyoruz. Bize gelince para yok deniyor.

İşvereninin AKP yakını olduğunu söyleyen başka bir işçi ise “Ülke ekonomik krizde, üretim azaldı fazla mesailer kalktı. Bizler fazla mesailerle bile geçimimizi zor sağlamaya çalışırken mesailer kalkınca, işçilere sorgulatmaya başladı. Patrona olan güvensizlikten dolayı artık oy vermeyeceklerini söylüyorlar.”

Ekonominin kötüye gitmesinin bu sistemin ürettiği hastalığı olduğunu ifade eden Tüzel “Bu hastalıklardan kurtulmak işçi sınıfının elindedir, Emek Partisi içerisinde büyütebilirsiniz” dedi.

HALKIN KARŞISINDA DURAMAYACAKLAR

“Aday konuşmalarında kendi taleplerimizi göremiyoruz” diyen işçiler AKP’nin hileye başvuracağını düşünüyor. İşçiler, “İktidar bu seçimi de hileyle ya da yalan vaatlerle kurtarmaya bakıyor. AKP bu seçimi kaybederse savaş başlatacağı endişesinde olanlar da var” dedi. Tüzel ise “İktidar hile de yapsa halk iradesinin karşısında duramayacaktır” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır'da konuşan İnce: Erdoğan oy istiyor, biz barış

SONRAKİ HABER

Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü: Çocukların hayalleri bile çalınmış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa