29 Ağustos 2012 08:27

Yeni bir utanç kararına izin vermeyeceğiz

Gözler Sakarya’da bugün görülecek tecavüz davasında. N.Ç ve Fethiye Davası’nda verilen utanç kararlarının yinelenmemesi için kadınlar davaya sahip çıkacak.Sakarya’da 34 kişinin cinsel istismar ve tecavüzüne uğrayan 14 yaşındaki kız çocuğunun davası bugün Sakarya Adliyesi’nde g&ou

Yeni bir utanç kararına izin vermeyeceğiz
Paylaş
Sevda Karaca

Sakarya’da 34 kişinin cinsel istismar ve tecavüzüne uğrayan 14 yaşındaki kız çocuğunun davası bugün Sakarya Adliyesi’nde görülecek. Davada yaşları 15 ile 19 arasında değişen 25 sanık tutuklu, 3’ü çocuk  9 kişi  ise tutuksuz yargılanıyor. Tutuksuz sanıklar arasında Sakarya Emniyeti’nde görevli iki polis de var. Sakarya Valisi Mustafa Büyük, eşi de Sakarya Adliyesi’nde hâkim olarak görev yapan polislerden N.Ş.’nin emekliliğini isteyip yurtdışına kaçtığına dair bilginin bulunduğunu, diğer polis E.T.’nin ise başka bir ile tayin olduğunu açıkladı. Davada sanık olarak yargılananlardan birinin avukatlığını Sakarya Barosu Başkanı Nihat Nalbantoğlu üstleniyor. Kızın avukatlığını yapan Harika Günay Karataş’a yönelik ise baskılar söz konusu. Davadan yeni bir utanç kararı çıkmaması için kadınlar davayı takip edecek ve kamuoyunun desteğinin sağlanması için mücadele edecekler. N.Ç. davasına ve Fethiye Davası’na müdahil olan avukatların bir kısmı da bugün destek için Sakarya Adliyesi’nde olacak.

BU DAVA ADALET İÇİN BİR ADIM OLSUN

Çocuğun avukatı Harika Günay Karataş, davada karşı tarafın N.Ç. davasındaki gibi kızın “rızası olduğu” savunmasını yapacağını, karar bu yönde çıkarsa bunun yeni bir hukuk skandalı olacağını ifade ediyor. Adliyede avukat odasında karşılaştığı meslektaşlarının “boşuna uğraşıyorsun, bir şey çıkmaz, daha önce de yaşandı, neden uğraşıyorsun, boşu boşuna ekmeğinden olacaksın” dediğini aktaran Karataş’a göre bu “meslek etiği açısından da kabul edilemez” bir durum.  

Kadınların daha önce takip ettikleri davalarla “ilginç” bir benzerlik de tecavüz sanıklarından birinin avukatlığını Sakarya Barosu Başkanı’nın yapıyor olması. Diğer sanıkların avukatlığını ise Sakarya’nın bilinen avukatları üstlendi.  Karataş bu duruma ilişkin “Fethiye Davası’nda bu süreci çok acı bir şekilde yaşadık ve sonuçlarını gördük. Baro başkanı sonuçta bizim meslek kuruşumuzun temsilcisidir. Bu davada sanıkların tarafında olması savunma hakkının kutsallığını göstermez.Bu taciz ve tecavüz sisteminin devamlılığı  için bir adımdır.” diyor.

“Ben bu davayı karanlığın içerisine gömülen adalet sisteminin, halkın adalet duygusuna olan güvenin kazanılması için bir şans olduğunu düşünüyorum. Mahkemelerin kutsanan erkek egemen zihniyetin karanlığından kurtulup, baş tacı edilen taciz ve tecavüz zihniyetinin dışında kalarak, bir çocuğun hayatının bitmemesi, sönmemesi ve onun tekrar hayata dönebilmesi için karar vermesi gerekiyor” diyen avukat, geçmişteki utanç kararları karşısında üzgün değil öfkeli olduğunu, o nedenle de yaşadığı baskılara rağmen kararlı olduğunu ifade ediyor.

“Kadınların da, çocukların da var olduğunu, işkenceye, tecavüze ve tacize uğradıklarının ve adalet aradıklarını yine kadınlar gösterecek” sözleriyle de tüm kadınları bu davayı takip etmeye çağırıyor. (İstanbul/EVRENSEL)


Eren Keskin- N.Ç. davasının avukatı N.Ç. davası kamuoyunun çok bildiği, mücadeleler ve kadınların desteği nedeniyle de gündemde tutulan ve ne yazık ki adaletsizlikle sonuçlanan bir dava. Ve ne yazık ki benzer olayların konu olduğu onlarca bilinmeyen, duyulmayan dava var. Ortada bir gerçek var, bu bir devlet politikası, gerek yazılı hukuk, gerekse uygulama kadınlara yönelik çifte standartlı bir bakış açısına sahip. Tutuklananların çocuk yaştaki sanıklar olduğunu görüyoruz, esas olarak tutuklanması gereken devlet memurlarının korunuyor olması bunun bir devlet politikası olduğunun göstergesidir. Hukukun üstünlüğünü ve küçük yaştaki çocuğun mağduriyetini gözetmesi gereken “hukuk adamları” da bu davada tecavüz sanıklarından yana taraf olabiliyor. Elbette kimsenin savunma hakkı engellenemez. Ancak örneğin N.Ç. davasındaki tepkilerinin inandırıcılığı açısından bu kişilerin bu tür davalarda sıfatları dolayısıyla tecavüz sanıklarının müdahilliğini yapmamaları gerekir. N.Ç. de haberi okudu, isminin sürekli geçiyor olmasından rahatsızlık duyuyor, bu çok bıçak sırtı bir konu, bu çocuklar iki harfli hayatlar sürmek istemiyorlar. Yaşamları boyunca taşıyacakları izler konusunda hepimizin hassas olması gerekir. Davaya bakan hakimin, savcının ve avukatların da bu hassasiyetleri göstermesi gerekiyor. Bu yaştaki çocukların cinsel istismarında “rıza” aramak, biraz hukuk bilgisi ve izanı olan kimsenin yapmayacağı bir şey. Biz N.Ç. ile yalnızca avukat- müvekkil ilişkisi kurmadık, onun annesi, ablası, arkadaşı olduk. Bu süreçlerin ne kadar zor geçtiğini, dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu davanın da bir utanç kararına dönmesine izin vermeyeceğiz.


Meriç Eyüboğlu- Fethiye Davası Avukatı: Maalesef bir toplu tecavüz davasında tecavüzcülerin o şehrin tanınmış kişilerinden, eşrafından olmalarıyla, tecavüz suçunun faillerinin avukatlığını bir baro başkanının yapmasıyla ilk kez karşı karşıya kalmıyoruz. Tüm bunları Fethiye davasında da yaşadık. Fethiye Davası’nda Muğla Baro Başkanı’nın davadan el çekmesi için çok sayıda kadın avukatın imzasıyla bir kampanya yürütmüştük. Davayı izleyen ve Mustafa İlker Gürkan’ı Ankara Kadın Platformu ile birlikte protesto eden bir avukat arkadaşımız şu anda Ankara Barosu tarafından soruşturuluyor. Bütün bu kötü sürecin sonunda bir de Fethiye’den beraat kararı çıktı. Ancak Fethiye Davası bize dayanışmanın ne olduğunu da öğretti, oradan öğrendiklerimizle Sakarya Davası’nı takip edeceğiz. Bu davayı Fethiye Davası’ndan daha ağır kılan şeylerden biri faillerden ikisinin emniyet görevlisi olması, bu kişilerin yargılama makamında da eşleri dostları olması davanın selameti açısından da kaygı verici. Yargılamanın “hukuka uygun” olduğunu düşündüğümüz zamanda bile yaşananlar göz önüne alındığında burada da olumsuz şeyler ortaya çıkabilir. Sakarya’daki bu davanın “rıza” konusundaki korkunç içtihadın değişmesi konusunda vesile olmasını istiyoruz. Rıza kavramı tecavüz suçunda tartışılacak bir kavram değildir.  Biz bu davayı da Fethiye’den öğrendiğimiz dayanışma ile takip etmeye devam edeceğiz.


SAKARYA’DA YAŞANANLARA KADINLARDAN CEVAP VAR

Sakarya’da da çok tartışılan bu davada kadınlar da harekete geçmiş durumda. Sakarya Kadın Platformu, kadın ve insan hakları örgütleri, çeşitli sendikalara ve siyasi partilere üye olan kadınlar da bugün adliye önünde olacak.  

Sakarya İHD Şube Başkanı Neslin Gümüş:   “Haziran ayından beri konunun takipçisiyiz. Biz de destek vereceğiz. Bu olaylar ne ilk ne de son. Bu ülkenin genel durumu bu. Kışkırtılmış erkekliği, devlet politikasını sorgulamak gerekiyor. Dava süreçlerinde kadın dayanışması çok önemli. Bundan güç alan kadınlar artık yaşadıklarını daha rahat anlatabiliyorlar. Mahkemelerin aldığı “rızası vardı” kararı kabul edilemez, kaldı ki bu olayda işin içinde emniyet mensupları da var. Birarada ve güçlü olmalıyız ki adalet yerini bulsun.”

Özgül Kahraman- Eğitim Sen Sakarya Şubesi Kadın Sekreteri “Her davada görüyoruz ki devlet adalet sistemiyle, bürokrasisiyle, bakış açısıyla kadınları şiddete, tacize ve tecavüze mahkum ediyor, adalet arayışlarının önünü kapatıyor, N.Ç. ve Fethiye Davası’nda gördüğümüz gibi kararlarıyla da bu bakış açısını tasdik ediyor, yaygınlaştırıyor. Sakarya’da kurulan ‘kızın da bir suçu vardır, mutlaka bir sebebi vardır’ cümlelerinde devletin ve adalet mekanizmalarının da parmağı var.  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı haberler gazetelerde çıktıktan sonra müdahil oldu, önemli ancak yeterli değil. Bizim diğer davalardaki dayanışma örneklerinden öğrenerek bu davaya daha güçlü sahip çıkmamız gerekir. Biz de Sakarya Kadın Platformu olarak takipçiyiz.”


N.Ç. DAVASINDA NE OLMUŞTU?

Mardin'de 2003'te 12 yaşındaki N.Ç.'ye, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 31 kişinin tecavüzünün yargılandığı davada karar, yedi yıl sonra çıkmıştı. Mahkeme heyeti, dört sanık hakkında beraat kararı verirken, o dönem Kızıltepe Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü olan R.S, Mardin İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli yüzbaşı E.E.'nin de aralarında bulunduğu 26 sanığa 1 yıl 8 ay ile 5 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi. Kararın gerekçesini açıklayan mahkeme heyeti N.Ç’nin istemediği kişiyle beraber olmayabileceğini ve eyleminin ahlâki kötülüğünün farkında olduğunu söyledi. Mahkeme, sanıkların N.Ç.'ye yönelik eylemini "zorla alıkoyma değil rızaen alıkoyma" diye nitelendirerek cezayı alt sınırdan belirledi. Yargıtay 14. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin “N.Ç’nin sanıklarla rızasıyla birlikte olduğu” yönündeki utandıran kararını onadı. Daire aynı gerekçeyle sanıklar hakkındaki “rızasını alarak alıkoymak” suçunun zamanaşımından düşmesi kararlarını da onadı ve böylece ‘zorla alıkoymak’ suçundan alacakları 5-10 yıl arası hapisten de kurtardı.


KADIN GAZETECİLER DE DAVANIN TAKİPÇİSİ

Kadın gazeteciler de davanın takipçisi olacaklarını açıklayan bir metin yayımladı. Metinde kısaca şu söyleniyor: "Haksız tahrik ve iyi hal indirimlerine tabi tutulan katiller, tecavüzcüler serbest bırakılıyor. Cinsel istismar kurbanı kız çocuklarında "rıza" aranıyor. Yaşadıkları travmalar adalet duygusundan yoksun kararlarla katmerlenen mağdurlar ile beraber, yazıp çizdiğimiz her haber bizlere de ayrı bir travma yaşatıyor. Tanığı olduğumuz her cinayet, her taciz, her tecavüz bizleri geri dönüşü olmayan bir umutsuzluğun içine sürüklüyor. Hepimizi çileden çıkartan tüm olumsuzluklara rağmen, hayat karartan utanç verici felaketlerin yinelenmemesi adına kamuoyu baskısı yaratmak için haber yapmaya elbette devam ediyoruz. Bu kapsamda, kadının insan hakları konusunda hissettiğimiz sorumluluk çerçevesinde, Sakarya'da cinsel istismar kurbanı 14 yaşındaki kız çocuğunun davasını yakından takip edeceğimizi duyurmak isteriz.”

ÖNCEKİ HABER

Apaydın kampında ne oldu?

SONRAKİ HABER

Kaza değil iş cinayeti!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...