15 Mayıs 2018 00:14

Meşe ağacı

Meşe ağacı misali, Kürtçe, uzun yıllar saldırılara karşı direndi. Meşe ağacının kurumaması için, yaşayabileceği atmosferi oluşturmak gerekir.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

İsmail DİNDAR
Yazar

İlk sayısı 15 Mayıs 1932 yılında, Suriye’nin başkenti Şam’da yayınlanan, Kürt Dil Bilimci, Yazar, Şair Celadet Ali Bedirhan öncülüğünde, Kürt aydınlar tarafından  kurulan, kültür, sanat ve felsefe dergisi HAWAR’ın(*) gün yüzüne çıktığı tarihsel günün, yıllar sonra Kürtler tarafından “Dil Bayramı” ilan edilip ve gelenekselleştirilerek kutlanması olgusu ilginç, ilginç olduğu kadar önemli, öneminin yanı sıra da bir ironiyi barındırıyor aslında.

İlginçliği, sıradan bir derginin yayın hayatına başlamasının, bir bayram günü olması önemini  taşımasının öznel ve belki de yeryüzünün başka hiçbir yerinde örneğine rastlanmasının mümkün olmaması. Önemi, özellikle 1920’li yıllardan itibaren ve günümüze kadar sürüp devam eden Kürt’ün ve buna bağlı olarak seyreden dili Kürtçenin tarihsel, sosyal, siyasal serüvenlerinde saklı tabii ki. İroni kısmı ise, bir derginin yayın hayatına başlamasını, bir milat, bir diriliş ve bayram olarak algılayıp bilince çıkaran anlayışın günümüzde bunu pratik alanda yaşam bulamamasıdır.

Kuşkusuz cumhuriyetin ilanı ile birlikte toplumun har alanında planlı ve sistemli bir şekilde uygulanan asimilasyon politik uygulamaları karşısında, meşe ağacı misali,  Kürtçe doğal direnme alanları ile uzun yıllar saldırılara karşı direndi. Bu süreçte lokal anlamda asimilasyon karşıtı bilinçli çabalar olsa da direnmeyi güçleştiren yüzyılların birikimi ve ürettiği kültürel alt yapısıydı. Geleneksel Kürt yaşam biçimi ve kültürel değerleri (dengbêj geleneği gibi), toplumsal eğitim yapısı (medrese, aşiret gelenekleri gibi), kırsal yaşam alanlarının çoğunluğu oluşturması, bu alanlarda elektrik, radyo, televizyon, gazete, dergi vb. asimilasyon araçlarının etki alanı oluşturamamaları gibi gerçeklikler, bu süreçte asimilasyonun başarılı olması önünde önemli engeller oluşturmuşlardır.

Ancak sonra özellikle de Özal dönemi olarak da adlandırılan, Kürt yerleşim birimlerinin en ücra köşesine kadar elektrik ve dolayısıyla televizyonun taşınması, beraberinde gelişen okullaşma oranı, öteden beri bu amaç doğrultusunda geliştirilip yaygınlaştırılmaya çalışılan yatılı bölge okulları uygulamaları ile hızlanıp günümüz koşullarında, internet ve yoğunlaşan okullaşma faaliyetleri meşe ağacının direncini her geçen gün biraz daha azaltmaktadır.

Her koşuldaki  doğa koşullarına direnip ayakta durmaya çalışan meşe ağacı misali bu hızlı, etkili ve çokça yaygın asimilasyon baskıları karşısında nefes alamaz duruma gelmiş bulunmaktadır. Kuşkusuz koşullar, ülkede seyreden siyasi durum ve gelişmelere göre bazen gerilemekte bazen de ilerlemekte olsa da, asıl sorun ve buna bağlı olarak da çözüm, asimilasyon canavarınca yutulmasına ramak kalmış bir dilin, geciktirilmeden her türlü eğitim alanında yer edinmesi gerçekliğidir.

Kürtçenin günümüzde ve her zaman en büyük handikabı, siyasallaşmış olması, her kesim tarafından siyasallaştırılmış olmasıdır. Oysa bir dilin yazılı veya sözlü, sanat, edebiyat, veya siyasi felsefi alanlarda  kullanımının her hangi bir siyasi ifadesinin olması, yeryüzü yuvarlağında örneği görülmüş değildir. 

Nefes alıp vermek kadar doğal olan bir işlevin, bir olgunun, bir gerçekliğin siyasi olgularla yüklenmesi, anlamlandırılması kuşkusuz Kürtlerin coğrafi, siyasi ve toplumsal dağılmışlıkla şekillenmiş olması ile sıkı sıkıya bağlıdır. Dolayısıyla her geçen gittikçe büyüyen yok olma tehlikesinden kurtuluşun tek yolu, Kürt sorununun; dilini de, kültürünü de, toplumunu da ekonomik yapısını da refaha eriştirecek demokratik çözümüdür.

Genç nesiller tarafından konuşul(a)mayan, eğitim, sanat, kültür, ticaret, kısacası üretimin her alan ve sürecinde beslenmeyen bir dilin gelişimi bir yana ayakta durabilmesi, kuşaktan kuşağa aktarılması da dünyada henüz görülmedi.

Kuşkusuz meşe ağacının kurumaması için, onun yaşayabileceği atmosferi oluşturmak gerekir. Bu atmosfer, sözle, sanatla, müzikle, edebiyatla ama illa da eğitimle oluşur. Günümüzde var olan gerçeklik, “HAWAR” dergisinin adında da anlam bulan, tehlike durumundan daha acildir, daha acıdır.

Bu gerçeklik doğrultusunda, yapılmayanlar, yapılması gerekenler bilince çıkarılıp yapılabilinirse, Kürtçenin de Kürt’ün de bayramı anlam ve hayat bulacaktır.

Roşana zimanê kurdî pîroz be…(**)

(*) İmdat.
(**) Kürtçe dil bayramı kutlu olsun.

ÖNCEKİ HABER

İktidarlar ve bilim insanlarına yaklaşımları üzerine

SONRAKİ HABER

Filistin halkına yönelik saldırılara siyasi partilerden tepkiler geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...