Göç idaresi avukatından skandal savunma: Suriye artık güvenli

Metehan UD
İzmir

Fırat Kalkanı operasyonu sonrasında Anayasa Mahkemesinin mültecilerle ilgili verdiği ‘Geri gönderilemez’ kararlarının uygulanmamasını isteyen İzmir Göç İdaresinin avukatı, cihatçı güçlerin elindeki Suriye’nin Azez, El-Rai, Cerablus kentlerinin güvenli olduğunu ileri sürdü ve Suriyeli mültecilerin cihatçıların elindeki bu bölgelere gönderilebileceğini belirtti.

İzmir’de haklarında ‘güvenlik gerekçesiyle’ sınır dışı kararı verilmiş ve geri gönderme merkezlerinde (GGM) zorla tutulan Suriyeli mültecilerin avukatları aracılığı ile açtıkları yürütmenin iptali davalarında Göç İdaresi İzmir İl Müdürlüğünün avukatının vermiş olduğu savunmalar dikkat çekti.  

Dava dosyalarına giren dilekçelere göre mültecilerin Suriye’nin güvensiz olduğuna yönelik beyanlarını mesnetsiz bir iddia olarak nitelendiren göç idaresinin avukatı, Türkiye’nin yapmış olduğu Fırat Kalkanı operasyonunun bölgeyi güvenli hale getirdiğini ileri sürdü. Suriyeli mültecilerin, cihatçı güçlerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusunun elinde tuttuğu Azez, El-Rai, Cerablus kentlerine gönderilebileceğini belirten avukat  Fırat Kalkanı operasyonunu gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesinin geri gönderme konusunda verdiği kararların dikkate alınmamasını istedi.

‘SURİYELİLER İYİ NİYETİMİZİ FAZLASI İLE KULLANDI’

Avukatın başka gerekçesi de Kurban Bayramlarında yaşanan kısa süreli ve sınırlı geçişler. Oysa ki bayramlardaki geçişler devletin izni ve kontrolü altında yapılıyor. Dikkat çeken bir diğer söylem ise ‘Suriye uyruklu yabancılar devletin ve vatandaşların iyi niyetini fazlası ile kullandı’ şeklindeki ifadeler. Ayrıca, söz konusu savunmalar Suriyeli mültecilerin yanı sıra Afgan mülteciler için de geçerli. Göç idaresinin avukatı Afgan mültecilerin güvenli 3. bölge olarak Suriye’nin Cerablus kentine gönderebileceği önerisinde bulundu. 

Göç İdaresinin savunmaları, Türkiye’nin de taraf olduğu 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Cenevre Sözleşmesi’ndeki geri göndermeme ilkesine aykırı. Mültecileri ‘yabancı uyruklu kişiler’ olarak tanımlayan Başbakanlığa bağlı Göç İdaresi bir kez daha mültecilerin haklarını savunmaktan uzak olduğunu gösterdi.

SÖZ KONUSU SAVUNMALARDAN SATIRLAR:

*Suriye uyruklu yabancı ülkesine gönderilmesi halinde can güvenliğinin tehlikeye gireceği iddiası da kabul edilebilirlikten uzaktır. Kamuoyunun malumu olduğu üzere binlerce Suriye uyruklu yabancı Kurban Bayramı sebebiyle ülkesine gidip dönmüştür.
 
*Suriye ülkesinin genelinde bir savaş ortamının bulunduğu bu sebeple ülkenin güvenli bir yer olmadığı iddiasıyla yabancıların ülkemizde kalabilme arzuları için kullandıkları mesnetsiz bir iddiadır.
 
*Suriyedeki savaş ortamının kişiler için öznellik arz etmediği bu sebeple yabancının geri göderilemeyecek kişilerde olduğu iddasında olan yabancı vekilinin geçen yıl Kurban Bayramında ülkesinde bayramlaşıp bayram sonrasında ülemize kitleler halinde geri döndüklerini ilişkin haberleri izlememiş ve izlemesini tavsiye edereiz.
 
*Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında Türk askerinin bulunduğu ve güvenli bölge haline getirilen Azez, El-Rai, Cerablus kentlerinde normal bir yaşam süren Suriyeliler bulunmaktadır. Ülkemizden yapılan sınır dışı işlemlerinin neredeyse tamamı da buralara yapılmaktadır. Dolayısıyla davacı yabancının sınır dışı edilemeyecek kişilerden olduğu iddiasının hiç bir tutarlı yanı da yoktu. 
 
*Somut olayımızla AYM kararında açıklanan olaya ilişkin yaşanılan süreç, toplanan deliller, hukuki durum, verilen mahkeme kararları, yaşanılan olayların yeri ve tarihi anlamında büyük farklar bulunmaktadır. AYM kararının bir kısmının kopyala yapıştır yapmak suretiyle müvekkili lehine hak çıkarmaya çalışmak bu sebeple uyanıklıktır.11.11.2015 tarihli AYM kararının ardından sonra 24.08.2016 tarihinde başlayan Fırat Kalkanı operasyonunun olumlu neticileri yukarıda açıklanmıştır.