06 Mayıs 2018 19:23

Tarım arazileri önce toplulaştırıldı, sonra şirkete verildi

‘Verimlilik artacak, üretici köylü kazanacak’ denilen tarım arazilerinin toplulaştırmasında yeni aşama: Toplulaştırılan arazilerin şirketlere devri.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Yusuf GÜRSUCU

Toplulaştırılan arazilerin şirketlere devrinin ilk örneği Yozgat Kadışehri ilçesine bağlı Kabalı köyünde yaşandı. 9 yıl önce tarlalarının sınırları kaldırılarak toplulaştırılan 11 bin dönümlük arazinin 5 dönümüne meyve bahçesi kurulurken, arazinin geri kalanı, 25 yıllığına, bir şirkete kiralandı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, benzer uygulamayı yaygınlaştırmak için 250 köyde çalışma başlattı.

TEKKELLERE DEVİR YOLU: MANSHOLT PLANI

Tekellerin tarım üzerinden sermaye birikimini yoğunlaştırmasının temel araçlarından biri de geniş bütünleşik tarım topraklarıdır. Arazilerin bütünleştirmesi ya da toplulaştırılması için çıkarılan yasalarla bu durum Türkiye’de de zorunlu hale getirilmiştir.

Tarımın tekelleşme sürecinin en can alıcı adımı Avrupa Birliği öncesi kurulan Avrupa Ekonomi Topluluğu döneminde geldi. Avrupa’da uygulanan Mansholt planı ile tarım topraklarının toplulaştırılması adımları atılmış ve bugün Avrupa da tüm tarımsal destekler büyük tarım tekellerine verilmiştir. Küçük üreticiler neredeyse tamamen ortadan kaldırılmıştır. Tarımın modernizasyonu üzerinden kurgulanan planın temeli bu modernizasyonla birlikte tarımın tekellerin eline verilmesi sağlanmıştır.

AKP hükümeti de Mansholt planını rehber olarak ele alıp, bu yönde birçok yasa ve yönetmelik çıkardı.

TEKELLERE DÖŞENEN YOL

2014 yılında çıkarılan kanunla tarım arazilerinin büyüklükleri belirlendi. Her bölgede il ve ilçede değişiklik gösteren ölçeklerde tarım arazilerinin kaç dekardan küçük olamayacakları net rakamlarla belirlenerek dört kategoriye ayrıldı: Sulak arazi, susuz arazi, dikili arazi ve seralar.

Arazilerin belirleniş biçimi şirketlere yol açıyor. Örneğin Hakkari’nin yüzölçümünün sadece yüzde 2’si tarıma uygun. Yani bu da yaklaşık bin dekar arazi demek. Hakkari’de en küçük sulak arazi 90 dekar, kuru arazi ise 180 dekar olarak belirlendi. Bu rakamlara göre Hakkari’de 3-5 kişi tarımsal faaliyette bulunabilir. Bu sınırlama, asıl hedefin arazilerin şirketlere devrini sağlamak olduğu sonucuna götürüyor.

Bu durum Türkiye de tüm kentlerde farklı ölçeklerde uygulamaya sokulmuş durumda.

İDDİA: TOPRAK KORUMA, UYGULAMA: TALAN

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile miras ya da satış yoluyla arazilerin belirlenen ölçeklerin altında bölünmesine engel olunuyor. Bu ölçeklere uymayan tarım alanlarında çiftçilik yapanlara ve “çiftçi kayıt sistemi”ne kayıtlı olmayanlara destek tarımsal destek verilmeyecek. Bu yolla belirlenen küçük parseller, parası olanların elinde toplanacak.

‘Toprakların korunması gibi bir anlayışla hareket edildiği’ tezini hükümetin şu uygulamaları tekzip ediyor: Tarım arazilerinin enerji, maden yatırımlarına ve kentsel rant politikalarına açılması. 20 yıllık ot parasını yatıranın meraları her türden imara açılabilmesi. Büyükşehir yasası ile kırsal alanların imar planları içine alınması. Yenilenebilir enerji, ‘üstün kamu yararı’ gibi gerekçelerle tarım arazilerinin sanayi alanına çevrilebilmesi.

ÜRETİCİLER KOOPERATİFLERDE TOPLULAŞTIRMALI

Üreticiler çaresiz değil. Üreticiler üretimlerini kooperatifler içinde gerçekleştirir ve yine kendi kurdukları birlikler üzerinden ürünlerini değerlendirirseler tekellere karşı bir pozisyon alabilir ve çıkarlarını bu yolla koruyabilirler.

Zorunlu hale getirilen toplulaştırmaları da kuracakları kooperatifler içinde gerçekleştirseler süreçten yara almadan ve arazilerini kaybetmeden çıkabilirler.

KÖYLÜLER İŞÇİ, KAYMAKAM GENEL MÜDÜR OLDU

Arazileri topululaştırıldıktan sonra şirketlere kiralanan arazilerin sahipleri ücretli işçi olarak çalışıyor.

Köylüler kendi arazilerinde işçi durumuna gelirken, muhtarı ve köylüyü ikna ederek projenin başlamasını sağlayan dönemin kaymakamı TİGEM Genel Müdürü olarak atandı.

İCRA VE KAMULAŞTIRMA İLE ARAZİLERE EL KONULUYOR

Tarım topraklarının el değiştirmesi olarak ifade edilen, tarım topraklarının toplulaştırılıp şirketlere devredilmesi giderek yaygınlaşıyor ve hızlandırılıyor. Ayrıca ‘kamulaştırma’ ve ‘icra’ yoluyla da üreticiler topraklarını bir bir kaybediyor.

Üretim maliyetlerinin sürekli arttığı ve çiftçinin artık üretim yapamaz hale geldiği Türkiye’de özellikle küçük üreticiler borçlarını ödeyebilmek için topraklarının ya tamamını ya da belli kısmını satıyor. Ya da topraklarını bankalara ipotek ettirip kredi çekiyor. Kredisini ödeyemeyen köylüler, kısa bir süre sonra icra yoluyla topraklarını kaybediyor. Mart ayında Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde büyük tarım arazilerinin peş peşe icralık olması durumun vahametini ortaya koyuyor.

Son 1 ayda çeşitli büyüklükteki 85 tarım arazisi icra yolu ile satışa çıktı.

İcraların yanı sıra, maden, enerji vb. sanayi yatırımları için “acele kamulaştırma” yöntemi ile de arazilere el konuluyor. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

İYİ Parti standına saldırı: 1'i ağır 9 yaralı

SONRAKİ HABER

Marksizm Sempozyumu sona erdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...