Tehlikeli, ayrıştırıcı bir öneri

Bu öneriye  en sert tepki BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken’den geldi. Baluken AKP’nin kendisine nefes aldıracak bu öneri için Çiçek’i görevlendirdiğini söyledi.

ARINÇ SAHİP ÇIKMADI

Cemil Çiçek’in önerisi birçok kesimde farklı tepkilere yol açtı. CHP’den “Böyle bir öneri sunacağına Meclisi olağanüstü toplasın” yanıtı gelirken, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç öneriyi sahiplenmedi. Arınç, “O bildirinin muhatabı hükümet değildir, TBMM içi midir onu Sayın Başkanın açıklaması lazım” dedi.

Öneri metnini, “Sorunun adından başlayarak içeriğine kadar 30 yıldır denenmiş, ortaya konmuş ancak çözümsüzlüğü derinleştiren politikaların metne dönüşmüş hali” olarak nitelendiren İdris Baluken, “Eğer can kayıplarını önleme, ölümleri durdurma kaygısından hareket edilerek hazırlanmış olsaydı, sorunun adının doğru konulması gerekirdi” dedi. En başta yanlışla başlandığını, içeriğinin ise özellikle son dönemde Kürt halkını, BDP’yi hedefine alan linç yaklaşımının maskelenerek sürdürülmesini içerdiğini kaydeden Baluken, “Soruna yasal çerçevelerin tamamlandığı pişmanlık ve teslim olma çağrısı üzerinden yaklaşılıyor” dedi.

BDP’Yİ HEDEF ALAN BİR PROJE

Baluken, Çiçek’in  “anayasa” vurgusunu da eleştirerek, toplumsal haklar değil, bireysel haklar bağlamında yaklaşıldığının altını çizdi.  Metni “Toplumu ayrıştıran, bölen bir yaklaşımın Meclis Başkanı tarafından kağıda dökülmesi” olarak nitelendiren Baluken, “BDP’ye yönelik tam bir milli cephe yaratılması zemini. STÖ’leri, kadın ve gençlik çevrelerini de içeren milli cephe çağrısı. BDP’yi hedef almaya, kapatmaya yönelik toplumsal zemin oluşturma arayışı” dedi. Mevcut sorun güvenlikçi yaklaşımın devamı olduğunu, bazı maddelerde ise güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarının karşılanmasından söz edildiğini belirten Baluken, “Sanki güvenlik güçlerinin ihtiyaçları yeterince karşılanmamış, eğitim, sağlıktan esirgenen bütçe savaş bütçesine gitmemiş gibi bir algı yaratılmak isteniyor. Uçağından tankına, topuna kadar her şey Meclis tarafından sorgulanmadan, insanların en temel ihtiyaçlarının bile önüne konulduğu halde daha fazlası isteniyor” diye konuştu. Bunun, “Son derece talihsiz, kaygı verici ve halkları ayrıştırıcı” olduğunun altını çizen Baluken, uluslararası desteğin artırılmasına yönelik önerileri de eleştirdi. Türkiye’nin çatışmalı dış politikasına atıf yapan ve “AKP’nin dış politikası sorunlu, devletlerin iç işlerine karışmıyormuş gibi bir etki yaratılmaya, klasik 30 yıllık ezberci yaklaşım yeni gibi sunulmaya çalışılıyor” diyen Baluken, AKP’nin şiddete dayalı politikalarının, bunun da ötesinde devletin 30 yıldır uyguladığı şiddet politikalarının “Terörize edilmiş, kağıda dökülmüş hali” olduğunu vurguladı.

‘AKP’YE NEFES ALDIRACAK’

Baluken şu değerlendirmeyi yaptı: “AKP, Kürt, Suriye, Ortadoğu politikasında tam bir çıkmaz ve iflası yaşıyor. Bunun görülmesi ve tepkiler gelmesi ihtimalinin önüne geçilmesi için AKP yeni hamleler arayışında. Milliyetçi cepheyi arkasına alma peşinde. AKP kendisi hazırlasa idi, iflas politikalarının sahibi olarak destek görmeyebilirdi. Kendisi yapmak yerine tarafsızmış gibi görünen Meclis Başkanı üzerinden bu öneriyi ortaya attı. AKP’nin Cemil Çiçek’i görevlendirdiğini düşünüyorum. AKP’ye nefes aldırmak için kendine düşen görevi yerine getirdiğini düşünüyorum.Yoksa bu kadar gerçeklerden kopuk, çözümden uzak önerilere yer verilmesi düşünülemez.”

DEMOKRASİ CEPHESİ

Bu çağrıyı aynı zamanda “Tehlikeli kutuplaşmanın yeni bir arayışı” olarak nitelendiren Baluken, demokrasiden yana olanların bu deklarasyonu mahkum etmelerini istedi. BDP’ye karşı yeni bir milli cephe oluşturmayı hedefleyen bu politikaya, çağrıya karşı “demokrasi deklarasyonu” hazırlanmasını beklediklerini vurgulayan Baluken, BDP’nin  MYK’sını toplayıp bu öneriyi parti organlarında konuşup tartışacağını ifade etti. Baluken, “Türkiye’deki demokrat çevrelerden ‘güvenlikçi, terörle mücadele’ mutabakatını mahkum etmelerini beklediklerini” yineledi. (Ankara/EVRENSEL)

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in kamuoyuyla paylaştığı “teröre karşı ulusal mutabakat” yaklaşımının, yurttaşların can güvenliğini sağlamaktan ve halkın ortak yaşamını korumaktan uzak olduğunu belirtti.

Tüzel yaptığı yazılı açıklamada, teröre neden olan çözümsüz savaşçı politikaların saptanması gerektiğini belirtti. Metnin hükümet ağzıyla hazırlandığına dikkat çeken Tüzel, muhalefetin görüşleri için Meclisin de toplanması gerektiğini belirtti.

Şiddet ve terörün kimsenin benimsemesi gerektiğini söyleyen Tüzel, “Ancak silah bırakma çağrısı için önce hükümet ve meclisin Kürt sorunu çözümü doğrultusunda adım atması,  düzenlemeler ve girişimlerde bulunması gerekmektedir. Bu olmadıkça bu çağrının karşılığının olmayacağını Meclis Başkanı dahil herkes bilmektedir” diye ifade etti .

Kadınlara ve gençlere yapılan çağrıyı da manidar bulan Levent Tüzel, çağrının savaşın mağdurlarına yapılmasına tepki gösterdi. “Yeni bir anayasa” denilerek her şeyin buraya havale edilerek bir beklenti yaratılarak, hükümetin eline koz verildiğine dikkat çeken Tüzel, “Yeni bir anayasa için demokrasi ve özgürlüklerin yolunu açmak,  yol temizliği için ne beklenmektedir? Muhalefet güçlerinin iyice sindirilmesi mi?​” diye sordu.

Kürt sorununun ekonomik kalkınmayla izah edilmesinin ulusal hak ve eşitlik arayışını görmemekte ısrar ve çözümsüzlükte ısrar olduğunu belirten Tüzel, “üniter devlet yapısı” denilerek, Kürtlerin demokratik özerklik talepleri ve mücadelesine karşı durulduğunu belirtti.Özerkliğin birlikte yaşamanın yolu olduğunu anlatan Tüzel, “Çözüm halkın eşitlik özgürlük ve demokratikleşme taleplerine savaş ve baskı politikalarıyla yanıt vermekten değil, barışta müzakerede demokratik siyasette ısrar etmekten geçmektedir” dedi. Tüzel, barışı kazanmak için mücadele çağrısında bulundu. (İstanbulEVRENSEL)