Murat Özveri: İktidar krizin faturasını işçilere kesecek
Çalışma Ekonomisi Doktoru ve Avukat Murat Özveri, Türkiye’yi ciddi bir krizin beklediğini, krizin faturasının ise işçilere kesileceğini söyledi.
Fotoğraf: MA
Elif ÇETİNER
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, 6 Mayıs Pazar günü partisinin İstanbul İl Kongresinde seçim vaatlerini açıkladı. Faizler, enflasyon ve cari açığın düşürüleceği vaadinde bulunan Erdoğan, “Dar gelirli vatandaşlarımızın hayat standardı yükselecek” dedi. Erdoğan’ın seçim vaadini değerlendiren Çalışma Ekonomisi Doktoru ve Avukat Murat Özveri, iktidarın krizi kullanarak işçileri terbiye ettiğini söyledi.
İşçilerin yaşamının gelir aktarabilecekleri, bir tür sadaka ekonomisine bırakılamayacağı kadar önemli olduğunun altını çizen Özveri, Türkiye’de çok ciddi anlamda gelir adaletsizliği olduğuna dikkat çekerek, “Örneğin gelir vergisi matrahlarının, vergi dilimlerinin, çalışanlar açısından yüzde 35’lere gelmesi, dolaylı vergilerin çok yüksek olması, buna karşılık kurumlardan alınan gelir vergisinin çalışanlardan alınandan az olması, gelir adaletini bozuyor. Öncelikle buna karşı çıkmak gerek” dedi.
‘HARÇLIK VERECEĞİNE İŞÇİNİN BORCUNU ÖDE’
Devletin çok ciddi anlamda borcu olduğunu söyleyen Özveri, “Devletin borcu var dediğimizde ‘Hayır devletin değil özel sektörün borcu var’ deniliyor. Özel sektörün, uluslararası firmaların tamamının borçları hazine garantisi kapsamına alınmış durumda. Firmalar ödemediği zaman devlet bu borçları ödemek zorunda kalıyor. Borçlar da işçilere yansıyor. Cumhuriyet tarihinin görmediği düzeyde bir borçlanma söz konusu. Diğer bir nokta ise tipik bir çelişki olan ve her kriz döneminde yaşadığımız şeydir. Bir iş yeri kapanıyor ve şirketlerin firmalara olan borcuna garanti veren devlet, işverenlerin işçiye olan borcuna karşı sessiz kalıyor ve arkasını dönüyor. Bir sürü iş yeri batmış durumda ve işçiler bir kuruş elde edemiyorlar. İşçilere harçlık olarak bin lira vermek yerine işverenin işçiye olan borcunu öde” çağrısında bulundu.
‘İŞÇİLERE BİN LİRA VERECEK POLİTKANIN KARŞILIĞI YOK’
İşçilerin önündeki en büyük engelin 6356 sayılı sendikalar ve toplu sözleşmeler yasası olduğunun altını çizen Özveri, “İşçiden yana olduğunu iddia eden bir iktidar varsa önce bu yasayı ortadan kaldırmalı. Toplu sözleşmenin önünü açan, işçinin kendi ücretini belirlediği bir yasa ortaya koymalıdır” dedi. Mevcut iktidarın işçinin yanında olmadığını ifade eden Özveri, “OHAL’de işçi grevlerini yasaklayan, bunu işverenlere müjde gibi sunan bir anlayışın işçilere bin lira vererek yaptığı politikaların bir karşılığı yoktur. Karşılığı olan durumlarda ise insanların gerçekten zor durumda olduklarının göstergesidir” diye ifade etti.
‘İŞÇİLER KRİZ İLE TERBİYE EDİLMİŞTİR’
Türkiye’de bir krizin beklendiğini ve bu krizin faturasının işçiye kesileceğine dikkat çeken Özveri, şu şekilde konuştu: “Gerçek anlamda işçileri düşünen bir hükümet iseniz, radikal olmayan çok küçük değişiklikler ile işçilerin yaşam standardını yükseltebilirsiniz. Ama işçilerin gelirlerinin artması demek işverenler açısından maliyetin yükselmesi demek. İhracata dayılı ekonomik politikası olan ülkelerde emek gücüne dayalı olmayan, teknolojik aygıtları yetersiz, katma değeri düşük alanlarda ekonomi üreten bir ülkede hükümetten bu talebi gerçekleştirmesini beklemek hayaldir. Sermaye ve iktidarın aralarında ortaklaştığı bir ekonomide beklenti içinde olmak doğru değildir. Krizlerde kaybeden sürekli işçiler olmuştur ve işçiler kriz ile terbiye edilmiştir.” (Kocaeli/MA)
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
