27 Ağustos 2012 04:01

Olay 15 saniyelik görüntüyle çarpıtıldı

Yüzde 52 zihinsel engelli kardeşine kimlik soran polislerle çıkan tartışma sonucu karakola götürülüp işkence gördüklerini iddia eden Servet Karataş, kamera kayıtlarının sadece 15 saniyelik bir kısmının polisler tarafından basına dağıtıldığını ve bu görüntülerin gerçekleri yansıtmadığını belirtti.4 Ağ

Olay 15 saniyelik görüntüyle çarpıtıldı
Paylaş
Tuba Güngör / Burak Karakurt

4 Ağustos tarihinde İstanbul’un Yenibosna semtinde İmren Sokak’ın başında bekleyen yüzde 52 zihinsel engelli Kemal Karataş’a devriye gezen polis ekipleri kimliğini sordu. Engelli Karataş’ın ‘kimliğim yok’ demesi üzerine polisler ile arasında kısa süreli gerginlik yaşadı. Karataş’ın ağabeyi Servet Karataş, kendilerinin Batmanlı olduğunu öğrenen polislerce aranma şeklinin değiştiğini ve iç çamaşırlarına varıncaya dek arandığını belirtti. Servet Karataş, sokak ortasında böyle bir arama yapamayacaklarını söyleyip itiraz edince sokak ortasında polisler tarafından darp edilmeye başlandığını ifade etti.

‘SUÇ POTANSİYELİ YÜZDE 50’NİN ÜSTÜNDE’

Yüzde 52 zihinsel engelli kardeşi Kemal Karataş’la birlikte arabaya bindirilip, karakola götürüldüklerini orada da bir saate yakın darp edildiklerini belirten Servet Karataş, gördüğü muamelenin tamamıyla Batmanlı olmasından kaynaklı olduğunu polis arabasında öğrendiğini ifade etti. “Polis otosunda karakola götürülürken polis memurunun bana söylediği şuydu, ‘Batmanlısın suç işleme potansiyelin yüzde 50’nin üzerinde’” Servet Karataş, ambulans çağırılarak Bakırköy Devlet Hastanesi’ne götürüldüklerini, hastanede ailelerine haber verildiğini, daha sonra tekrar karakola getirildiklerini söyledi. Karakolun garaj bölümünde 4-5 saate yakın darp edildiklerini vurgulayan Servet Karataş, “Buradan da bu defa Bağcılar Devlet Hastanesi’ne götürüldük. Yolda, Kemal’e şiddet uygulamaya devam ettiler. Tekrar karakola geldiğimizde Organize Şube Ekiplerinin komiser odasında da darp devam etti. Daha sonra komiser, ‘kamera var’ deyince karakolun bahçesindeki garajda; yere yatırılarak coplandık. O gece, o karakolda bizi dövmeyen polis memuru kalmadı” dedi.

Sokak ortasında darp edilmelerine esnafların şahit olduklarını ancak polislerin 3- 4 defa “Eğer şahitlik edersiniz size burada mekân işlettirmeyiz” diyerek esnafı tehdit ettiklerini ve bu yüzden gelip ifade vermekten çekindiklerini söyledi.

‘GÖRME KAYBI YAŞIYORUM’

Yaşananları diğer kardeş Cemal Karataş ise şöyle anlatıyor; “O gün evdeydim, telefon geldi. ‘Gelin bizi alın’ diye. Ben, annem, ağabeyim ve kardeşim karakola gittiğimizde kardeşlerim ambulansla hastaneye götürülmüştü. Biz de hemen hastaneye koştuk. Hastaneye vardığımızda güvenlik görevlileri girişimizi engelledi. İçeriye girmeye çalıştığımızda polisler tarafından ‘Siz kimsiniz? Terörist misiniz?​’ diye darp edilmeye başlandık. Ben, kardeşlerim ve polisleri birbirinden ayırmaya çalışıyordum. Kardeşlerimi polislerin darbelerine maruz kalmasın diye arka taraftan çıkarmak istedim. Dışarı çıkardığımda takviye gelen ekipler tarafından da hastanenin bahçesinde darp edildik. Silah çıkardılar ve silahı ateşlediler. Bir kardeşim kaçmak istedi bu sırada polisler arkasından 6 el ateş etti. Diğer kardeşlerim ise banka oturtulup coplarla dövülüyordu. Bu esnaya kadar polisler beni vatandaş zannediyordu. Arkasından ateş edilen kardeşim polislerin elinden kurtuldu. Darp edilen kardeşlerimin yanına gittiğimde beni de dövmeye başladılar. Yüzüme aldığım ilk cop darbesiyle yere düştüm, yere düşünce kasıklarımı tekmeleye başladılar. Yüzümü saklamaya çalışıyordum fakat yüzüme aldığım darbenin gözümde görme kaybına neden olduğunu öğrendim. Şu an görme kaybı yaşıyorum. Ve gözümün alt tabanında da bir kırık olduğu tespit edildi ve ameliyat olmam gerekiyor.

‘MEDYA ÇARPITTI’

Olayın yaşanmasının ardından medyada hastanede polise şiddet uygulandığına dair haberler yayımlandığını aktaran mağdurların kardeşi Aydın Karataş, “Kardeşlerim hakkında 15 saniyelik görüntüleri yayına veren kanalları aradım. Bu görüntüler polisin medyaya verdiği görüntülerdir dedim. Polislerin kendilerini haklı çıkartmaya, kamuoyunu yanıltmaya çalıştıklarını, olayı da örtbas etmek için basına sadece kırpılmış 15 saniyelik görüntüleri verildiğini söyledim. İşin aslını görmelerini sağlamak istedim. Bu haberleri yapan gazeteciler gelip röportaj yapacaklarını söylediler fakat kimse gelmedi” dedi.

‘BAŞKAN İLGİSİZKALDI’

Olayın gerçekleştiği sırada Batman’da olduğunu ifade eden Aydın Karataş, AKP Batman Milletvekili Ziver Özdemir aracılığıyla AKP Bahçelievler İlçe Başkanı Yardımcısı Erdoğan Şahin’e ulaştıklarını belirtti. Karakola gelip durumu gören Şahin’in, “bu vahşettir” dediğini ancak bu olayı açığa çıkartmak için tekrar Erdoğan Bey’le görüşüp randevu istediğinde, işleri yüzünden görüşemeyeceğini söylediğini aktardı.
Hastanenin önünde  annelerininde kendileriyle olduğunu söyleyen  Cemal Karataş annelerininde polis tarafında hırpalandığını itirilip düşürüldüğünü belirtti. Polisler hepimizin kardeş olduğunu öğrenince çıkmaza girdi diyen Cemal Karataş, bize uyuşturucu satıcısı diye kılıf uydurmak istediler dedi. Televizyonlarda uyuşturucusu satıcısı diye gösterilmeye çalışıldıklarını belirten Cemal Karataş, bunların aslının olmadığını ifade etti. (İstanbul/EVRENSEL)


İHD: POLİSLER GÖREVDEN ALINMALI

İnsan Hakları Derneğine (İHD) başvuran Karataş kardeşlerin yaşadıkları ve son dönemde artan polis şiddeti ile ilgili İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, “Öncelikli olarak polis, önleyici büro amirliğini doğru yapmıyor ve insan haklarına uygun bir şekilde davranmıyor. 2007 yılında Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda düzenlemeler yapıldı. Burada polise geniş bir yetki tanındı. Bu son derece gerici bir düzenlemedir. İşkence yapanlar cezasız bırakılmıştır. Polisler, son zamanlarda coplarını, silahlarını istedikleri gibi kullanmaya başlamışlar ve bu yasal düzenlemeyle de iyice cesaretlenmişlerdir. Polisin bireysel insiyatifi devreye girmiştir. Verilen bu  yetkiyi sınırsızca kullanmaktadırlar. Kürt kimliğine sahip vatandaşlarımız da son zamanlarda daha fazla polis tarafından şiddet görmeye başladı. Karataş kardeşlerde buna bir örnektir. Son zamanlarda bir imha ve inkar yaklaşımı hayata geçirilmektedir. İşkance yasağı getirilmeli, darp ve şiddet uygulalanlar görevden alınmalı yada uzaklaştırılmalıdır” dedi.


BİR SENEDE 827 İŞKENCE VAKASI

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) rehabilitasyon merkezine 2011 yılında 519 kişi, 2012 yılı içinde ise 167 kişi başvurdu. 2011 yılında 5 kişi, 2012’nin ilk 6 ayında ise 4 kişi cezaevinde yaşamını yitirdi. 2011 yılında toplam 616 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Bunlardan 601’i polisler tarafından işkence görenler. 2012 yılında 21 Hazirana kadarki süreçte, 319 kişi işkenceye maruz kaldı. İHD’ye göre ise 2011 yılında 310 kişi gözaltında 517 kişi ise serbest olmak üzere 827 kişi işkenceye maruz kaldı.
2012 yılında ise polis tarafından katledilenlerden bazıları ise şöyle:
4 Mart 2012 tarihinde Aydın’da, hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle götürüldüğü adliyeden kaçınca polisin tabancasından çıkan kurşunla 21 yaşındaki Mahir Zorbey yaşamını yitirdi.
18 Mart 2012 tarihinde İstanbul’da BDP tarafından düzenlenen Newroz etkinliğine katılan Hacı Zengin polisin attığı gaz bombası sonucu yaşamını yitirdi.
18 Mayıs 2012’de Murat Elibol, BDP’nin düzenlediği bir miting sonrasında çıkan olaylarda sırtından vurularak yaşamını yitirdi.

ÖNCEKİ HABER

Başakşehir AVM’de yangın

SONRAKİ HABER

Yeni bir harekete ihtiyaç var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...