22 Mayıs 2018 16:01
Son Güncellenme Tarihi: 22 Mayıs 2018 16:15

Demirtaş'ın avukatları tahliye talebinin reddine itiraz etti

HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın tahliye talebinin reddine avukatları itiraz etti: Demirtaş delilleri nasıl karartacak? Çok gülünç.

Fotoğraf: HDP Basın

Paylaş

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın avukatları, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği "tahliye talebinin reddi" kararına itiraz etti. İtirazın ardından HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş karara bir üye hakimin muhalefet şerhi koyduğunu belirterek "O muhalefet şerhi de açık bir şeklide ortaya koymaktadır ki Demirtaş'ın bir dakika daha cezaevinde kalması ağır bir adaletsizliktir, hukuksuzluğun ağır devamıdır, darbelenmesidir" dedi.

Selahattin Demirtaş'ın avukatları, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve HDP milletvekilleriyle Ankara Adliyesine gelerek Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına itiraz için bir üst mahkeme olan Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe verdi. İtirazın ardından adliye önünde açıklama yapan Meral Danış Beştaş, bu kararı asla kabul etmediklerini belirterek "Demirtaş ve birçoğumuz hakkında FETÖ'nün savcı ve hakimlerinin hazırladığı iddianameler ve o dönemin kolluk güçleri tarafından oluşturulan soruşturma dosyalarıyla davalar oluşturulmuş. Onlar cezaevinde ama onların hazırladığı iddianamelerle siyasetçiler ve cumhurbaşkanı adayı hâlâ cezaevinde tutuluyor" dedi.

'DEMİRTAŞ DELİLLERİ NASIL KARARTACAK?'

Tutukluluk halinin devamı için bazı gerekçeler gerektiğini belirten Beştaş, "Nedir bunlar? İki gerekçe söyleyelim; kaçma şüphesi ve delilleri karartma. Diğer gerekçeleri söylemeye bile gerek yok. Demirtaş delilleri nasıl karartacak? Zaten dava dosyasının tümü konuşmalarından ibaret. Bu konuşmalar konusunda deliller karartılabilir mi? Demirtaş zaman makinesini geriye çevirip, gidip 5 yıl, 10 yıl önceki konuşmalarını silebilir mi? Kaçma şüphesi diyorlar. Bu gerçekten ayıptır. Bir cumhurbaşkanı adayını bu şüpheyle içerde tutmanın elle tutulur hiç bir yanı yok. Kendisinin bu topraklardan, bu ülkeden gitme gibi ne bir derdi var, ne bir çabası oldu, ne de bundan sonra olacaktır. Böyle bir şey olsa cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye milletinin, yurttaşlarının önüne çıkar mı? Bu da gülünç olmanın ötesinde bir gerekçe olamaz" diye konuştu.

'BİR ÜYE KARARA MUHALEFET ŞERHİ KOYDU'

Tutukluluk halinin devamı için "Adli kontrol hükümleri yetersiz kalır" gerekçesinin açıklandığını belirten Beştaş, bir üyenin karara muhalefet şerhi koyduğunu söyledi. Tutukluluk hali karanın 3 satır olduğunu, karara muhalefet şerhinin ise 7 sayfa olduğunu söyleyen Beştaş, "Sayın Demirtaş'ın tahliye edilmesi gerektiği, serbest seçim hakkının ihlal edildiğine ilişkin muhalefet şerhi tam 7 sayfa. Ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiş o muhalefet şerhi de açık bir şeklide ortaya koymaktadır ki Demirtaş'ın bir dakika daha cezaevinde kalması ağır bir adaletsizliktir, hukuksuzluğun ağır devamıdır, darbelenmesidir. Ve Türkiye'deki seçime gölge düşürmekten öte adaletsizliği somut bir şekilde ortaya çıkarmasıdır" ifadelerini kullandı. (DHA)

KARŞI OY: SERBEST SEÇME HAKKINI ZEDELER

Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre; karşı oy yazısında Demirtaş’ın uzun süre milletvekilliği, siyasi parti başkanlığı yaptığı; bir önceki dönem Cumhurbaşkanı adayı olduğu, 24 Haziran seçimlerinde de tekrar resmen cumhurbaşkanı adayı olduğuna dikkat çekilerek; tutukluluk süresi ve üzerine atılan suç iddiası dikkate alındığında serbest bırakılması gerektiği belirtildi. Demirtaş’ın tutukluluğunun “serbest seçme hakkını" zedeleyeceği vurgulandı.

Demirtaş’ın avukatları ret kararını bir üst mahkeme olan Ankara 20. Ağır ceza Mahkemesi’ne götürecek.

‘SEÇME HAKKI ADAYLARIN KENDİNİ TANITMA HAKKINI DA İÇERİR’

bianet’in aktardığına göre Demirtaş’ın tutukluluk halinin devam etmesine ilişkin karara şerh koyan üye hakim, özetle şu ifadelere yer verdi:

“Anayasanın özellikle seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının düzenlendiği 67. maddesinin 1. fıkrasında yer alan vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir ibaresinden Anayasanın seçme ve seçilme hakkına aynı maddede yer vererek seçme ve seçilme hakkını doğrudan bağlantılı olduğu vurgulanmıştır. Seçme hakkı adayların kendisini seçmene tanıtması hakkını da içerir.
“Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun propaganda başlıklı 13. maddesinde yer alan ‘Propaganda dönemi, aday listesinin kesinleştiği gün başlar ve oylamaların yapılacağı günden önceki gün saat 18.00’de sona erer. Propaganda döneminde, Türkiye Radyo ve Televizyonlarında yapılacak propaganda yayınlarının tam bir tarafsızlık ve eşitlik içinde yapılması YSK ile TRT tarafından sağlanır. Adayların, özel radyo ve televizyonlardaki propaganda konuşmalarında, süre ile ilgili sınırlamalar dışında 298 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanır. Propaganda döneminde Başbakan, bakanlar ve milletvekilleriyle ilgili yasaklara ilişkin hükümler dâhil olmak üzere propagandaya dair diğer hususlarda 298 sayılı Kanun hükümleri kıyasen uygulanır’ hükmüne göre cumhurbaşkanı adayları seçilme hakkının unsuru olan kendisine seçmene tanıtma faaliyetlerini nasıl yürütecekleri, atıf yapılan Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun seçim propagandası başlıklı 2. kesiminde seçim döneminde yapılacak propaganda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

AİHM’İN SEÇME SEÇİLME HAKKI İÇİN BELİRLEDİĞİ İSTİSNAİ DURUMLAR

“AİHM bu maddeye ilişkin içtihatlarında kişilerin seçme ve seçilme hakkından ancak şu şartların birlikte gerçekleşmesi halinde yoksun bırakılabileceğini kabul etmektedir:
* Seçme ve seçilme hakkından yoksunluk halleri kanunla düzenlenmelidir,
* Ölçülülük ilkesine uygun olmalıdır,
* Akıl hastalığı nedeniyle kısıtlananlar veya ağır suçlardan hüküm giyenler seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılabilir,
* Siyasi haklardan yoksunluk veya akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanma mutlaka bir mahkeme kararma dayanmalıdır.

‘SOMUT OLGULAR ORTAYA KONMADI’

“Tutuklamanın devamına karar verilirken, davanın genel durumu yanında tahliyesini talep eden kişinin özel durumunun dikkate alınması ve bu anlamda tutukluluk gerekçelerinin kişiselleştirilmesi bir zorunluluktur.
“Başvurucunun tahliye taleplerini inceleyen mahkemeler, bu talepleri reddederken gerekçelerini yeterince kişiselleştirmemiş, aynı zamanda milletvekili seçilmiş olan başvurucunun kaçacağına ya da delilleri karartacağına dair inandırıcı somut olgular ortaya koyamamıştır.

‘BAŞKA SANIKLARIN DURUMLARINDAN HAREKETLE GENELLEME YAPILAMAZ’

“Dava kapsamında yargılanan sanıklardan birkaçının kaçması ya da kaçmaya teşebbüs etmesi, yine bazı sanıkların delilleri karartma girişiminde bulunması şeklindeki gerekçeleri, diğer sanıkların da bunları yapabileceğine dair karine olarak değerlendirilemez.
“Aksi takdirde masumiyet karinesi ve bununla bağlantılı olarak kişi hürriyetine ilişkin ilkelerin zedelenebileceği açıktır.
“Bu nedenle, aynı davada yargılanan bazı sanıkların durumlarından hareketle genelleme yapılarak diğerlerinin de aynı davranışta bulunabileceğini varsaymak, kişiselleştirmeyi engellediği gibi, özgürlüğün esas, tutukluluğun istisna olduğu yönündeki anlayışla da bağdaşmaz. Bu çerçevede tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda ileri sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olduğu söylenemez.

‘TAHLİYE EDİLSİN DİYE ADAY GÖSTERİLDİ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL’

“Sanık Selahattin Demirtaş’ın 23. dönem Diyarbakır, 24. dönem Hakkari, 25. ve 26. dönem İstanbul milletvekili olarak seçilmiş olması, Barış ve Demokrasi Partisi eş genel başkanlığı ile Halkların Demokratik Partisi eş genel başkanlığı görevlerini yürütmüş olması, 2014 yılında ilk defa halk oyu ile yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmuş olması ve özellikle hükümlü değil tutuklu olması nedenleri ile 24/06/2018 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine aday olmasının sadece salıverilmesini sağlamak amacı ile yapıldığını söylemek mümkün değildir.

ANAYASA, SEÇİM KANUNU, AİHM, AİHS

“Türk siyasi hayatında uzun süredir milletvekilliği, siyasi parti genel başkanlığı yapmış ve bir önceki cumhurbaşkanı seçiminde aday olmuş, 24/06/2018 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylığı kesinleşen sanık Demirtaş’ın iddianamede yüklenen suçlar ve fiiller ile tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurulduğunda cumhurbaşkanlığı seçimi süresince tutuklu kalmasının yukarıda açıklanan serbest seçim hakkını özünden zedelemesi ve bu hakkın etkin kullanımını engellemesi Anayasanın 13. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesindeki temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasının özlerine dokunulmayacağı ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı hükümlerine uygun olmaması nedenleri ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67. maddesinin 1. fıkrasındaki. Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 13. maddesindeki Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun seçim propagandası başlıklı 2. kesimindeki, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 nolu Protokolün 3. maddesindeki haklarını kullanabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 13. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi, 67. maddesinin I. fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 nolu Protokolün 3. maddesi gereğince Ceza Muhakemesi Kanununun 109. maddesinin 3. fıkrasının a bendine göre yurt dışına çıkmamak adli kontrolü uygulanmak sureti ile salıverilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim.”

TAHLİYE ÇAĞRILARI YAPILMIŞTI

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Bir Adım Daha İnisiyatifi, adil ve eşit bir seçim çalışması sürdürülebilmesi için tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını talep etmişti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Demirtaş’ın tahliyesi için yapılan başvurunun bir an önce sonuçlandırılarak Demirtaş’ın özgürlüğüne kavuşmasını talep etmişti.

İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener, hakkında verilmiş bir yargı hükmü bulunmadığına dikkat çekip HDP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş'ın seçim kampanyasını diğer adaylarla eşit koşullarda yapmasını arzu ettiğini belirtmişti.

HDP’nin eski eş başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu yargılanmasına gerekçe olan dosyanın 5. duruşmasında "Ben bugün kendim için tahliye istemem. Ama Selahattin Demirtaş için tahliye istiyorum" demişti.

Seçim güvenliğine ilişkin basın açıklaması yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, adayların eşit koşullarda seçim çalışması yapması için Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın bırakılması gerektiğini belirterek, baro olarak seçim günü, oy verme ve sayım işlemlerinin takipçisi olacaklarını söylemişti.

AKP İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcu, "Demirtaş bence de cezaevinden çıksın" demişti.

CHP’nin İstanbul Milletvekilleri Barış Yarkadaş, Eren Erdem ve Sezgin Tanrıkulu, kişisel sosyal medya hesaplarında yaptıkları paylaşımlarda HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerektiğini belirtmişti.

DEMİRTAŞ: GEREKÇE GÖSTERİLEN DELİLLER SAHTE

HDP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabı Twitter'dan yaptığı açıklamada, tutukluluğuna gerekçe olan delillerin 'FETÖ' savcıları tarafından uydurulduğunun ortaya çıktığını ancak buna rağmen herkesin üç maymunu oynadığını söylemişti. Demirtaş, “Ayrıca, 6-8 Ekim nedeniyle hakkımda şiddeti tahrik veya suç işlemeye azmettirmekten açılmış ne bir soruşturma ne de bir dava vardır” demişti. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Mecbur değiliz!

SONRAKİ HABER

Isısan işçileri Çelik-İş’e tepkili: Güvenimizi tamamen yok etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...