16 Mayıs 2018 09:54

Bugünü ve 'şey'leri tiyatroyla anlamak

Geçen sayıda okuldaki tiyatro oyunlarını Genç Hayat ile paylaşan İTÜ Sahnesi, bu sayıda da diğer iki tiyatro topluluğunun oyunlarını paylaşıyor.

Görsel: İTÜ Kulüpler Birliği afişleri

Paylaş

Bilgesu Eyi- Bilal Can Çeliköz
İTÜ Sahnesi- Savaş Baba

Yunan Yazar Yakavos Kambellinis’in albaylar cuntası döneminde yazıp baskılar neticesinde revize etmek zorunda kaldığı bir metin. İTÜ Sahnesi olarak bu metni uyarlayarak güncelleştirdik.

Bu yıl metinde yer alan antimilitarist duruşu ve totaliter rejimlere geçişi inceledik. Metinden farklı olarak militarist Makedon toplumunun komutanı Dimitrios’u karikatürize ederek aptal, gaddar iktidar olma sebeplerini ve bunun her insanın doğasında olmayışını; bu özelliklerin toplumsal dayatma ile karakterde ortaya çıktığını göstererek kapitalizm ve militarizmin görüldüğü oyunda iktidar ilişkisinin değişmediğini vurguladık. Günümüzde de baskıcı veya özgür olarak algıladığımız toplumların yansımasını görüyoruz. Kitle iletişim araçlarına sahip iktidarlar, baskıcı rejimlerini ve ezilenleri gizleyerek algılayıcılara refah içinde yaşadıklarını gösteriyorlar. Oyun içinde de turizm cenneti olarak lanse edilen ancak baskının devam ettiği”refah ülkesi” Rodos’un kendini savunma, iktidarını koruma amacıyla militarist bir ülkeye dönüşümünü görüyoruz.

Oyun ayrıca ülkeyi kurtarmak için kendini feda etmesi istenen Urania, sanatını iktidar için yapması istenen Haris, Rodos’un kültürünü pazarlaması istenen Mentis gibi öğelere de sahip.  Militarist bir topluma, iktidar ilişkisi olarak hep yakın olduğumuzu görmek bizi heyecanlandırdı. Dimitrios üzerinde uyarlayarak yaptığımız dramaturji, bizi de düşünmeye itti ve bu oyunu sergilemeye karar verdik.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, İATG kapsamında Boğaziçi Üniversitesi ve İTİŞ kapsamında İTÜ’de oynadık. Fuayelerde sanatçının savaşa karşı duruşu üzerinden günümüzde sanatçının konumunun yanı sıra ülkeleri savaşa iten sebepler tartışıldı. Günümüzde süren savaşların içeriğini, iletişimsizlik ortamı yaratılarak hükümetlerin bakış açılarını topluma özümsetmeleri tartışıldı.

Oyun, 19 Mayıs’ta Ankara Üniversitesi’nde oynanacak. İTÜ ve YTÜ’de birer oyun oynanabilir. Gelişmelerden haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirsiniz.

*İstanbul Amatör Tiyatro Günleri
**İstanbul Tiyatro Şenliği


Bilgesu Eyi- Fatma Köroğlu
TİMİS – Marat / Sade

Marat / Sade, oyun içinde oyun olarak gelişiyor. Jean Paul Marat 1793’te Charlotte Corday tarafından öldürülmüş, Fransız devriminin Jakoben liderlerinden biri. Corday Jirondenlerden. Bu gruplar devrime beraber başlamışlar. Jirondenlerin ılımlı, Jakobenlerin radikal olduğunu söyleyebiliriz. Marat ve Jakobenlerin kurmak istedikleri topluma ters olan her şeyi yok etmeye çalıştıkları dönem “Terör Dönemi” diye adlandırılıyor. Marat da o dönemin başlarında lider olmuş biri. Sonuç olarak Marat kendi bakış açısıyla iyi ve erdemli bir toplum oluşması için her şeyin bitmesi, küllerinden yeniden doğması gerektiğini düşünüyor. Jirondenler ise kendi çıkarlarını boşveremeyecek durumdalar. Corday Cean'da yaşıyor ve orası Jirondenlerle dolu bir yer. Corday’in çok fazla yakını öldürülmüş, Jironden düşüncesinin etkisinde kalmış. Marat’yı öldürmek istiyor. O zamanlar feminizmin doğmaya başladığı zamanlar. Corday de bu anlamda önemli bir yer tutuyor. Sade, tamamen bireyci bir insan. Din eğitimi  almış ve dinin ne kadar yozlaşmış olduğunu görmüş. Yaşadığı aristokrat sınıfın yozlaşmış değer yargılarını, ikiyüzlülüklerini eleştiriyor; yaşam tarzında yargılandığı pek çok şeyin aslında aristokratlar arasında yaygın olduğunun farkında, o sadece gizlemeden yapıyor. Başlarda intikam alma hırsıyla o da devrime katılıyor ama sonra her şeyin mekanikleştiğini ve bireyin öldüğünü görüyor. Sade, bu bireyselliğin ölüşüne dayanamayıp devrime karşı hayal kırıklığına uğruyor ve devrimden geri çekiliyor. Sade gerçek hayatta pek çok oyun yazıp yönetiyor. Bu oyundaysa Peter Weiss’ın yazımıyla  temel olarak Corday’in üç kez kapıya gelişi ve sonrasında Marat’nın öldürülüşünü anlatan bir oyun yazdığını görüyoruz Sade’ın.

Geçen sene Kuşlar Meclisi’ni oynamıştık. İnsanın özüne ulaşabilmesi üzerine düşündüğümüz bir oyundu. Bu zor sürece henüz başlayamamış olabiliriz ama bir şeyleri anlayabilme çabamıza dair keyifli bir süreç geçirdik. Daha sonra bu oyun ile karşılaştık. Bireyi, Kuşlar Meclisi ile tamamen aynı noktada ele almasa da bir şeyleri anlamaya çalışıyoruz. Toplumun bize gösterdiği düzenden bazen memnun olmuyoruz. Hayata dair değiştirmek istediğimiz çok şey var ama bir yandan da bunlara elimizi sürmeyip kendimizi bundan kurtarmaya çalışan dertlerimiz var. Toplumculuk ve bireycilik düşüncelerini anlamaya çalışıp ne kadar Marat ne kadar Sade’ız anlamak istedik.
Oyunumuzu Kadir Has, Eskişehir Anadolu, ODTÜ, Boğaziçi ve Ege Üniversitesi’nde de oynadık. Aldığımız yorumlar verdiğimiz emeğin karşılığını aldığımızı gösterdi.

ÖNCEKİ HABER

Parrhesia: Marx 200 yaşında!

SONRAKİ HABER

Öğrencilerle beraber hayatın içinde bir komisyon: Genç-İMO

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...