05 Haziran 2018 23:02

Kayseri: AKP’den başkası yönetemez sanıyoruz, niye yönetemesin?

Evrensel muhabirleri ‘AKP’nin kalesi’ denilen Kayseri’de seçimin nabzını tuttu.

Fotoğraf: Wikimedia Commons

Paylaş

Ahmet AKARSU
Kayseri

24 Haziran seçimlerine 20 günden az bir zaman kala Kayseri’de seçimin nabzını tutmak için dolaşıyoruz. İç Anadolu’nun başkentten sonra en büyük illerinden biri Kayseri. 

3 Organize Sanayi Bölgesi ile bir Serbest Bölgenin yer aldığı şehrin nüfusu 1.5 milyona yaklaşıyor. İrili ufaklı atölyeler de düşünüldüğünde nüfusun ana omurgasını işçilerin oluşturduğunu de söylemek gerekir.AKP’nin “kalesi” olarak bilinen şehirde, seçim sonuçları ise hep bunu doğrular nitelikte olmuş. AKP’nin kurulduğundan beri hiç seçim kaybetmediği Kayseri’de oy oranı hep Türkiye ortalamasının üzerinde olmuş. 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 52.4 oy alan AKP, 1 Kasım seçimlerine gelindiğinde ise bu oranı yüzde 65.6’ya çıkarmış. Aynı seçimlerde ikinci parti olan MHP’nin oy oranı ise yüzde 27.8’den, yüzde 18. 4’e düşmüş. Referandumda yüzde 67.7 ile ‘evet’ galip gelse de, bu oran evet diyen AKP-MHP oylarının 17 puan gerisine düşmüş. 

Erken seçim kararı sonrası şehir hastanesi açılışı gerekçesiyle Erdoğan’ın ilk “güçlü bir miting” ile işe başlayalım dediği Kayseri’de adayların açıklanması sonrası ise AKP örgütünde ciddi bir krizin yaşandığı da kamuoyuna yansımıştı. Partinin Kayseri İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden’in milletvekili listesine alınmaması ile başlayan kriz, ilk 7 milletvekilinin geçen seçimlerle aynı olması ile tırmandı. ‘FETÖ’ ile ilişkilendirilen isimlerin listede olduğunu söyleyen AKP Kayseri örgütünün istifa ettiği konuşulsa da uzun süren ikna çabaları sonrası istifaların gerçekleşmediği yine yansıyan bilgeler arasındaydı. 

AKP’nin “İlk kez  büyük bir sancı ile seçime girdiği” konuşulan Kayseri’de metal işçileriyle, kadınlarla, emeklilerle seçimi konuştuk. 

İŞTE KAYSERİ’DEN YANSIYANLAR

Kayseri’de de hemen her ilde olduğu gibi öne çıkan en önemli kaygı ekonomideki gidişe yönelik. Farklı partilere oy verenlerin sıraladığı en temel sorunlar, işsizlik, ekonomik gidişat, gelecek kaygısı oluyor. AKP’ye oy vereceğini söyleyen işçiler dahi partilerinin işçiler için bir şey yapmadığı konusunda hemfikir. “Bizim parti (AKP) bir tek işçiye bakmıyor” diyen işçi de var, “Biliyorum ekonomik durumlar iyi değil” diyen işçi de var. Ama kimi alternatif göremediği için, kimi ise ‘Başkası düzeltemez’ diye düşündüğü için yine AKP’ye oy vereceğini söylüyor. Emekliler ise bir tek seçimlerde hatırlanmaktan şikayetçi. Bir emekli “Alternatif yok, düzeltirse o düzeltir” fikrine itiraz ederek soruyor: “AKP’den başkası yönetemez ülkeyi sanıyoruz hepimiz. Niye yönetemesin?​” Partiler arasında geçişler olduğu bir gerçek... İşte Kayseri’den yansıyanlar..

BİZİM PARTİ (AKP) BİR TEK İŞÇİYE BAKMIYOR 

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ne yakın ve bu nedenle işçilerin yoğun oturduğu Eskişehir Bağları Mahallesi’ndeyiz. Görüştüğümüz işçilerin büyük çoğunluğu ‘Eskiden çok kötüydü’ diyerek başlıyor söze... Kimi ‘gaz kuyrukları’ diyor, kimi, ‘hastane sıraları’, kimi de ‘yolların olmadığını’ söylüyor. Ve ekliyorlar: “ama bakın AKP’ye, hastaneler, yollar, her şey elimizin altında.” Asgari ücreti soruyoruz, o zaman kendi aralarında ikiye bölünüyor AKP’li işçiler.

“Ülkemiz darbe atlattı, her yerde savaşıyor, dış düşmanlarımız çok, olacak o kadar” diyenler de var, “Bizim parti (AKP) bir tek işçiye bakmıyor” diyenler de... 

Ortak sorun ise ekonomi. Bu konuda AKP’ye eleştiriler olsa da bir kopuş olduğu değerlendirmesi yapmak doğru değil. AKP’ye oy vermeyeceklerini söyleyenlerin oy vereceğini söylediği parti ise İYİ Parti. MHP’li işçilerde ise iki eğilim olduğunu söylemek mümkün. Bir tanesi MHP’nin AKP ile ittifak yapmasına tepki gösterenler, diğeri ise AKP’nin MHP çizgisine geldiğini düşünüyor. Kararsızların oranı da az değil. Öte yandan kararsızız diyenler de az değil. Onlar da sandığa gittiklerinde karar vereceklerini söylüyor.

İŞÇİLERDE EKONOMİK KAYGILAR ÖN PLANDA

Mahallede yürüyoruz. Servis bekleyen Has Çelik’te çalışan iki işçi ile sohbet ediyoruz. İşçilerden biri AKP’li diğeri ise MHP’li, MHP’li olan işçi yaşça ötekinden daha büyük… 

Başlıyor anlatmaya MHP’li işçi: “20 yıldır Has Çelik işçisiyim. Sendikalı bir fabrika da (Türk Metal’in örgütlü olduğu bir işyeri) yıllardır çalışıyorum. 1998’de işe girdim. Memur maaşıyla aynı maaşı alıyordum. Ne zaman AKP iktidara geldi. Ücretler bitti gitti. Yetmez oldu.” 

AKP’nin işçilere hiçbir şey yapmadığını da söyleyen MHP’li işçi, “En çok da AKP’ye emeklilik yaşını yükseltmesinden kaynaklı kızgınım bu yüzden oyumu AKP’ye de yıllardır oy verdiğim MHP’ye de ittifaka da vermeyeceğim” diyor.

Aralarında geçen kısacık bir diyaloğu aynen aktarıyoruz: 

- AKP’li işçi: Sağlıkta ilerleme olduğunu düşünüyorum. Eskiden öyle miydi? Sen benden büyüksün ha ağabey?
- MHP’li işçi: Ücretsiz mi ki hastaneler, her yer paralı oldu? Şehir hastanesi şehrin dışında nasıl gidelim?
- AKP’li işçi: (Biraz da sesini yükselterek) FETÖ’cülere mi oy vereceksin? Hainlere mi oy vereceksin? Düşmanları sevindirme ağabey! Hem sen de MHP’lisin ittifaka oy ver.
- MHP’li işçi: Vermeyeceğim, cumhurbaşkanlığında İnce’ye, milletvekilliğinde İYİ Partiye vereceğim. 

HER YERDE TORPİLVAR: PATRONUN ÇOCUĞU BURS ALIYOR, İŞÇİNİNKİ KREDİ 

Devam ediyoruz. Tek başına oturan 40 yaşlarında bir metal işçisinin yanındayız. Yıllardır Oyunu AKP’ye verdiğini söylüyor. “Bu seferlik başka bir partiye oy vereceğim” diyor. Bir seferliğine oy vereceğim dediği parti ise İYİ Parti. Şöyle anlatıyor: “Yıllardır AKP’ye oyumu veriyorum. Bu kez de İYİ Partiye vereceğim. Ha cumhurbaşkanlığında İnce’ye, ikinci büyük oy alacak adaya. Sevdiğimden falan değil yanlış anlamayın. Sadece deneyeceğim.”

Bir başka işçinin yanındayız. 10 yıldır tekstil fabrikasında çalışan işçi, ile konuşuyoruz. 16 yıldır AKP’ye oy verdiğini söyleyen işçi, yine AKP’ye oy vereceğini söylüyor: “Biliyorum ekonomik durumlar iyi değil ama toplarsa bir tek onlar toplar.” 

Başka bir tekstil işçisi ise MHP’li olduğunu söylüyor. Bu seçimlerde “Kimseye oy vermeyeceğim” diyor ve başka bir yorum yapmıyor. Şimdi 24 yaşında, yeni işsiz kalmış bir gencin yanındayız. MHP’li, ama MHP’ye kızgın olduğu için oy kullanmayacağını söylüyor. 

Her yerde torpil olduğunu düşünüyor: “Her yerde torpil dönüyor. Üniversite okurken patronun çocuğu burs alıyordu. İşçi çocuğu kredi… Oy öyle yağma. Kimseye oy yok.” 

İŞÇİYİ DÜŞÜNMEYEN AKP PATRONA TEŞVİK VERMEYİ BİLİYOR

Hes Kablo’da çalışan bir işçinin yanındayız şimdi de. MHP’li olduğunu söylüyor, ama MHP’nin AKP ile yaptığı ‘Cumhur İttifakı’na kızgın. Gerekçesini şöyle anlatıyor: “

“MHP, AKP’ye muhalif bir yerde dururken AKP’yle ittifak yapmasını yediremiyorum. Kendi işimizi kendimiz çözmemiz gerekiyor. Bir ittifaka gerek yok.” AKP’ye eleştirilerini sıralıyor sonra: “Açlık sınırının altında yaşıyoruz. Bu AKP alt tabakayı hiç düşünmüyor. Ama patronlara teşvik vermesini biliyor. Mesela patron yeni fabrikalar açarken benim borcum aldı başını gidiyor. Kimin yüzünden? AKP’nin!”

Bu tepkilerini sıraladıktan sonra seçimlerde Akşener’e ve İYİ Partiye oy vereceğini söyleyip ekliyor: “İkinci turda da (Seçimlerin kesin ikinci tura kalacağını düşünüyor) İnce kalır ona veririm.” 

O ZAMAN SAVAŞIN İÇİNDE SEÇİME NİYE İHTİYAÇ DUYUYORUZ?

İşçilerden sonra bu kez esnaflarla konuşuyoruz. İlk durağımız berberler. Birkaç berbere giriyoruz. İçerisi kalabalık. Berberlerden biri AKP’liymiş daha önce, son iki seçimde MHP’ye oy vermiş. “AKP gariban için ne yaptı?​” diye soruyor. Bu seçimde oyunu İYİ Partiye verecekmiş.

İçeride oğlunu tıraş ettiren yurttaş söze giriyor. Mobilya işçisi olduğunu öğreniyoruz, AKP’liymiş. “Koalisyon kurulsun da elimizde olanı da mı kaybedelim?​” diye sorup ekliyor: “Savaşlarda düşmanlara kim kafa tutacak? Yapmayın.”

Bunun üzerine berber tekrar söz alıyor, “Bu kadar savaşın içinde seçime ihtiyaç niye duyuyoruz o zaman?​” diye soruyor. İşçi yanıt vermemeyi tercih ediyor.

Ardından tıraş olan oğlu (6. ya da 7. sınıfa ancak gidiyor) berbere bir şeyler fısıldıyor. Babası duymadan. Biz duyuyoruz. “Ben de sevmiyorum AKP’yi okuldaki eğitim iyi değil” diyor. Berber çocuğunun söylediğini babasına iletmesini istiyor. Çocuktan çıt çıkmıyor… 

EMEKLİLER: HEP SEÇİMLERDE HATIRLANIYORUZ

Gezmeye devam ediyoruz. Farklı partilere oy veren yurttaşların ortaklaştığı tek nokta ise bir çok yerde olduğu gibi Suriyeli mültecilere düşmanlık. Her sözü alan ‘İstemiyoruz’ diyor. Ev kiralarındaki yükselmeyi de Suriyeli mültecilere bağlıyorlar. AKP’liler de bu konuda kendi partilerini eleştiriyor: “AKP’nin Suriyelileri getirme politikası yanlıştı.” 

Mahallede dolaşıyoruz, sokakta oturan kadınlarla konuşuyoruz. Hemen hepsi, açıklama yapmadan, AKP’ye oy vereceğini söylüyor. Nedenini sorduğumuzda “Seviyoruz” cevabını alıyoruz.   

Oradan Kayseri Cumhuriyet Meydanı’na geçiyoruz. Burada daha çok emeklilerin olduğu yerleri geziyoruz. Seçimler öncesi en çok konuşulan kesimlerden emekliler. AKP’nin hazırladığı 24 milyarlık pakette her bayram için emeklilere biner lira ikramiye çıkmıştı. Diğer tüm partilerin emeklilere dönük vaatleri var. Burada konuştuklarımızın çoğu AKP’ye oy vereceğini söylüyorlar. Miting zamanlarında mitinglere de katılan emeklilerin en çok konuştuğu konu ise ikramiyeler. İkramiyenin iyi olduğunu söyleyen sayısı çok, hep seçim dönemi hatırlanıyoruz diyenler de var. AKP’ye oy vereceğini söyleyenler ülkedeki her şeyin çok güzel olduğunu söylüyor, vermeyeceğini söyleyenler ise tepkili. 

‘DOLARINIZI BOZDURUN’ DİYORLAR, HALK FAKİR, NE DOLARI

İşçi emeklisi olduğunu söyleyen Ahmet Amca ile konuşuyoruz ilk olarak. Hep seçim dönemi hatırlandığından bahsediyor. “Bu yaşımıza geldik, geçinemiyoruz. Ne yapalım bu yaştan sonra?​” diye sorup ekliyor: “AKP’den başkası yönetemez ülkeyi sanıyoruz hepimiz. Niye yönetemesin?​” “Dolarınız varsa bozdurun” açıklamalarını hatırlatıp daha da kızıyor: “Halk fakir zaten bozduracak dolar mı var? Madem öyle sen bozdur paranı! Dolar varsa sende var, bizde ne arar? Bizi bu hale getirene nasıl gitsin elimiz?​” Seçimlerde ise CHP’nin Adayı Muharrem İnce’yi desteklediğini söylüyor: “Bu yüzden bu seçimlerde en azından halkın halinden anlayacak biri olduğunu düşündüğüm İnce’nin kazanmasını istiyorum. Ben de oyumu ona vereceğim”

İNŞAAT İŞÇİSİ: İNŞAATTA EN ÇOK İŞ OLAN ZAMANDA İŞSİZİM

AKP döneminin en çok konuşulan alanlarından biri inşaat. Bir inşaat işçisi ile konuşuyoruz. 

İnşaat sektöründe AKP eli ile büyüyen firmaların olduğunu söylüyor. Bu firmalar büyürken kendi ekmeğinin küçüldüğünü söyleyen işçi öfkeli. Yaz dönemi inşaat sektörünün en çok iş yaptığı dönem malum. Bu zamanda bile işsiz olduğunu söyleyen inşaat işçisi, daha önce AKP’ye oy verdiğini söylüyor. Son sözlerini de aynen aktarıyoruz: “Bu yaz mevsiminde, inşaat sezonunun açıldığı dönemde ben işsizim. Böyle bir durumda bu zamana kadar AKP’ye oy vermiş olmama rağmen bu seçimde boynumu kesseler de benden oy alamazlar. Millet milletvekilliği seçiminde MHP’ye cumhurbaşkanlığı seçiminde ise İnce’ye oy vereceğim.”

ÖNCEKİ HABER

EMEP seçim çalışmasından: Çare işçi sınıfının siyasete müdahalesinde 

SONRAKİ HABER

Çevre Partisi Yeşiller: OHAL koşullarında adil seçimler olmaz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa