27 Ağustos 2012 13:07

Kılıçdaroğlu'dan Erdoğan'a Suriye mektubu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a bir mektup göndererek "Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Suriye’nin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Türkiye, barış ve uzlaşıdan yana bir politika izleyerek, öncelikle şiddete son verilmesini sağlamalıdır” dedi &ou

Kılıçdaroğlu'dan Erdoğan'a Suriye mektubu
Paylaş

Üç sayfadan oluşan mektubun "Sunuş" bölümünde Kılıçdaroğlu komşu Suriye'deki gelişmelerin Türkiye’nin başta güvenliği olmak üzere, ekonomisi, sosyal huzuru, turizm ve taşımacılık alanları dâhil, çok geniş kapsamda olumsuz etki yapmaya devam ettiğini bildirdi. Suriye'deki şiddet ve çatışmaların durdurulmaması halinde ülkenin parçalanması, iç savaş boyutlarının genişleyerek bölgesel ve uluslararası bir ihtilafa dönüşmesinin de dışlanamayacak bir olasılık olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
“Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Suriye'nin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Türkiye, barış ve uzlaşıdan yana bir politika izleyerek, öncelikle şiddete son verilmesini sağlamalıdır. Kardeş Suriye halkının insan onuru ve haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir rejim çerçevesinde güven ve huzura kavuşmasını istiyoruz.
Uluslararası toplumun çözüm gayretleri maalesef şu ana kadar istenilen sonuçları verememiştir. Mevcut koşulları ve daha Önce CHP olarak gündeme getirdiğimiz önerileri de dikkate alarak, bu sefer hazırladığımız Suriye için kapsamlı çözüm önerimizi ekte takdim ediyorum. İnancımız odur ki, Hükümetinizin bu öneriye sahip çıkması halinde, uluslararası toplumun çabaları yön ve etkinlik kazanabilecektir. Zira, Suriye konusunda Türkiye'nin, başka hiçbir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar ağırlık ve etkisi vardır.”

CHP’NİN ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Mektubun, “Gerekçe” bölümünde kan kaybetmeye devam eden Suriye’nin olası bir parçalanma sürecine girdiği, BM Genel Sekreteri ve Arap Ligi Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın şiddetin yaygınlaşması ve durumdan tarafları ve uluslararası toplumu sorumlu tutarak istifa etmesiyle krizin yeni bir evreye ulaştığı vurgulanırken şöyle denildi:
“-BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin izlenecek yol ve yöntem hakkında hala işlevsel bir görüş birliği sağlayamamaları sorunu derinleştirmektedir. Bunalımın çözümü için etkili ağırlık koyabilecek bir güç olan Türkiye ise bunu yapamamıştır.
-Türkiye; Suriye'nin çökmesine, şiddetin sürmesine, halkının daha fazla acı çekmesine ve bunalımın ülke dışına taşmasına izin vermemelidir. Bu nedenle, Türkiye'nin, yeni bir başlangıç yaparak ağırlığını Suriye'de barış, uzlaşma, istikrar ve güvenden yana koyması gerekmektedir.”
“Sorun” başlıklı bölümde Suriye meselesinin; halkın demokrasi, özgürlük ve onurlu yaşam beklentilerinin dış güçler tarafından yönlendirilmeye ve ülkenin geleceğinin Suriyelilerce değil, dışarıdan dayatılan hedefler doğrultusunda belirlenmesine çalışılmasından kaynaklandığı ileri sürüldü. Bugün yaşanan çatışmalı sürecin; Suriye'nin parçalanmasına ve diğer bölge ülkelerinin toprak bütünlüklerini de etkileyecek şekilde gelişmesine yol açabileceği olasılığının güçlendiği belirtilen mektubun “Çözümün Hedefi” başlıklı bölümünde; çözümün Suriye için getirmesi gereken sonuçlar şöyle ifade edildi:
“1. Şiddetin sona ermesi,
2.Ülkenin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün korunması,
3.Ülkedeki bütün din, mezhep ve etnik grupların varlık ve haklarının anayasal ve uluslararası hukuk zemininde güvence altına alınması,
4.Demokratik, hukukun üstünlüğüne dayalı, insan haklarına ve özgürlüklere saygılı bir düzenin kurulması.”
Mektubun “Çözüm Yöntemi” başlıklı bölümünde ise TBMM’nin Suriye konusunda olağanüstü toplanarak bir deklarasyonla 2. maddede belirtilen uluslararası konferansın düzenlenmesi çağrısında bulunması gerektiği savunuldu.
BM Genel Sekreteri'nin himayesinde BM Güvenlik Konseyi Daimi üyeleri, Arap Ligi, AB, İran, Suriye'nin Arap komşuları ve Türkiye'nin katılacağı bir uluslararası konferans düzenlenmesi talebi dile getirilirken konferansa tam yetkili olmaları sağlanan Suriye rejimi ve muhalefet temsilcilerinin davet edilmesi istendi. Mektuba şöyle devam edildi:
"Konferans üç bölümden oluşmalıdır: Birinci bölüm - Açılış: Bu bölümünde katılımcılar görüş ve beklentilerini açıklayacaklardır. İkinci bölüm - Konferans: Bu bölümde konferansa verilecek 15 günlük bir arada Suriye yönetimi ile muhalefetin BM Genel Sekreteri'nin gözetiminde müzakerelere başlayacakları ve tamamlayacakları bir aşama olacaktır. Diğer bir deyişle, ikinci bölüm, Suriyelilerin kendi kaderlerini kendilerinin belirleyeceği kilit aşamayı oluşturacaktır. Üçüncü ve son bölümde ise; verilen aradan sonra tekrar toplanacak olan Konferansta, BM Genel Sekreteri tarafından hazırlanacak ve Suriyeliler arasındaki anlaşmayı yansıtan belgeyi BM Güvenlik Konseyi'ne sunulmak üzere onaylanacaktır."
CHP, Suriyeli tarafların, Konferansın ikinci bölümünde, “Ateşkes, Sahadaki fiili duruma ilişkin mutabakat, Ülkedeki bütün din, mezhep, etnik ve diğer farklı grupların varlık, kimlik, hak ve özgürlüklerinin güven ve teminat altına alınması, Suça karışmamış tutukluların salıverilmesi, İnsani yardım akışının sağlanması, Suriye’den kaçanların geri dönüşlerine ilişkin koşullarının tespiti, Siyasi geçiş süreci koşullarının ve takviminin belirlenmesi, Yeni Anayasa, siyasi partiler ve seçim yasalarının hangi yöntemle oluşturulacağı, BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumdan beklenti ve katkılar” noktalarını kapsayacak bir anlaşmaya varmalarının istenmesini önerdi.
Konferans sonuçlarının bir BM Güvenlik Konseyi kararına dönüştürülerek bağlayıcı hale getirilmesini isteyen CHP mektubuna şu önerilerle son verdi:
“-BM Güvenlik Konseyi, varılan mutabakatın uygulanmasını izlemeli ve uygun sayıda BMGK üyesinden oluşan ve BMGK'ya kısa aralıklarla rapor sunacak olan bir Gözleme Komitesi oluşturmalıdır.
-Varılan mutabakatın uygulanması amacıyla BMGK onayıyla ayrıca bir uluslararası barış gücü oluşturulmalıdır.” (ANKA)

ÖNCEKİ HABER

İşçilerin bölünmesi patronlara yarıyor

SONRAKİ HABER

Harçlar kaldırıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...