13 Mayıs 2018 22:48

Başka zaman sorulmayan halleri sorulmaya başlanmış

Diyarbakır'ın en yoksul mahallelerinden olan Benûsen'de başka zaman sorulmayan haller erken seçim öncesi sorulmaya başlandı.

Fotoğraf: Fırat Topal/EVRENSEL

Paylaş

Serpil BERK
Fırat TOPAL
Diyarbakır

Yaklaşan 24 Haziran seçimlerini Diyarbakır’ın en yoksul mahallelerinden biri olan Benûsen’de yurttaşlarla konuşuyoruz. Düzenli işleri olmayan, ekmeklerini kendi tandırlarında pişiren mahalleli, başka zaman hallerini kimselerin sormadığını anlatarak, şimdilerde ise para ve erzak yardımı yapıldığını anlatıyorlar. 

Alınan erken seçim kararı öncesi seçimin nabzını tutmak için Diyarbakır’ın en yoksul mahallelerinden biri olan Benûsen’e gidiyoruz. Tarihi surların yanı başındaki Benûsen, ‘90’lı yıllarda boşaltılan köylerden zorunlu göçle gelen ailelerin kurduğu bir mahalle. Mahallede evler iç içe geçmiş şekilde inşa edilmiş. Son zamanlarda ise Sur olaylarından dolayı buraya epey aile yerleşmiş. Mahallenin büyük bir bölümünün düzenli işi yok. Kadınlar evde, erkekler de günlük birlik işler yapıyor. Ekmeklerini mahalle aralarına yaptıkları tandırda kendileri pişiriyor. 

‘YOKSULUZ KİMSENİN UMURUNDA DEĞİL’

Mahallede dolaşırken sokak kapısında oturan 3 kadına rastlıyoruz. Muhabbet etmek istediğimizi söylüyoruz. Buyur ediyorlar. Seçimin yaklaştığını ve ne düşündüklerini soruyoruz. Önce çekiniyorlar daha sonra Nazire adındaki (40) kadın, “Biz sizin yardım dağıtmak için geldiğinizi sanmıştık” diyor. Gazeteci olduğumuzu söyledikten sonra “Hangisi hayırlısı ise o olsun. Ama buraya bakın, burası Diyarbakır’ın en yoksul mahallesi, kimse buraya bir şey yapmıyor. Elektrik bile doğru düzgün yok. Duyduk ki mahallede şimdi para ve erzak yardımı yapıyorlar. Başka zaman halimizi soran yok” diye sitem ediyor.

Daha sonra lafa Zozan giriyor. Zozan  20 yıldır Benûsen’de yaşıyor. O da Nazire ile aynı yaşlarda, “Buraya sadece bir pazar kurdular, başka da hiçbir şey yapmadılar. Kurdular ama ne fayda kimsenin alacak parası yok. Geçen gün pazarda domates 1 TL idi. İnsanlar akın etti. Pazarcının tezgahı hemen boşaldı, ucuzdu diye. Zaten yoksuluz, bu kimsenin umurunda değil bari barış olsun, biz bunu istiyoruz” diyor. Oyunu kime vereceğini sorduğumuzda ise “Kim hayırlı bakacağız” diyor.

ÇEK ÇEK ARABASIYLA GEÇİMLERİNİ SAĞLIYORLAR

Oradan ayrılıp  mahallede dolaşmaya  devam ederken tandırda ekmek pişiren iki kadına denk geliyoruz. Kolay gelsin dedikten sonra sohbet etmek istediğimizi söylüyoruz. Yaklaşan seçim hakkında ne düşündüklerini soruyoruz. 38 yaşındaki Vezire abla mahalleye sonradan gelmiş. evi  Sur’da, sokağa çıkma yasaklarında yıkıldığı Savaş Mahallesi’ndeymiş. Vezire abla bir yandan ekmek pişiriyor diğer yandan bizimle konuşuyor: “Biz oradan çıkarken giysilerimiz dışında bir şey alamadık. Bize 5 bin TL eşya parası verdiler. Bir süre kira yardımı yaptılar ama evimiz karşılığında bize para verdikten sonra kira yardımını kestiler. Evimize karşılık verdikleri para ile ev alamıyoruz. Günden güne tükeniyor o para da, 350 TL olan kirayı bile ödeyemiyoruz. 7 kişiyiz, iş yok, eşim çek çek arabasıyla yük taşıyarak bizi geçindirmeye çalışıyor ama çok zorlanıyoruz. Bundan dolayı bir çocuğumu okuldan almak zorunda kaldım, şimdi terzide çalışıyor. Bugün fırına verecek param olmadığı için mecbur tandırda ekmek pişiriyorum. Sur’da iken ev bizimdi, yoksulduk ama bu kadar kötü durumda değildik. Gönlüm oyumu kendime vermekten yana belki hayırlısı olur.” 

‘ONCA YILDIR NE YAPTILAR? HİÇBİR ŞEY’

Daha sonradan tandıra gelen Halime Baran ise “Onca yıldır bize ne yaptılar? Hiçbir şey. Burada günübirlik yaşıyoruz. Evde tek bir kişi çalışıyor o da ay başını getiremiyor. Her şeye zam geliyor bir şey alamıyoruz.  Kürtlere bakan, umursayan yok. Ben istiyorum Kürtler kazansın, bir kere de kazanalım ne olmuş?​” diyor. 

‘TANDIRDA EKMEK YAPMAK ZORUNDAYIM'

Süheyla’yı (27) ilk olarak el arabasıyla tandır için gerekli odunu ve hamur dolu leğeni taşırken görüyoruz, daha sonra tandır başında denk geliyoruz. 3 kızı var Süheyla’nın 6 aylıkta hamile. Tandırı göstererek “Bakkaldan ekmek alamıyoruz, mecburen tandırda pişirmek zorundayız. Mecbur olmasam bu halimle niye ekmek pişireyim ki? ” diyerek dertleniyor bize.

Doğup büyüdüğü Sur’dan çatışmalı dönem sonrası ayrılmak zorunda kalmış şimdi ise 250 TL vererek kiralık bir evde oturuyor. Evlerine verilen para yeni bir ev almalarına yetmediği için parayı geri verip konut istediklerini söylüyor ve ekliyor: “Sur yıkılınca İŞKUR’dan geçici iş verdiler sonra da iş yok dediler. Eşim parke taşı döşeme işi yapıyor, taşeron olarak çalışıyor. İş olunca gidiyor olmayınca gitmiyor.”

‘SORUNLARIMIZA ÇARE OLURLARSA OY VERİRİM’

Neden başka yeri tercih etmeyip Benûsen’i tercih ettiğini sorduğumuzda ise “Burası fakirin yeri başka yere gücümüz yetmez” diye anlatıyor. Yaklaşan seçimleri soruyoruz: “Oy kullanmak istemiyorum. Kime oy vereyim ki? Kimse yoksulu düşünmüyor. Sorunlarımıza çare olsalar niye oy vermeyeyim? Onlara göre Sur mağdurluğu bitti ama öyle değil. Hiçbir eşyamızı alamadan evimizden çıkmak zorunda kaldık.”

ÖNCEKİ HABER

Edebiyat yolculuğu

SONRAKİ HABER

‘Kürt dili varlık yokluk mücadelesi veriyor’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...