16 Mayıs 2018 11:13

Türkiye İşçi Sınıfı Tarihinden Portreler 2000-3

Türkiye işçi sınıfının yakın dönemdeki hareketlerinden en dikkat çekenleri TEKNOROT işçilerinin ve Saya işçilerinin direnişiydi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türk Metal üyesi TEKNOROT işçileri, 2017 yılında yapılacak sözleşmeden umutluydu. Borç içinde boğulan, çocuğunu okula harçlıksız yollayan işçi asgari ücretten kurtulmak istiyordu. Türk Metal yöneticileri de söz üzerine söz veriyor, “gemileri yaktık, greve hazır olun” diyordu. 8 Mayıs 2017’de işçiye sorulmadan sözleşmenin imzalandığı, işçinin yine asgari ücrete talim edeceği ortaya çıktı. 2015 metal direnişini ve Renault işçilerinin mücadelesini de takip etmiş olan işçiler, aynı şekilde 3 vardiyada üretimi durdurdu, işyerine kapandı. Türk Metal’den istifa eden işçiler, sözleşmenin yenilenmesini istedi. Ancak bir komiteleri yoktu, komite kurulması gerektiği önerilerine “Herkes burada komiteye gerek yok” yanıtı veriliyordu. Kadın erkek yaklaşık 1000 işçinin direnişi 3 gün sürdürdü. Sonunda emniyet devreye girdi. Emniyet müdürü, il alay komutanı ve patron ardı ardına işçilere seslendi. Daha sonra toplantıya geçildi. İşçiler önce 9, sonra kandırılırlar diyerek 30 işçiyi patronun yanına yolladı. Toplantıdan çıkan işçiler “Patron aileyiz diyor, eskisi gibi olalım diyor, imkanı olduğunda zam yapacağını söylüyor” açıklamalarını yaparken, kolluk güçleri de işçileri fabrikayı boşaltmaya zorladı. Karar alacak bir mekanizma olmayınca her kafadan bir ses çıktı, işçi bölündü, dağıldı ve direniş bitti. Daha ilk gün, rahatsızlığı olan işçiler ağır işlere verildi, işçilere uzun çalışma dayatıldı.

SAYA DİRENİŞİ

Saya işçileri ilk büyük eylemlerini yaptıklarında yıl 2012 idi. O zaman bir hafta eylem yapmış ve kazanmışlardı. İşçiler, 2012 yılında kazandılar ama kazanımları o yıl ile sınırlı kaldı. Çünkü gelecek yıllara dair bir zam pazarlıkları olmamıştı, böyle bir tecrübeleri yoktu, üstelik kazanımlarını yazılı bir sözleşmeyle, protokolle bağıtlamamışlardı. 

EN SON ZAM 2012’DE ALINDI

Aradan geçen beş yılda işçilerin diktikleri saya çifti başına aldıkları para aynı kaldı. 2012 yılında aldıkları yüzde 25 zam o yılda kaldı. Ama hiçbir şey yerinde durmadı, temel tüketim mallarının tümü zamlandı. Ülkede ve bölgede çok şey değişti. Suriye’ye müdahale sonucu yaşanan savaş milyonlarca Suriyeli’nin Türkiye’ye göç etmesine neden oldu. Suriyeli emekçiler en kolay iş bulacağı alanlara yöneldi. Tarım, inşaat, temizlik, atık toplayıcılığı, tekstil ve sayada çalışma bunların arasındaydı. Bini aşkın ayakkabı-saya işçisinin çalıştığı çarşıda en az yüz Suriyeli de artık bu sektörün bir parçasıydı. Son beş yılda sayacıların zam alamamasını Suriyelilerin çalışmasına bağlayan yerli işçiler vardı. Suriyelilerin düşük ücretle çalışmayı kabul ettiğini düşünüyorlardı. Oysa bölgede fason iş yaptıran ayakkabı firmaları Suriyelilerin mecbur olmasını kullanıyordu ve onlara ucuza iş yaptırıyordu. Sayada yer yer işçiler arasında Suriyelilere tepkiler olsa da bu işin kendi örgütsüzlüklerinden kaynaklandığı, çözümün birlik ve beraberlikte olacağına karar verdiler. Patronların ucuza çalışmak zorunda kalmalarına güvenerek ücretleri aşağıya çektiğini ifade eden Suriyeli mülteci işçiler de, bu durumu değiştirmek için diğer işçi arkadaşlarıyla birlikte mücadele etmeyi seçti.

SİPARİŞLERİN EN YOĞUN OLDUĞU ZAMANDA

Türk, Kürt, Suriyeli... Tüm işçiler birleşerek beş yıl sonra yeni bir eyleme giriştiler. Bu sefer eksiklerini tamamlayarak ve daha iyi bir örgütlenme sağlayarak işe başladılar. Saya işçileri 2012 eyleminden öğrendiklerini, oradan biriktirdiklerinin üzerinden direnişi sürdürdü.

İşçiler daha önceki iş bırakmadan farklı olarak bu sefer siparişlerin en yoğun olduğu zamanda greve gittiler. Zira yeni eğitim-öğretim dönemi başlıyordu, açılan okullar aynı zamanda yeni ayakkabıların alınması demekti. Aynı zamanda kış sezonu da başlamıştı, yurt içi ve yurt dışına çok sayıda siparişler üretilmeyi bekliyordu. Saya işçileri ayakkabı patronlarının, firmaların böyle sıkışık bir zamanda kararlından vazgeçemeyeceğini ve çok dayanamayacaklarını öngörmüştü.

Bu sefer iş bırakılıp eyleme geçilince ilk olarak irili-ufaklı atölyelerden işçi temsilcilerinin oluşturduğu bir komite kurdular. Bir de sözcü belirlendi. Bu komiteye onlarla aynı işi yapan, aynı tezgah başında çalışan Suriyeli işçiler de alındı. İşçi komitesi, bütün işçileri dinledikten ve önerilerini aldıktan sonra toplantı yaparak talepleri belirledi. İşçilerin talepleri şöyleydi:

1- Bu yıl için geçerli olmak üzere yüzde 25 zam,
2- Her yeni yılda asgari ücret belirlenirken saya işçilerine yüzde 10 zam yapılması,
3- İşçilere verilecek zammın Suriyeliler de dahil olmak üzere herkes için geçerli olması ve yazılı bir protokolle imza altına alınıp kalıcı hale getirilmesi.

Komitenin diğer bir kararı 2012 direnişinden sonra kurulmuş olan işçi derneğinin faal hale getirilmesi ve onun yeni yönetiminin doğrudan işçiler tarafından seçilmesi oldu.

Üç gün süren eylemde işçiler birliklerini bozmayınca sabırla ve inatla direnince patronlar dize geldi. Üçüncü günün akşamı işçilerin yüzde 25 zam talebi, yüzde 13’ü şimdi, yüzde 12’si aralık ayında olmak üzere kabul edildi. İşçilerin her senenin Ocak ayında yüzde 10’luk zam talepleri de kabul edilmişti.

İşçilerin kazanımla biten direnişi sevinçle karşılanıp bir sonraki gün işbaşı yapıldı. Ancak komitenin kabul ettirdiği zam patronların yüzde 40’ı tarafından kabul edilmediği gibi kabul edenler de imza altına alınmasına yanaşmadı. Patronlar, sözleşmeyi aralık ayında imzalamayı işçi komitesine teklif ederek işçileri oyalayıp, siparişlerini bir an önce yetiştirip, süreç içinde de işçi birliğini dağıtmayı hedefledi. Ancak işçiler süreci aklıselim bir şekilde yürüttü. Direnişin ikinci kez 1200 işçinin katılımıyla kararlılıkla sürmesi üzerine bu sefer patronlar heyet oluşturarak, işçi komitesiyle toplantı yaptı. Görüşme sonunda tüm işçilere yüzde 21 zam (Yüzde 13 hemen yüzde 8 ise aralık ayında yapılmak üzere) yapılması ve her yıl en az yüzde 8 olmak ve o günün şartlarına göre görüşmek üzere anlaşma sağlandı. 73 firmayla saya işçileri adına imzalanan sözleşme, 1200 işçiyi kapsadı. Sonuçta işçilerin kararlılığı, birlik ve beraberliği bu sefer, patronların sözleşme imzalamayı kabul etmesiyle belgelendirilmiş oldu.

ÖNCEKİ HABER

Marx 200 yaşında, Marksizm hâlâ güncel!

SONRAKİ HABER

Şimdi daha gür biçimde: Cerrahpaşa bizimdir, bizim kalacak!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...