22 Mayıs 2018 23:51

Yönetmen Yusuf Yılmaz: Çocukların hayalleri çöpe gidiyor!

Lise Son Sınıf Öğrencisi Yusuf Yılmaz, kısa filmi 'Küfe' ve tarım işçisi çocukları anlattı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Yılın 9 ayını tarım işçiliği yapan ailesinin peşinden sürüklenerek evinden uzak çadırlarda ve tarlalarda geçiren Ümit’in düşlerini beyaz perdeye yansıtan Lise Son Sınıf Öğrencisi Yusuf Yılmaz’ın kısa filmi “Küfe”, başarıdan başarıya koşuyor. Film Sabancı Vakfı Kısa Film Festivali ve Girne Amerikan Üniversitesi Kısa Film Festivali’nde finalist, Kısa Kes Film Festivali Jüri Özel Ödülü ve Ekip Özel Ödüllerinin sahibi oldu.

Ümit’in hikayesi üzerinden aileyle birlikte tarım işçiliği yapan ya da ev içi işlerde çalışan çocukların okuma hayallerini ve bu yolda yaşadıkları zorluklarını sanat yoluyla anlatan Yusuf Yılmaz ile sinemaya hangi kaygılarla başladığını ve çocuk emeğine dair gözlemlerini konuştuk. Kısa filmde, “Kendi farkındalığım ölçüsünde insanlardan dinlediğimi sinema yoluyla anlatmaya çalıştım” ifadelerini kullanan Yılmaz, “Devlet de bu konuda ciddi bir denetim sağlamıyor ve çocukların hayalleri çöpe gidiyor” dedi. Söz genç yönetmende.

Film çekmeye nasıl başladın?

Lise öğrenimimin henüz başlangıcında okulda dersten sonraki zamanlarda ve yaz tatillerinde çalışarak biriktirdiğim harçlıklarımla fotoğraf makinesi aldım. Sokak fotoğrafçılığından başladım. İnsanların derdini dinleyerek fotoğraflarını çektim. Fotoğraflarımın konusunu kadın sorunu, yaşam koşullarının zorlukları oluşturdu. Kendi mahallelerinden, evinden dahi çıkamayacak kadar aile yapısı sert yaşayan kadınlar vardı. Mültecileri mahallelerinde fotoğrafladım. Tek karenin derdimi anlatacak kadar yeterli olmadığını düşündüğümde Sinema yoluyla kendi farkındalığım ölçüsünde insanlardan dinlediğimi anlatmaya çalıştım. Tabii bir videonun filme dönüşmesi için belli özellikleri taşıması gerektiğini bilmiyordum. Dolayısıyla bu hikayeleri hocalarımla paylaştım ve onların da ilgisini çeken öyküler oldu bunları filmleştirecek kompozisyona dönüştürdük. Böylece film serüvenim başladı. Küfe ilk film çalışmam.

‘ÇOCUKLUĞUMDAN YOLA ÇIKTIM’

Tema olarak neden çocuk emeğini tercih ettin?

İnsanların yaşamları ve çektiği zorlukları yaşam koşullarını sanat diliyle anlatmaya çalıştım. Yetiştirildiğim ortam da buna vesile oldu. Siirtliyim. ’90’ların sonunda ailem zorunlu göçle Adana’ya geldi. Tarım işçiliği yapmaya başladı. Ailede tek okuyan bendim. Abilerim bir süre okuduktan sonra maddi sıkıntılardan okulu bıraktı. Ben okulla iş arasında gelip gidiyordum. Kaportacılık yaptım, simit sattım, su sattım. Kendi çocukluğumdan yola çıkarak bu derdi anlatmak istedim.

Belgesel nasıl şekillendi? Başka hikayeler de gördün mü orada?

Daha önceki tecrübelerime dayanarak Adana’da böyle bir durum olduğunu biliyordum zaten. Onlardan olduğum için insanlarla sıcak bir ilişki kurdum. Bir süre gidip geldim. Ümit’ten etkilendim. Kendi çocukluğumu gördüm onda. Duygu sömürüsü, fakir edebiyatı oluşturacak bir belgesel oluşturmak istemedim. O çocuklar üretim yapıyor. sürekli üretim yapıyorlar. Gelecek kaygılarının tersine bir yaşam sürüyorlar. Bunu anlatmak için Ümit iyi bir örnekti. Gözlemlediğim bir çok hikaye var. Ama utançtan dolayı, katı kurallardan dolayı anlatmak istemiyorlar. Tarla aralarına kadınların tacize uğraması, okulda ciddi başarı sağlarken orada işçilik yapan çocuklar, çocuk yaşta evlenenler vardı. Olumlu şeyler de vardı. Farklı illerden gelen çocuklar bir arada yaşamayı seviyorlardı iç içelerdi. Barış içinde yaşamayı başarıyorlardı.

UMUT HER ZAMAN VAR İMKANSIZ DEĞİL

Kısa filmin baş kahramanı Ümit elektrik mühendisi olmak istiyor. Ümit’in hayalleriyle imkanları arasında bir uçurum yok mu?

Olmaz diye bir şey yok ben umudun her zaman olduğuna inanıyorum. Ama yüz Ümit’ten belki biri yapacak bunu ya da hiç biri başaramayacak. Çocuklar hayalleri ile birlikte büyüyorlar. Bazıları da yarı yolda hayallerini değiştiriyor, babasının yaptığı tarım işçiliğini yapıyor. İçinde oldukları hayatın dışına çıkmak istemiyorlar. Burada korkular devreye giriyor ve yaşadığı hayatı kabulleniyorlar. Ümit okula gidiyor, imkansız değil, elektrik mühendisi olabilir.

ONLARIN ÇALIŞMASINDA TEMEL NEDEN GEÇİM SIKINTISI

Çocukların oyun alanı yok, eğitim sorunu var. Çocuklar çalışıyor. Orada devletin varlığı hissedilebiliyor mu?

Devletin varlığı yoktu ama yakın çevrede bir köy okulu vardı. Oraya kaydını yaptıranlar var ama çoğu oradaki okula gitmiyordu. Kalan çocuklar uzaktaki bir okula gidiyordu. Serviste yer bulamayan o gün okula gidemiyordu. 200 çocuktan 20-30’u eğitim alabiliyordu. Mevsimlik oldukları için farklı illere gittiklerinde de okul yarım kalıyor. Sürekli okul değiştiriyorlar. Ocak, şubat, martta Adana’daysa nisanda Konya’ya gidiyorlar, haziranda Adana’ya dönünce okula devam etmeye başlıyor ve bir şekilde sınıftan geçiriliyorlar. Kız çocuğuysa okuldan geldiği zaman evi temizliyor, yemek hazırlığı yapıyor. Geçim sıkıntısı çocukların çalışmasında temel neden. Devlet de bu konuda ciddi bir denetim sağlamıyor ve çocukların hayalleri çöpe gidiyor.

ÖNCEKİ HABER

Eren Erdem popülizmi ve popülist iktidarları anlattı

SONRAKİ HABER

Sosyal statü ile beyin arasında bağlantı bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...