EGEÇEP: Ekolojik bakış açısında olmayan parti ve adaylara oy yok

5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle yapılan açıklamalarda, yaşam savunucularının beyanları adeta Hükümet sözcülerini tekzip etti. Başbakan Binali Yıldırım “Seçim beyannamemizde çevre hassasiyeti var” derken, yaşam savunucuları Hükümetin çevre poltikalarını eleştirerek “Ekolojik bakışı olmayan partilere ve adaylara oy yok” açıklaması yaptı.

‘ÜLKEYİ KUŞATACAK PROJELERİM VAR’

ATO Congresium’da düzenlenen Çevre Yatırımları Açılış Töreni’nde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, 16 yıllık iktidarlarında sanayileşme, teknoloji ve şehirleşme karşısında çevrenin korunmasına yönelik önemli kararlar aldıklarını öne sürdü. Yıldırım yaşam savunucularından gelen eleştirilere ise konuşmasında yer vermedi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarında ülkenin yüzde 34 seviyelerine ulaştığı söyleyen Yıldırım, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olmaktan çıkmak istediğini ifade etti. Başbakan Yıldırım, “Sıfır atık projesine Başbakanlık olarak destek veriyoruz” açıklaması yaparken 13 milyona yakın hane, işyeri ve konutta imar düzenlemesi yapılacağına da vurgu yaptı.

AK Parti’nin seçim beyannamesinde çevre hassasiyetine uygun kalkınma planlarıyla ülkenin her zerresini kuşatacak projelerin yer aldığını vurgulayan Yıldırım’ın konuştuğu saatlerde bir açıklama da EGEÇEP’ten geldi. Ege Çevre Platformu yayınladığı seçim deklerasyonunda Hükümet politikalarını eleştirerek “Ekolojik bakışı olmayan partilere oy yok” dedi.

EGEÇEP’TEN PARTİ VE ADAYLARA AÇIK ÇAĞRI

EGE Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) 24 Haziran seçimlerine dair seçim bildirgesini açıkladı; 24 Haziran’da ekolojik bakış açısı olmayan partilere oy verilmemesi çağrısı yaptı.

İzmir Ata Soyer Kültür Merkezinde gerçekleştirilen basın toplantısında EGEÇEP’in seçim deklarasyonunu okuyan Eş Dönem Sözcüsü Fırat Korkmaz, 24 Haziran Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sürecinde seçime girecek tüm siyasi partilere ve adaylara açık çağrıda bulunduklarını belirtti. Tüm canlıların yaşamını sürmesi  için sağlıklı bir çevrenin şart olduğunu belirten Korkmaz, bunun temiz su, temiz toprak, temiz hava ve güvenli gıda ile olanaklı olduğunu belirtti. Korkmaz, “Pek çok uluslararası sözleşme, anayasa ve yasa hükmüne karşın  temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamıyoruz” dedi.

EGEÇEP’in seçim bildirgesinde şu talep, şiar ve uyarılara yer verildi:

♦ Yaşamın  Korunması Politikaları üretilsin

♦ Su haktır satılamaz

♦ Aliağa’yı gözden çıkaranlara oy yok

♦ Yaşamın katili altın madenlerine göz yumanlara oy yok

♦ Kışladağ’ı viran edenlere ve bunu görmezden gelenlere oy yok

♦ Madra Dağı çığlık atıyor

♦ Suyumuzu kirletenlere ve buna sessiz kalanlara oy yok

♦ Körfez Geçişi Projesi iptal edilmeli

♦ Tarım cennetini cehenneme çevirecek olanlara oy yok

♦ Çal Dağı’nı, tarım cenneti Turgutlu Ovasını, tüm Ege’yi yıkıma götürecek bu talana direnmeyecek partilere oy yok

♦ Ekolojik yaşamı rant kapısı haline getirenlere oy yok

♦ Nükleere ‘evet’ diyene oy yok

♦ “Kirli” enerji politikalarına oy yok! (HABER MERKEZİ)

ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI: TÜRKİYE'DE ÇEVRE KİRLİLİĞİ TEHDİT EDİCİ BOYUTLARDA

5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle TMMOB Çevre Mühendisleri Odası’nın (ÇMO) açıkladığı Türkiye çevre raporu Türkiye’deki çevre kirliliğine ışık tuttu: Türkiye’de tüketilen plastik ambalajın sadece yüzde 21’i toplanabiliyor, tatlı su kaynaklarının yüzde 79’u kirlenmiş durumda, denizlerdeki kirlilik artış gösteriyor ve iklim değişikliğine bağlı sebeplerle doğal afetlerin sayısı hızla artıyor.

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu tarafından sunulan Türkiye Çevre Durum raporu basına sunuldu. Hükümet cenahından yapılan açıklamaların aksine rapor, Türkiye’de gidişatın vehametini ortaya koyan veriler içeriyor. Bu yıl teması “plastik kirlilik ile mücadele” olan Dünya Çevre Günü’nde Türkiye’deki plastik gerçeğine de ışık tutan rapor, Türkiye’de tüketilen plastik ambalajın yalnızca yüzde 21’inin toplanabildiğini ortaya koyuyor. Rapora göre, Türkiye’de farklı sektörlerde toplam 8 milyon 612 bin ton plastik tüketiliyor; 1 milyon 800 bin ton plastik ambalaj piyasa sürülüyor ve bunun sadece 384 bini toplanıyor. Türkiye’de atık olarak beyan edilen plastik atık miktarı ise sadece 179 bin ton.

Türkiye’deki yüzey sularının, derelerin ve göllerin yüzde 79’unun kirlemiş durumda olduğunu da belirten Bozoğlu şöyle dedi: “Tatlı su kaynaklarının yüzde 60’ı, içmesuyu kaynağı olarak kullanılamayacak nitelikte. Arıtarak yeniden kullanma potansiyeli olan sularımızın yüzde 99’unu kullanmıyoruz” Raporda ayrıca Organize Sanayi Bölgelerinin yarısından fazlasında atıksu arıtma tesisi bulunmadığı belirtiliyor.

HAVA KİRLİLİĞİ SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR

Rapora göre, Türkiye, iç ve dış ortam hava kirliliğine bağlı ölümlerde yüz bin kişide 47 ölüm oranı ile Avrupa’da hava kirliliğine bağlı ölümlerin en çok yaşandığı 22.ülke. Hava kirliliğinin en çok etkilediği iller arasında ise Ankara, İstanbul, Adana, Amasya, Bursa yer alıyor. Rapor ayrıca Türkiye’de 24 bin adet toprak kirliliği konusunda şüpheli saha bulunduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de satılan pestisit miktarı biliniyor, fakat; hangi arazide ne kadar kullanıldığı bilinmiyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DOĞAL AFETE İŞARET

Rapor, ayrıca Türkiye’de 1940’lardan 2016 yılına kadar doğal afetlerde çok ciddi bir artış eğilimi olduğunu ortaya koyuyor. Sera gazı emisyonlarının tetiklediği iklim değişikliği kaynaklı bu artış Türkiye’de kendini en çok şiddetli ve düzensiz yağış ve sel, fırtına, dolu, kar, yüksek sıcaklık ve kuraklık olarak kendini gösteriyor. İklim değişikliğiyle mücadelede Paris Anlaşması’nın onaylanmasına atıf yapılan raporda adımların hızlı atılması çağrısı da yer buluyor. Raporda ayrıca cumhuriyetin ilk yıllarında 44 milyon hektarla ülke yüzölçümünün yüzde yüzde 56’sını oluşturan mera ve çayır alanlarının, 2014 yılına gelindiğinde 14,6 milyon hektara gerilediğine vurgulanıyor.”  (HABER MERKEZİ)

EKOLOJİ BİRLİĞİ: GELECEK YA YEŞİL OLACAK YA DA HİÇ!

Ekoloji Birliği, BM tarafından 5 Haziran tarihinin “Çevre Günü” ilan edildiğine dikkat çekerek, “O günden bu yana devletler ve şirketler daima çevreyi ve doğayı korumaktan bahsettiler. Ancak hiçbir somut adım atılmadı” dedi.

TÜRKİYE’DE DE DURUM PARLAK DEĞİL

Türkiye’deki belli başlı ekolojik yıkımlara da değinen Ekoloji Birliği, nükleer enerji yalanı ve vahşi madencilik uygulamalarına enerji için yapılan doğa talanı politikalarının eklendiğini söyledi.

Ekoloji Birliği ayrıca 2017 yılında 120’den fazla yaşam savunucusunun şirketler veya sermaye koruyucusu devletler tarafından katledildiğini dile getirdi. Açıklamada şu ifadeler yer buldu: “Finike’de taş ve mermer ocaklarına karşı mücadele sürdüren Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti 9 Mayıs 2017 tarihinde katledildi. 5 Haziran dünya çevre günü vesilesiyle bir kez daha belirtiyoruz ki doğa ve yaşam mücadelesi dalga dalga büyüyerek dünyanın tamamına yayılacaktır.”  

Ekoloji Birliğinde örgütlenme çağrısı yapılan açıklama, “Gelecek ya yeşil olacak ya hiç olmayacak!”sloganı ile son buldu. (HABER MERKEZİ)

Başbakan Yıldırım: İmar barışı başvuruları 8 Haziran'da başlıyor